Hasan Ali Yücel; Konya benim için her zaman "Aşıklar Kabesi"dir.
Mevlana'nın ömrünü geçirdiği bu yere "Sıla"ya gider gibi giderim. Her yıl, benim gibi üç yüz bin aşığa başucunda "baş kestiren" bu ruh ve hürriyet kahramanını, sandukasının etrafına saçtığı nurlar içinde seyrediş, gönlüme yeni hamleler, yeniden hayat emelleri verir. Konyalılan, vatandaş olarak sevmeme ilave ile Mevlana'nın hemşerileri olarak da kendime yakın hissederim. Mevlana'ya bu Belde garip Türk'e ikinci vatan olan Konya, onun aziz vücudunu sinesinde taşıdığı için bana birinci vatandır. Konya'nın taşında, toprağında ondan zerreler görürüm. Taassuba rebabın sesi, neyin nefesile isyaneden Mevlana, bü­ tün Türk nesilleri için her zaman feyiz verici bir mürebbidir. Kendinden sonra doğmuş hiç bir "gönül eri" , onun bu feyzinden çekimser kalmamıştır.
Sayfa 294 - T.C Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
***** Maarif, geleceğimizi hazırlayan bir müessesedir. Onun istikrar­sızlığı, geleceğimizin ve bekamızın baltalanması demektir ki, millet­Ierin hayatında bu çok acı bir neticedir. *****
Sayfa 394 - T.C Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Keely Koyu. Dünyanın küçük bir köşesi. Bir önemimiz olmadığının farkındayım. Ama ben burada yaşıyorum ve sevdiklerim de burada yaşıyor. Annem, babam, Alisa ve onun anne babası, mucizevi geyik yavrusu, joseph, Joseph'in anne ve babası, kum tepelerinin oradaki McNulty, kaya oyuklarında yaşayan yengeçler, balık sürüleri, deniz feneri, kum tepeleri, postane, tavuklar, yumurtalar, arılar,engerekler...hepsini sayamam ama koru onları tanrım. Birini alacaksan beni al."
Ben onun yaşamının tek dinlendirici köşesi oldum. Belki de sığınabileceği tek kişi.
Bilgi yayınevi
Geoffrey Chaucer ve İngiliz Edebiyatı (Başlarken)
Milton ve Shakespeare’le birlikte İngiliz edebiyatının üç devinden biri olan Geoffrey Chaucer tahminen 1340-43 yılları arasında doğmuştur. Babası John Chaucer adında bir şarap tüccarıdır. Chaucer adının geçtiği ilk yazılı belge Ulster kontesi Elizabeth’in 1357 tarihli harcamalar defteridir. Bu defterde, bu isimde bir içoğlanına (page) elbise
Herbir safta 70 bin Melek Durup Hak Teâlayı tesbih eder
Müfessirler ve muhaddisler ittifak etmişlerdir ki: Hak Teâlâ, Habib-i Ekrem sallallahü teâlâ aleyhi vessellem hazretlerine bağışladığı Liva-yı Hamd adıyla adlandırı- lan sancak-ı şeriftir ki, mahşer gününde Muhammed ümmeti onun altında toplanıp, o ümmetinin şefaatçisi olan peygamber, kendisine vaat edilen Makam-ı Mahmud'a erip Liva-yı Hamd altında bulunan ümmetine şefaat eylese gerektir. Halen o Liva-yı Hamd, cennetin en yüksek yerinde, sonsuz bir sahrada Hamd dağı üzerinde dikilmiş büyük bir âlemdir. Uzunluğu bin yıllık mesafedir. Gönderi beyaz gümüştendir, yeşil zebercetten dir; âlemi kırmızı yakuttandır. Onun üç köşesi vardır ki, her iki köşenin arası beş yüz yıllık mesafedir. Üzerinde nurdan üç satır yazılmıştır. Her bir satırın uzunluğu beş yüzyıllık mesafedir. Birinci satırda “Bismillahirrahmanirrahim”, ikinci satırda "La ilahe il- lallah Muhammedün resulüllah", üçüncü satırda “Elhamdülillahi Rabbilâlemin yaz hdır. Büyük livanın altında yetmiş bin liva daha vardır. Her birinin altında yetmiş bin melek safi vardır. Her bir safta yetmiş bin melek durup Hak Teâlâ'yı tespih ederler....
Reklam
292 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.