Onur Damar

Onur Damar
@onurdamar
Sanatkâr sanatının kurallarına tabi değildir.
Reklam
Zaman
Zaman, hareketin zihinde kalan izidir.
Bâtılı tasvir sâfî zihinleri idlal eder.

Reader Follow Recommendations

See All
Kur'an hoş tutar, boş tutmaz. Gönenli Mehmet Efendi
Üstadım dedim, Bayrama ne alayım? Dedi: Birkaç piri fâniden gönül, birkaç çocuktan gülücük, alabilirsen birkaç fakirden de duâ al.” Cahit Zarifoğlu
Reklam
Kasım
Ahlâf Ekibi olarak çıkarmış olduğumuz dergimizin "Kasım 2022" tarihli "Tevekkül" dosya konulu sayısı artık yayında. Sizlere takdim ederiz. İyi okumalar ahlaff.blogspot.com/2022/11/ahlaf-d...
Meşakkatlidir ezâsız bir şekilde bir çiçeği büyütmek. Kâmil bir çiçeği emânet alıp onu itinakâr bir şekilde sahiplenmek ise hayli suubetlidir. İnsan ezâ vermemek için itinakâr olmalı ve öyle dokunmalı emânetine.
Meşakkatlidir ezâsız bir şekilde bir çiçeği büyütmek. Kâmil bir çiçeği emânet alıp onu itinakâr bir şekilde sahiplenmek ise hayli suubetlidir. İnsan ezâ vermemek için itinakâr olmalı ve öyle dokunmalı emânetine.
İnsanın insana tahammülü kalmamış. Çoğu insan kendisinin en iyi, en mukkemmel olduğu düşünmekte. Özür dileme özürlüsü olduysa, kalp kırmak için bahane arama durumuna girdiyse insan, insanlığın en önemli vasfını kaybetmiş demektir. Gönül kırmak, 70 defa Kâbe’yi yıkmaktan beterdir.
Bazen, sana inanarak ardın sıra yüzlerce insan peşinden gelirde yine de yanlızlığın hüznü dolaşır yüreğinde.
Reklam
Evvela, neyi temsil edip etmediğimizi bilmeliyiz ve ona göre davranmalıyız. Zira insanlar çoğu zaman yaptıkları hatalarla kendilerine değil temsil ettikleri bir topluluğa, bir gruba veya bir düşünceye zarar verir.
Kapitalizminin çokluk tezgahındayız. Dünyada hızla sayısı artan türlü şeyler içerisinde oyananan, zihnini bununla meşgul eden, hatta zamanını bile bu uğurda feda eden insanlar haline geliyoruz. Adeta bir robot gibi, programlanan ve bizden istenenleri harfiyen yaşıyoruz.
Zira yürüdüğün yolda arkanı her döndüğünde; sevdiğin, kimi insanların arkanda durmadığı gerçeği yüreğine bir ateş gibi düşer de; kimsecikler söndüremez sevginin arasına giren soğuk rüzgarların körüklediği o ateşi.
Amel etmek, hayatımızdaki yanlışlarımızı düzeltip daha güzel yaşamak için mi ilim talep ediyoruz yoksa akademilerde sonu gelmez tartışmalara girmek için mi? diye düşünmek gerek. Yoksa, tahsil edilen ilim; ahiret gününde aleyhimizde bir hüccet olarak karşımıza çıkar.
Bir işte, bir yolda ve bir harekette öncü olmak; insanın omuzlarına ağır bir yük olarak biner. Fakat kimi buna rağmen bu ağırlığı üzerine alır.
Dünyalık şeyler için çok uğraşlar sarfedip elinden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyor insan. Allah'tan isterken hep hayırlısını, en iyisini istiyor, lakin dönüp de kendine bakmıyor, ben hayırlı birimiyim diye.
Reklam
Düşünerek hayalini kurduğunuz her neyse uğrunda çabalayın, bedeller ödeyin ve sabredin. Bir bitki bile ona su vermedikçe size çiçek açmıyorken; hayal ettiğiniz yolda zorluk çekmeden, bedel ödemeden neticeye ulaşamazsınız.
Sabır ve şükür ile karşılıyorum elimdekileri ve arzu ettiğim halde elde edemediklerimi. Ve biliyorum ki, Rabbim beni en hayırlı neticelere ulaştıracaktır; yeter ki ona hakkıyla tevekkül edebileyim.
Alternatiflerin seçimleri zorlaştırdığı bir dünyada, lüzumsuz olan her şeyin çokluğunun; lüzumlu olan şeyleri gözden kaybettirdiği gerçeğini anlıyorum.
İnsan "Ben şöyle biriyim, böyle yapmam, şuna razı olurum, bunu kabul ederim" der, ancak bunun sadece bir aldanma olduğunu farketmez. Farkında olmadan kendini kandırır, öyle olduğuna inanır, kendini söylediklerine inandırır.
Mesûdi diyor ki: Arap kadınları, çocuklarını ağlarken uyutmazlardı. Çünkü ağlarken uyuturlarsa cismine gam, keder sirayet eder diye korkuyorlardı. Bu sebeple çocukla şakalaşır, güldürür ve öyle yatırırlardı. Böylece çocuk mutlu bir şekilde yatar, cismi gelişir, rengi ve kanı sâfî olurdu.
Bazen birçok nimete sahip oluyor insan ancak sahip olduğun o nimetlere tenezzül dahi etmiyor. Zenginlik, saygınlık, güzellik, iyi bir meslek, türlü türlü yetenek... birçok şey sana veriliyor ancak hiçbiri seni mutlu etmiyor.
Reklam
"Sonunda bize bir şey katmayacak olanın peşine neden takılalım? Farabi