Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

onur yücedağ

onur yücedağ
@onurycdg
46 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
tuhaf dergisini ilk sayısından bu yana okuyorum her sayı kendi içersin de bir değer taşıyor. fakat en en hüzünlü sayı hangisi deseniz kesinlikle bu sayı derim düşünmeden. bu sayının odak noktası hayvanlara şiddet. İlber hoca olaya tarihi boyutta bakıyor. ayrıca hayvan haklarını nelerdir ne yapılabilir ve hayvana şiddetin psikolojik tarafı da ele alınıyor.
Tuhaf Dergi - Sayı 16
Tuhaf Dergi - Sayı 16Tuhaf Dergi · Tuhaf Dergi · 201865 okunma
Reklam
78 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Prometheus , Tanrı Zeus'a karşı gelir ve olympos dağının ateşini çalarak , ateşi insanlara verir. Bu ateş sanatın, yaşamın ateşidir. insanlar bu ateş sayesinde hastalıklarına çare bulacak , tarım ve hayvancılığı öğrenecek ve karınlarını doyuracak, insanlara akıl ve bilinç kazandıracaktır. fakat Prometheus'un bu hareketi tanrı zeus'u çok kızdırır ve Hekhaistos'a prometheus'un zincire vurulmasını emreder. Mitoloji seviyor ve ilgileniyorsanız mutlaka okumanız gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. güç ve aklın savaşını ilgiyle okuyacaksınız. tanrıların iktidarının bile bir gün biteceğini görecek. insanlar için herşeyi göze alan prometheus'a üzüleceksiniz.
Zincire Vurulmuş Prometheus
Zincire Vurulmuş PrometheusAiskhylos · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20197,4bin okunma
196 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Tiyatro kitaplarına karşı bir önyargım vardı bu günü kadar. İsimlerden dolayı dikkatim dağılıyordu ve akıcılığı sağlayamıyor , kendimi kitabın içine bir türlü sokamıyordum ve de 15 20 sayfa okuyup bırakıyordum. fakat biraz sabırlı olmam gerekiyormuş bunu anlamam geç oldu ama oldu. Bu nedenle mutluyum doğrusu. Coriolanus benim okuduğum hem ilk tiyatro hemde ilk Shakespeare eseri belkide kitabı okuyup bitirdikten sonra çok fazla heyecanlanman bu sebepten. Kendimi yeni bir gezegen keşfetmiş gibi hissediyorum. daha önce neden okumadım diye de kendime kızdım biraz çünkü kitabı alalı bir 4- 5 sene oluyor. Elimde yeni ufuklara y açılan bir kapı varmışta benim haberim yokmuş. Bunu sadece Coriolanus kitabı özelinde değil Shakspeare için söylüyorum. Onun bir kaç sonesini okumuştum ve çok beğenmiştim. şimdi ise Coriolanus'u okuyup onuda çok beğendim bundan sonra daha çok okuyacağım onu. Kitaba gelecek olursak Coriolanus cesur bir asker vede savaşta göstermiş olduğu kahramanlıklarla ün salmıştır. fakat kusurları vardır. kibiri ve halka olan nefreti onun yumuşak karnıdır. ve bu özelliğini kullanarak düşmanları halkı galyana getirirler. Coriolanus'un benim en çok sevdiğim özelliği çok açık sözlü oluşu halkan nefretini asla saklamaması insanları kandırarak onların onurları okşuyarak bir yerlere gelmektense kendinden ödün vermeden bir yerlere gelmek istememesi. Halkın ise cahilliği vede fikirlerini çok çabuk değişmesi insanın canını sıkan cinstendi.
Coriolanus'un Tragedyası
Coriolanus'un TragedyasıWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2014655 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
176 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Kitap , sanat ve toplum eleştirmeni Ruşkin'in verdiği , kitap neden okunmalı , nasıl okunmalı , hangi kitapları okumalı gibi kitaplara dair konuşmaları ve kadınların eğitiminin önemi , kadınlar nasıl eğitilmesi gerektiği başlıklı konferanslarının derlenmiş hali. Yazar bütün başlıkları uzun uzun açıklıyor. Kitaplar başlıklı ilk konuşmasında benim en çok dikkatimi çeken nasıl okunmalı ve hangi kitaplar okunmalı konuları oldu. Nasıl okunmalı konusu , aslında benim bazı fikirlerimi sorgulamama neden oldu. Ruşkin kitap okurken kendimizin fikirleri bir kenara bırakıp yazarın duygularına inmemiz gerektiğini düşünüyor. Ançak o zaman verimli bir okuma olacağına inanıyor.Hangi kitaplar okunmalı başlığında ise teker teker kitap ismi vermiyor. Bunu ayırt etmesi gereken siz okurlar diyor. yani burda demek istediği iyi kitapları seçme yeteneğiniz yoksa hiç okumayın gibi bir şey olabilir fakat kitapları şeceneklere ayırması bize bu konuda biraz ipucu veriyor. İkinci konuşunmasında ise kadınların eğitiminin aile ve toplum için ne kadar önemli olduğunu açıklıyor. Kadınların toplumun vicdanı olarak kavgacı ve yönetilmeye ihtiyaç duyan erkeklerin tamamlayıcısı olarak gören Ruşkin, kadınlarını iyi eğitememiş toplumların ileriye gidemeyeceğini de söylüyor. Bir oturuşta okunacak kadar ince ve akışı olan susam ve zambaklar , hala kitap okunmasını gereksiz görenlere bir ışık , kitap okuyorum fakat etkisini göremiyorum diyenlere bir yönlendirme , kendi güçünün farkında olmayan kadınlara bir uyanış ve kadınları sadece ihtiyaçlarını karşılayan bir obje olarak gören erkeklere bir uyarı niteliğinde.
Susam ve Zambaklar
Susam ve ZambaklarJohn Ruskin · Zeplin Kitap · 2015945 okunma
157 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Toplumda dışlanmış insanların , yarını olmayan , her an başlarını bir şey gelmesi mümkün, evleri aileleri olmayan , hayatları dibe vurmuş, ideolojileri önemsiz ve sadece aş için mücadele veren erkeklerin öyküsü bu kitap. Gorkinın bir çok kitabında böyle sefil hayatları başarıyla anlattığını düşünüyorum ve okuyuculara faklı hayatlara farklı bakış açısıyla bakmalarını sağladığı kanaatindeyim. Kitapta üç öykü yer alıyor. Bunlar yol ardaşım, bir zamanlarinsan olan yaratıklar ve çelkaş. Bir zamanlar insan olan yaratıklar , gerçekçi acılığı vede hüznü beni en etkileyen hikaye oldu. yol arkadışım da sinirlendim ve çelkaş da ise biraz gerildim. Her hikayenin beni çeken ve içine alan bir yanı vardı anlayacağınız.
Arkadaş
ArkadaşMaksim Gorki · Akvaryum Yayınevi · 20112,523 okunma
Reklam
135 syf.
6/10 puan verdi
Kitap'nın arka kapak sözleri çok çekiciydi. Halkların sömüreye karşı ayağa kalkması ve uyanmasınından bahsediyordu. Bende kitabın böyle bir akış içinde gideceğini zannedip büyük bir heyecenla açtım kapağını fakat sadece ilk hikaye bundan bahsediyordu ve de o hikaye çok yüzeysel şekilde anlatılmıştı.Kitabın içinde üç hikaye daha vardı . ve hikayeleri Jack London'un yazdığına inanamadım çünkü daha önce okuduğum Jack London kitapları çok daha derinlikli karekterler içeriyordu. Sanki bu kitap Londonun çıraklık eseri gibi geldi bana. eğer hiç Jack London okumadıysanız bu kitapdan başlamayınız zira yanıltıcı olabilir.
Halk Avcısı
Halk AvcısıJack London · Oda Yayınları · 1998131 okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
Banu avar'a birçok sıfat takılmıştır bugüne kadar. Komplocu derler , kafa tasçı derler, kürt düşmanı derler de derler yani. Kendisine ana akım medya da yer bulamamış. İsrail büyükelçisinin emriyle trt'den atılmış ve hiç bir televizyon kanalında iş bulamamış fakat o bildiklerini konuşmaktan çekinmemiş , üniversitelere gitmiş konferanslar vermiş
Kaçın! 'Demokrasi' Geliyor!
Kaçın! 'Demokrasi' Geliyor!Banu Avar · Remzi Kitabevi · 2013520 okunma
152 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Beyaz zambaklar ülkesininde snelman'ın akademisyenleri eleştirdiği bölümde deliliğe övgüden bahsediyordu. Bende kitabı alıp okumak istedim. Deliliğe övgü , insanın yaşamın özün'e onu yakalamaya ve hissetmeye davet ediyor veya ben böyle bir çıkarımda bulunmak için kendimi kandırıyorum şuan bilemedim fakat kesin olan bir şey varsa oda erasmus'un bilim ve dinin tam ortasında olduğu yani materyalistlerin ruhlarını doyurmadığından sikeyet ederken , din adamlarınında bedenlerine eziyet çektirmelerini eleştiriyor. Bu konuda din adamlarını daha şanslı buluyor ama yine de din bilimcileri de yermekten çekinmiyor. Yazarın bu her iki kesime eleştirel bakısı her hangi bir ideolojiye hizmet etmemesi inandırıcılığını ve etkisini arttırmasına neden olmuş zira deliliğe övgü Reform hareketleri gibi kitlesel bir kalkışmanın alt yapısını oluşturmuş parçalardan biri olarak gösterilmiş. Deliliğe övgü , içerdiği mitoloji kavramları sebebiyle biraz alt yapı istiyor. zaman zaman bir paragrafı dönüp dönüp okumanız gerekiyor buda yavaşlamanıza biraz dikkatinizin dağılmasına sebep oluyor bu yüzden okumam benim biraz uzun sürsede zihnimde farklı düşüncelere yer açtığının ve bana bir şeyler kattığını düşünüyorum.
Deliliğe Övgü
Deliliğe ÖvgüDesiderius Erasmus · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202111,7bin okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Hasan Ali Toptaş'ın daha önce heba , sonsuzluğa nokta ve gölgesizlerini okumuştum. Hepsinden ayrı bir haz almıştım. Onu okumak sanki sözcüklerin içinde yüzmek , cümlelerle dans etmek gibi bir şey. romanlarını bitirdiğimdeki tadı , içimde yarattığı kıpırtıyı ve heyecanı hatırladıkça ona olan saygım ve sevgim o denli artıyor doğrusu. Ben bir gürgen dalıyım kitabınıda aldığımda da içim de hiç bir süphe yoktu kötü olacağınadayir. Kitap cafe tarzı bir yerde rafta sadece hasan ali toptaş ismini gördüm ve elime alıp okumaya başladım. Yine o son bırakığım geçmişten gelen haz vardı dudaklarımda. İnanılmaz bir keyif onu okumak. Konusuna gelecek olursak bir gürgen ağacının gözünden insanları anlatıyor.insanların acımasızlığını ve çaresizliğini. zalimliğini ve yoksulluklarını dile getiriyor. Okurken bazen ağaçların yerine kendimi koyduğum ve tüylerimi diken diken olduğunu düşünüyorum da sadece bu duygu için bile Hasan Ali Toptaş'ı ayakta alkışlamak gerek doğrusu.Şimdiden onun okuyacağım bir sonraki kitabı için sabırsızlanıyor ve vereceği tarifsiz duygular için heyecanlanıyorum.
Ben Bir Gürgen Dalıyım
Ben Bir Gürgen DalıyımHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20196,7bin okunma
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
@onryucedag lafargue çalışma saatlerinin fazlalığını eleştirdiği güzel bir deneme kitabı yazmış doğrusu. burjuvazı'yi doymak bilmeyen şişman bir yaratığa benzeten yazar bir çok aristokratıda çalışmayı yücelten yazıları sebebiyle , burjavizinin adamı olmakla şuçluyor. işçilerin sefil hayatına ve fabrika sahiplerin onlara ihtiyaçı olmasına rağmen işçilerin sesini çıkarmaması , daha iyi bir yaşam istememeleri nedeniyle ise proletarya sınıfına kızıyor. uzun cümleler bazen dikkatimi bozsada yazarın sitemkar hali beni tekrardan kitaba odakladı. işci sınıfın hayatından kesitler verirken güzel betimlenmiş cümleler kitabı daha okunası yapıyor bence. yazarın savundukları bazen uç vede ütopik gelsede hayal ettiği şey , toplumları daha yaşanılır bir yer haline dönüştürmek. bununda yolunun toplumun büyük bir çoğunluğunu oluşturan hizmet sektörü çalışanların daha az çalışması ve kendilerine daha çok vakit ayırması vede bol bol şenlikler düzenlemisi olduğunu söylüyor vede böylelikle daha adaletli bir yaşam olacağını düşünüyor. okurken bana hayatın özünü sorgulatan tembellik hakkı , ağustos böceğine daha çok saygı duymama ve ayrıca bildiğim sandığım doğruları da sorgulamama sebep oldu.
Tembellik Hakkı
Tembellik HakkıPaul Lafargue · Ayrıntı Yayınları · 201510,3bin okunma
Reklam
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Fin halkının modern Finlandıya'yı nasıl yarattığının anlatıldığı muzazzam eser , halklara ve milletlere örnek teşkil etmesi bakımından emsal niteli taşıyor. Bir avuç aydını ve aydınların peşinden giden halk kitleleriyle birlikte finlandiyanın ekonomik , politik ve manevi hayatını düzene sokmasını ve bataklıklar ülkesini nasıl zambaklar ülkesi yaptığını anlatıyor. snelman'ın manifesto niteliği taşıyan konuşmaları ile memurları , çiftçileri ,askerleri , köylüleri ,din adamlarını ,soyluları ve akademisyenleri ile top yekün bir aydınlama hareketi baslatması vatan sevdalısı aydın insanların önemini gösteriyor. fin halkının ise bu aydınlara olan güveni ve ülkelerini yükseltmeye çalışması , daha iyi yaşam koşulları istemesi ve bunun için mücadele etmesi hayranlık uyandırıcı. eğitime olan inaçları , maddi sıkıntılara rağmen eğitime yatırım yaparak bilinçli ve bilgili nesiller üreten finlandıya tüm milletlere örnek olmalı.Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürkte bu yeniden doğuştan çok etkilenerek kitabın askeri okullarda gösterilmesini istemiş ve gençlerin uyanmasını arzulamıştır.Bu arzusu o dönemlerde belli oranda gerçekleşse de yaşadığımız dönemde gençlerin milli duygulardan ne kadar uzak olduğunu görüyoruz malesef. beyaz zambaklar ülkesi finlandıya her bireyin önemli olduğunu bizlere gösteriyor. milli birlik ve beraberlik için bu kitap kesinlikle okunmalı ve okutulmalı.
Beyaz Zambaklar Ülkesi
Beyaz Zambaklar ÜlkesiGrigory Petrov · Ayrıntı Yayınları · 201799,9bin okunma