Kaliteli arkadaşlıklar fark yaratır. Bana bir şey katmayacak, vizyonumu geliştirmeyecek insanlarla görüşmüyorum. O yüzden tercih edilen yalnızlık, salak saçma sosyal ilişkilerden daha kıymetli ve daha güzel.
fikrin maddeye ne kadar hâkim olduğunu düşündün mü? Fikir gidince insan da kâğıt gibi cansız, mânâsız oluyor. Bu akşam İsa’nın şu sözlerini hatırladım: “Allah ölülerin değil, dirilerin Allah’ı”
Her şey an, an nûr içinde, sonra daimî karanlık... İşte geldi, işte gidiyor... İnsan ömrü, kâinatın hayatı nur içinde bir an görünüp sönen hayal... Bir gölge oyunu,
Onda ne kadar serseriliğe, başıboş gezmeye alışkanlık varsa, o kadar da birine bağlanmak, birinin malı, kulu olmak ihtiyacı vardı. Annesini kaybettiğinden beri bu kadar yalnızlıktan korkmamıştı.
Kişinin iyi olan tanrı kadar kötü olanına da gereksinimi vardır: kişi kendi varoluşunu yalnızca hoşgörüye, insancıllığa borçlu değildir ki... öfkeyi, öcü, kıskançlığı, alayı, kurnazlığı, şiddeti tanımayan bir tanrı, neye yarardı ki?
sanki şimdiye dek alçakgönüllülük, saflık, boynu büküklük, tek sözcükle kutsallık, yaşama, çekinilecek şeylerin ve günahların topundan daha çok zarar vermemiş gibi...