DDKO davaları
DDKO Davası'nda, Musa Anter tarafından yazılan Kürd- çe-Türkçe sözlük, Savcılık tarafından incelenerek bu sözlükte bulunan 8307 sözcüğün; 3080'inin Türkçe, 2270'inin Farsça, 2000'inin Arapça, 120'sinin Ermenice ve 100'ünün Keldanice olduğu iddia ediliyordu. Bunun üzerine, şakacılığıyla bilinen Canip Yıldırım, Musa Anter'e, “30 kelimelik sözlük yazıp bizi rezil ettin." diyordu. Musa Anter de, davanın hâkimi Ham- di Sevinç'e seslenerek, “Hâkim Bey, savcının iddiasına göre, Kürdçe dilinde geriye 30 sözcük kalıyor. İnsaf, tavuklar bile 50-60 sözcükle anlaşıyorlar, bu ayıp olmuyor mu?" der. O or- tamda herkes kahkaha atmamak için kendini zor tutar. Varı yok saymak adına, ciddi(!) mahkemenin içine düştüğü durum gülünçtür, komedidir, trajedidir...
İstanbul DDKO
Istanbul DDKO'nun kurucu yönetim kurulunda görev da- ğılımı şöyle oldu: Başkan, Necmettin Büyükkaya; sekreter, Şa- kir Elçi; sayman, A. Yılmaz Balkaş; Mahmut Kılınç ve Hikmet Bozçalı yönetim kurulu üyeleri; İlhami Yaban ile Fevzi Yar- dımcı yedek üye seçildiler. 3 Mayıs 1970 günü yapılan birinci kongrede, başkanlığa Hikmet Bozçalı,
Reklam
Bilimin Karakteri Işığında Sahte Ve Gerçek Eğitim Yöntemleri
Doğa bilimlerinin amacı, bilimciyi çevresinden haberdar etmektir. Bu nedenle hem tikel nesnelerin tasviri, hem de bu tikel nesnelerin genel nitelikleri ve bunları etkileyen süreçler hakkında ileri sürülen kuramlar bilimciyi ilgilendirir. Sosyal disiplinlerde ise tikel tasvirin ötesine geçmek aynı doğa bilimlerinde olduğu gibi öndeyi yapmayı
Sayfa 108
Batı ülkeleri adı altında toplanan ülkelerde dogmatik düşüncenin ne yazık ki giderek yaygınlaşması, oralarda da politik duyarsızlığın giderek artmasına, halkın bölünmesine, fakirliğin yayılmasına neden olmaktadır. Postmodernizm denilen akıl düşmanı söylem Batı'da bilhassa üniversiteleri son derece kötü etkilemektedir. Postmodernizm ile yayılan rölativizm, yani herkese göre gerçeğin başka olabileceği fikri (bkz. Mandelbaum, 1938; Boghossian, 2006), mesela matematiğin bile bir beyaz üstünlüğü silahı olduğu, zencilerden matematikte kesin sonuç beklenmemesi, yanlış problem çözümlerine de, doğru çözüme yakın oldukları takdirde tam not verilmesi gibi akıl dışı isteklerin ortaya çıkmasına neden olmuştur (bkz. Rubel ve McClosky, 2019 ve orada atıf yapılan literatür) Türkiye'de de son yıllarda artan ve hiçbir bilimsel temeli olmayan "Osmanlı methiyeleri" diyebileceğimiz bir "alternatif tarih" üretilmeye başlamıştır. Bu tür akıl dışı düşüncelere karşı tüm dünyada ciddi ve güvenilir bilim insanları giderek artan sayılarda tepki göstermekte, yayınlar yapmaktadırlar (ör. Gross ve diğerleri, 1996; Lefkowitz, 1996; Lefkowitz ve Rogers, 1996; Windschuttle, 1996; Evans, 1997; Gross ve Levitt, 1998; Koertge, 1998). Türkiye'de de İlber Ortaylı, Sa- lih Özbaran gibi ciddi tarihçiler, üretilen alternatif tarihin ne kadar temelsiz, saçma ve zararlı olduğunu muhtelif vesilelerle yazdıkları yazı ve yayımladıkları kitaplarda belirtmişlerdir.
Sayfa 51 - İnkılap Kitabevi
"Sırf insanlığa hizmet edeceğim" diye bilim yapılmaz. Sözümona sırf insanlığa hizmet aşkıyla yola çıkanlar( ör. Komünist rejimler) 20.yüzyıl'da yaklaşık 100 milyon insanın ölümüne neden olmuşlardır.
Sayfa 309Kitabı okudu
Pek çok ilkel dinde ve daha sonra ortaya çıkan tek Tanrılı din­lerde dağlar genellikle kutsal yerler, Tanrının yeryüzündeki meka­nı, hatta tecellisi olarak saygı görmüş, kendilerine tapınılmıştır (ör. Güney Türkiye'de Fırtına Tanrısı'nın mekanı kabul edilen Cebeli­akra, Eski Yunanlıların Olimpus'u, Musevllerin Tur-u Sina'sı, Hı­ristiyanların Lübnan Dağı, Müslümanların Hira Dağı, Orta Asya Türklerinin Han Tengri'si ve Çinlilerin Ti-yen Şan'ı olan dağ ve/ veya dağlar). Bu nedenden ötürü yukarıdaki lengüistik inceleme­de çeşitli diller içinde dağ, kule, yüksek, ulu yer veya nesne, hatta yüksek yerlerde olan şato ve kale gibi sözcükler kökteş kabul edil­mişlerdir.
Kutsal nesne olarak dağ ve yüksek yapılar
Reklam
35 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.