☆bono☆
"Şu Diyanet İşleri Başkanı'nın vazifesinden alınmak istenmesine ne diyorsun?" Herhalde cebimdeki bono dürtecek. Çünkü vereceğim karşılık adamı kızdırabilir. Bonoya hak verecektim: "Valla ne diyeyim? Hükümet galiba açmaza düştü!" Muhalefet partilerinden birinden, belki de ana muhalefettendi, yerinden sevinçle kalkıp oturacaktı: "Hem de nasıl açmaz! Seçimlerde ektiklerini şimdi biçiyorlar. Bizim partiyi vurmak için din adamlarını okşarlar mı?"
Sayfa 204 - 1. Basım: Aralık 2021 - Everest Yayınları
☆iki buçuk☆
İşte gene hiç sevmediği bir duruma düşmüştü! Bin kez söylemişti kendi kendine ki, "Dolmuşa bindiğim zaman değil, inerken parayı vereceğim bundan sonra!" Olmuyordu, olmuyordu, Allah belasını versin. Bundan önce bir değil, beş değil, belki de on, on beş, yirmi sefer hep aynı duruma düşmüş, şoförle takışmıştı. En temizi, dolmuştan ineceği yere gelince, inmeden önce parayı vermekti. Bir süre öyle yapmıştı. Ama bu sefer, bu sonuncu sefer... Durak kalabalıktı. Birkaç kişi koşmuşlardı, çevik bir davranışla girivermişti arabaya. Solunda iki kişi. En sağdaydı. Yanındaki bozuk paraların en küçüğü iki buçukluk. Öteki müşteriler verince o da onlara uymuş, uzatmıştı iki buçukluğu. Şoför almış, ötekilerin iki buçuk, beşliklerinin üzerini vermiş, onunkini... Bu sırada en soldaki inip bir başka yolcu binmeseydi şoför herhalde paranın üstünü verecekti. Çünkü davranışı öyleydi. Ama yolcu, "Cağaloğlu!" deyince, şoför yeni müşteriyle konuşmaya dalmış, iki buçuğun üstünü unutmuştu. Ne yapmalıydı şimdi? "Şoför Efendi, iki buçuğun üstünü unuttunuz!" dese, şoför belki de, "Ne biliyorsun unuttuğumu?" diye bozabilirdi. Bozmasa bile, dolmuş yolcuları şöyle bir bakarlar, içlerinden, "Amma da para canlısı ha!" gibilerden geçirebilirlerdi. Başkalarının onun hakkında böyle düşünmelerini istememekle beraber, bu türlü düşündüklerini belirtircesine yan yan bakmalarından nefret eder, cinleri tepesine toplanırdı.
Sayfa 185 - 1. Basım: Aralık 2021 - Everest Yayınları
Reklam
150 syf.
·
Puan vermedi
Benim için uzun bir aranın ardından Orhan Kemal'in harika bir eserinin incelemesiyle tekrar buradayım. Küçük Adamın Romanı serisinin 3.kitabı olan Cemile bir önceki eserlerinde olduğu gibi bu eserinde de olaylar Adana'da gelişiyor. Toplumsal sorunlardan yola çıkarak yazılmış bir eser diyebilirim. İşçi-işveren arasındaki diyaloglar güzel yansıtılmış. Her zaman olduğu gibi sade ve akıcı bir dil kullanmış. Eğer kütüphanenizde henüz okunmuş bir Orhan Kemal kitabı yoksa geç kalmadan okumanızı tavsiye ederim :)
Cemile
CemileOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20173,926 okunma
☆motorda☆
Şehrin karanlık çizgisi üstünde kırmızı kırmızı, yeşil yeşil, mavi mavi kırpışıp duran ışıkların gerisinde boydan boya bir yıldız aktı. Bu bana, çocukluğumun Çukurova göklerini hatırlattı. Çukurova'da gökler mi yakındı, yoksa Çukurovalılar göklere mi yakındılar? Geceleri evlerinin damlarında yattıkları için, yıldız dolu göklere daha yakındılar galiba.
Sayfa 145 - 1. Basım: Aralık 2021 - Everest Yayınları
Orhan Kemal
"Sen bana ekmek veriyorsun ha? Sen kimsin de bana ekmek vereceksin? Çalışıyorum ben, alnımın teriyle kazanıyorum onu. Bana ekmek veriyormuş. Ben çalışmayayım da sen bana ekmek ver. Ulan siz değil ekmek, günahınızı bile vermezsiniz bedavadan!" #OrhanKemal
Peyami Safa
Servet-i Fünun dönemi şairlerinden İsmail Safa ile Server Bedia Hanım'ın çocuğu olarak 2 Nisan 1899'da dünyaya gelen usta yazarın ismini, Şair Tevfik Fikret koydu. Birçok kaynağa göre İstanbul Gedikpaşa'da doğan usta kalem, bazı kaynaklara göre ise Osmanlı bürokratı olarak Anadolu'da görev yapan babasının işi nedeniyle
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.