Eyllwe şarkısıydı.
Sonra Fenharrow Şarkısı geldi. Ve Melisande. Ve Terrasen. O çalışma kamplarında insanlarını kaybeden tüm uluslar.
Ve nihayet debdebe ve zafer için değil, dönüştükleri şeyin yasını tutmak için orkestra Adarlan Şarkısı'nı çaldı.
Son nota da çalındığında şef yanında dikilen müzisyenlerle kalabalığa döndü. Tek vücutmuş gibi gözlerini balkonlara, kıtanın kanlarıyla satın alınan tüm o mücevherlere baktılar. Ardından tek kelime etmeden, eğilip selam vermeden ya da bir başka jestte bulunmadan sahneden indiler.
Ertesi sabah kraliyet kararnamesiyle tiyatroya mühür vuruldu.
Bir daha kimse ne müzisyenden ne de şeften haber aldı.
Sayfa 479Kitabı okudu
Hayatımı bir çeşit müzik gibi görüyorum ; her zaman iyi bir müzik değil ama yine de formu ve ezgisi var. Uzun zamandır hayatım orkestra olmaktan uzak. Tek bir nota.
Sayfa 340Kitabı okudu
“Varlığının bilincine varılsın ya da varılmasın, her insanın içinde bir orkestra vardır, diye düşünürüm ben. Vardır var olmasına da; kimisi şefini bulamadığı için insan ömrü boyunca bir tek nota çalamaz, kimisi de ilkel çalgılardan oluştuğu için insanı alıp bir yerlere götüremez.”
Hasan Ali Toptaş
Bizi biz yapan beynin kendisi değil, beynin içerisindeki örüntüdür. Tıpkı orkestra çalmayı bitirdiğinde Beethoven’in Beşinci Senfonisinin varoluşunun sona ermemesi gibi, zihin de bilginin başka bir yere aktarılmasıyla varlığını devam ettirebilir.
Anlam Yoğunluğu
.
Akıl adamı, kimseden yardım almadan konser veren, tek bir enstrümanla mesela kendi içinde küçük bir orkestra olan bir piyano çalan bir sanatçı gibidir.
Böyle bir adam kendi içinde küçük bir dünyadır; ve çeşitli enstrümanların bir arada ürettiği etkiyi kendi bilincinin birliği içinde tek başına üretir.
...
