Fransızların sahte ve sığ oldukları fikri yaygınlaşmıştı. Karamzin için Paris, "yüzeysel ihtişam ve cazibenin" başkentiydi, Gogol için ise "hile ve açgözlülük cehennemini gizleyen ışıltılı bir yüzey". Viazemski, Fransa'yı "aldatmaca ve sahtelikler diyarı" olarak resmetmişti. Denetçi ve edip Alexander Nikitenko, Fransızlar için şunu yazmıştı: "Tiyatro aşkı ve bunu yaratma inancı ile doğmuş gibi görünürler ama şovmenlik için yaratılmışlardır. Duygular, prensipler, onur, devrim, hepsine bir oyunmuş gibi bakıyorlar. "
Çünkü kadınlar doğuştan itaatkâr, iffetli, mis kokulu ve şık değiller. Onlarsız yașamın zevklerinden hiçbirini tadamayabilecekleri bu güzellikleri ancak bunaltıcı bir disiplinle elde edebilirler.
Aşkın iki yüzü vardır: Biri ak, biri kara ve iki bedeni; biri ipeksi, biri kıllı. İki eli vardır, iki bacağı, iki tırnağı; aslında her organdan iki tane vardır ve her biri ötekinin tam karșıtıdır.