Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Biz də elə bilirik ki, renessans dövründə aydınlığa çıxıb dünya
Bu gün avropalılar çox deyirlər ki, Orta əsrlər qaranlıq və zülmət əsrləri olmuşdur. Burada mühüm məqam budur ki, bu qaranlıq və zülmət Avropaya məxsusdur, Orta Şərqə və ozamankı İslam dövlətinə yox.
güzel, çok güzel bir kadın vardı perdede, güzel olduğu kadar dertliydi de. sonra geniş ve sakin bir ırmak gördü, sonra bir çiftlik evi, yeşillikler içinde bir amerikan çiftliği. sonra, dertli güzel kız galip’in daha önce hiçbir filmde görmediği orta yaşlı bir adamla konuşmaya başladı. konuştukları kadar ağır ve sakin hareketlerinden ve yüzlerinden hayatlarının dertlerle dolu olduğunu anlıyordu galip. anlamaktan öte, biliyordu. hayat dertlerle doluydu, acılarla, biri bitince öbürü gelen, öbürüne alışırken bir yenisi bastıran ve yüzlerimizi birbirine benzeten derin acılarla. birdenbire de gelseler, bu acıların çoktan beri yolda olduğunu biliyorduk biz, onlara kendimizi hazırlamıştık, ama gene de dert, bir kâbus gibi üzerimize çökünce bir tür yalnızlığa kapılıyorduk; başka insanlarla paylaştığımızı sandığımız zaman mutlu olacağımız umutsuz ve vazgeçilmez bir yalnızlık. galip bir an kendi derdiyle perdedeki kadının derdinin bir olduğunu hissetti; ya da dert yoktu da ortak bir dünya vardı: çok fazla bir şeyler beklenmeyen, ama hiçbir zaman da küsülmeyen, anlamı ve anlamsızlığı sınırlı, insanı alçakgönüllüğe çağıran yerli yerinde bir dünya.
Sayfa 102 - yapı kredi yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Uyuşturucu bir ideoloji ve bir seri vahşi ve terörist hareketlerden doğmuş bu devlet(?) sömürgeci Batı güçlerinin öldürücü baskısı ile alınan illegal bir Birleşmiş Milletler kararı ile yaratılmıs Bu devlet(?) kendisini kendi öz gücü ile değil fakat vaktiyle aynı yolu izleyen Haçlılar gibi Batı’dan akan silah ve para yardımı ile ayakta durmaktadır. Bilhassa dünya stratejisinde İsrail’i, Orta-Doğu’da kendi ileri karakolu sayan Birleşik Amerika bu ülkeye şartsız ve sınırsız destek sağlamaktadır. .
Eski Türklerde kâinat, üç âlemi muhtevidir : 1) Orta Dünya, 2) Yukarıki Sema, 3) Aşağıki Sema.
·
Puan vermedi
''Yalnızca kadınların olduğu bir ülke gerçekten var diyelim, demişti Jeff sürekli,''nasıl insan olurdu bunlar?'' Böyle bir ülkenin kaçınılmaz sınırlamaları,bir arada yaşayan bir sürü kadının kusurları ve ahlaksızlıkları konusunda öyle ukala fikirlerimiz vardı ki.Onlarda ''kadınsı kibir''dediğimiz
Kadınlar Ülkesi
Kadınlar ÜlkesiCharlotte Perkins Gilman · İthaki Yayınları · 201812bin okunma
Kendilik'imiz yani "orta nokta"mız, iki dünya ve onların güçleri arasındaki, sadece hayal meyal bildiğimiz, ama çok güçlü bir şekilde hissettiğimiz gerilimin merkezidir. Bize hem çok yabancı hem de çok yakındır. Bütünüyle ta kendimizdir ama bilinmezdir. Gizemli bir yapının gerçek merkezidir. Kendilik, belirgin biyolojik amaçlarının yanında, ruhun manevi yaşamında ve dinin ruhsal başarılarında kendini gerçekleştirme eğilimindedir. Bu yüzden Kendilik, çok gizli bir sır, gizemli bir kaynak ya da tanrısal bir yansıma olarak görülebilir. Kendilik, sadece toplumsal çevreye değil, Tanrı'ya, evrene ve ruhun yaşamına kişisel bir intibak vasıtasıdır.
Reklam
264 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
45 günde okudu
nachdenklich...
Coetzee'nin "Utanç" adlı eseri, Güney Afrika'da geçen bir roman olup, ırkçılık, ahlaki çarpıklıklar, utanç ve insan doğası gibi temaları ele alır. Hikaye, David Lurie adındaki bir İngilizce profesörünün hayatını konu edinir. David, Cape Town'da bir üniversitede ders veren orta yaşlı bir adamdır ve öğrencisiyle skandal bir ilişkiye girdikten sonra kovulur. David, utanç içinde kendi hayatını yeniden şekillendirme sürecinde, kızı Lucy'nin yanına güneydoğudaki bir çiftliğe gider. Lucy'nin çiftliği, siyahi işçilerin yaşadığı bir toplulukla çevrili olan bir yerdir. Ancak çiftlikte yaşanan bir dizi olay, David'in düşündüğü gibi sakin bir kaçış yeri olmadığını ortaya çıkarır. Roman, David'in kendi kafasındaki düşünce tarzları ve dünya görüşleriyle yüzleşmesini ve kendi değerlerini sorgulamasını anlatır. Aynı zamanda, Güney Afrika'daki ırkçılığın ve insan ilişkilerinin karmaşıklığının altını çizer. David, geçmişiyle, ailesiyle ve çevresiyle olan ilişkilerinde dönüşüme uğrayarak, kendisiyle hesaplaşırken okuyucuya derin düşüncelere sevk eder. "Utanç", insan doğasının karmaşıklığını, utanç duygusunun gücünü ve bireyin kendi iç dünyasındaki mücadelesini derinlemesine irdeleyen etkileyici bir eserdir. Coetzee'nin incelikli anlatımı ve derin karakter analizleriyle, okuyucuya düşündürücü ve etkileyici bir okuma deneyimi sunar.
Utanç
UtançJ. M. Coetzee · Can Yayınları · 20182,452 okunma
Yer - Sular, orta dünya semasının yani kürre - i havaiyyenin oğullarıdır. Yer - Suların babasına, Altay Türkleri Ugan derler. Oğuzlar ise buna Gök Han namını veriyorlar. İşte bu suretle, Sol Kol’un ilâhlarını Gök Han, Dağ Han, Deniz Han namındaki üç Yer - Su’dan ibaret görüyoruz.
Vefatının Ardından Türk Basınında Papa Eftim
Papa Eftim'in vefatı Türk basınında geniş çapta yer bulur. 19 Mart 1968 tarihli Milliyet gazetesi Papa Eftim'in ölümü ile ilgili bir yazısında bu büyük dava adamından şöyle bahseder: "Yanık yüzlü, temiz yürekli, kadife bakışlı bu Orta Anadolu çocuğu Ortodoks olarak doğmuştu. Büyük din cereyanlarının çatıştığı Küçük Asya'da
Nitekim, Hruşçov-Mao çekişmesi, insanoğlundaki o ezeli iktidar hırsının işçi diktatörlüğü hayalinden daha cazip olduğunu belirtiyor. Yine bu çekişme; "Önce Ruslar, sonra dünya işçileri; önce Çin, sonra dünya işçileri; kısacası önce millet, sonra sınıf" gerçeğinin hâlâ yaşadığını ortaya koyar. Marsel Quessant ne güzel söylemiş, "Milliyetçilik o kadar dürüst, öyle tabiî bir duygunun karşılığıdır ki, onu inkâr edenler bile irsiyete boyun eğerler. Ve İtalyan Marksçıları Orta Çağların Venedik, Toskana, Liküri Cumhuriyetleri burjuvalarını andırdıkları halde; Bolşevikler Birinci Petro'nun, Birinci Pol'ün, Katerina'nın gidişlerini hatırlatan usûllere itibar ederler."
Reklam
Yaşamın, "gizi maneviyat" diye ifade edilen iç dünya zengin­liğini, ne yazık ki gündelik yaşamın gittikçe sertleşen kavga­larında yitiriyoruz.
Sanattan Kopuş
Eğer iyi oturtulmuş bir dizeyle kanatlanıp uçmuyorsan, eğer edebiyatın, müziğin, resmin büyülü evreniyle kendinden geçmiyorsan; onca para pul, iktidar neye yarar ki! Belki de sadece sıkıntıdan kurtulmaya... Çünkü sanatsız geçen bir hayat, yavan, anlamsız, tekdüze. Dünya giderek sanattan kopuyor.
152 syf.
6/10 puan verdi
·
68 günde okudu
GÜL YETİŞTİREN ADAMDAN BİNA YETİŞTİRMEYE ÇALIŞAN ADAMLARA!
Rasim Özdenören
Rasim Özdenören
Öncelikle kompozisyon kitabımız olan ‘’Gül Yetiştiren Adam’’ adlı kitabımızın yazarı Rasim Özdenören hakkında kısa bir bilgi vermek istiyorum: Rasim ÖZDENÖREN 20 Mayıs 1940 tarihinde Kahramanmaraş’ta dünya’ya geldi. Özdenören ilk ve orta öğrenimini Kahramanmaraş, Malatya, Tunceli gibi Güney ve Doğu illerinde tamamlamıştır. İstanbul
Gül Yetiştiren Adam
Gül Yetiştiren AdamRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 202117,7bin okunma
Bilimin Balı' da doğmuş olmasının akla yatkın açıklamalarından birini Jared Diamond'un Guns, Germs and Steel (Tüfek, Mikrop ve Çelik) adlı kita- bında bulmak mümkündür. Diamond kitabında bilimin niçin ilk önce Ba- lı' da ortaya çıkhğım ve niçin sonunda dünyanın her yerinde, hatta Bah'nın diğer kurumlarına hasmane tavır
Sayfa 53
TUĞ
İnsanlık tarihine yön veren Türklerin zincirleri kırma zamanı gelmiştir. Yüzyıllar boyunca, barışın huzurun refahın güvencesi olan Türklerin yön vericiliğine insanlık muhtaç hale gelmiştir. Türk kültür ve medeniyetinin etkisizleştirilmesinin handikapını yaşayan özellikle bölgemiz ve dünya hakimiyetini kurabilmek amacıyla ulus devlet
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.