368 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Xiomara Batista'nın savaşçı bir ruhu var. Tıpkı isminin anlamı gibi. Etrafının onu anlamadığını düşünür ve bu yüzden içindeki duyguları ikizinin ona aldığı deri kaplamalı deftere kendi şiirlerini yazmaya başlar. Bu şiirlerde onun öfkesini, çığlığını, yaşadıklarını, ne hissettiğini okuyoruz. Bu şiirler onun kendisini anlamasını ve sözcüklerin gücü
Şair X
Şair XElizabeth Acevedo · Salon Yayınları · 2019262 okunma
Bilmelisin ki başkanlığa ancak âlemin yapısını bilen, onun sağlığını korumaya ve hastalığını ortadan kaldırmaya muktedir bir kimse layıktır. Bu, üstünlük kurarak ya da yıkıcı bir savaşla olur. Devletin temelleri toplumun görüş birliği içinde olması ve sağlam bir ideale sahip olmasına bağlıdır. Devletin unsur­larının amaçlarının farklılaşması
Reklam
Şimdi Batı'nın büyük medya kuruluşlarında ABD politikalarını ya da İsrail'i eleştiren bir şey söylemeye çalışmanın son derece güç, öte yandan bir halk ve kültür olarak Araplara ya da bir din olarak İslam'a karşı düşmanca şeyler söylemenin gülünç denecek ölçüde kolay olduğunu herkes biliyor. Zira Batı'nın sözcüleri ile Müslüman ve Arap dünyasının sözcüleri arasında kültürel bir savaş var esasında. Böylesine alevli bir ortamda, bir entelektüel olarak yapılacak en güç şey eleştirel olmak, belli bir noktaya bomba yağdırmanın dildeki karşılığı olan belagatli bir üslup takınmaktan kaçını bunun yerine ABD'nin halklarını ezen kukla rejimlere verdiği destek gibi konular üzerinde odaklanmaktır ki ABD'de yazan biri için bunu yapmak eleştirilere davetiye çıkarmak demektir. Öte yandan eğer bir Arap entelektüel olarak ABD politikasını ateşli bir biçimde, hatta körü körüne desteklerseniz; bu politikayı eleştirenlere saldırır ve bunlar Arapsa ne kadar alçak olduklarını gösteren kanıtlar icat eder, Amerikalıysa ikiyüzlülüklerini kanıtlayan hikâyeler ve durumlar uydurursanız; Araplar ve Müslümanlarla ilgili, geleneklerine kara çalan, tarihlerini tahrif eden, zaaflarını (ki tabii ki bir sürü zaafları vardır) vurgulayan hikayeler anlatırsanız söylediklerinize kulak verecek bir dinleyici kitlesi bulacağınız kesindir.
Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
İslam, varlığı bir bütün olarak görür; hayatın zıtlık üzere geçtiğini gösterir, dolayısıyla dengeyi esas alır. Özellikle savaşı öngörmüyor ancak müdafaayı da göz ardı etmiyor. Savaş kaçınılmaz olduğunda, "Her şeye rağmen savaşmayın!" demiyor; “Savaşmak mecburiyetinde kalındığında dahi zulmetmeyin; ihtiyarlara, kadınlara, çocuklara, hastalara, ağaçlara, hayvanlara zarar vermeyin!" diyor. İslam tasavvuru, (özellikle İslam tasavvufu) "iyi”nin karşıtı! düşmanı gördüğü “kötü"ye mutlaklık vermiyor; varliğın tümünü Allah'ın tecelligâhı olarak kabul ediyor. Allah mutlak ”hayr'dır ve kötü yoktur; kötü, "iyi"nin olmayışindan doğan arızi sonuçtur sadece. Güneş’in batmasıyla karanlığın ortaya çıkması gibi... Karanlık bizatihi yok, bizatihi var olan ışığın çekilmesiyle doğar. Mutlak anlamda ortadan kaldırılması gereken bir şey değil “kötü” , ondan korunmak ve onun saldırısını önlemek esastır. Düşman (kötü) nefstir mesela, ama nefsin öldürülmesinden ziyade terbiyesi istenir. Çünkü ”iyi”, biraz da ”kötü"er mücadelede belirir. Bu sebeple, "Gidin, savaşın!” denmiyor, "size savaş açıldığında kendinizi savunun!” deniyor. Değerlerin erozyonu bahsine buradan bakıyoruz. Yozlaşma, bizatihi bir hakikat değil, bizatihi hakikat olan değerlerin hayatlardan çekilmesiyle olur. O hâlde yapılması gereken; kötü ve kötücül olana işaret etmekten çok, iyi olanı, yani değerleri hayata çağırmak... Başta insanı kurmak; onu, fert ve şahsiyet olarak ikame etmek. . . Değerlerin cisimleşmiş hâli olarak insan olmak.. İyi ve temiz olandan kötü ve çirkinlik çıkmaz!
348 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 günde okudu
“Hayallerinin peşinden koşmazsan yeteneklerini keşfedemezsin.”
Günter Grass, 79 yaşında yazdığı bu otobiyografik romanı ile şimşekleri üzerine çekmişti. O yaşına kadar aktif politikada Sosyal Demokrat görüşleri ile yer almış hayranlık verici “Teneke Trampet”in yazarı Grass’ın, 17 yaşında bir Nazi topçusu olarak 2. Dünya Savaşı’na katıldığı ve savaş sonunda Amerikalıların yönetimindeki esir kampında bir
Soğanı Soyarken
Soğanı SoyarkenGünter Grass · Kırmızı Kedi Yayınları · 201534 okunma
536 syf.
3/10 puan verdi
Roman Nazan Bekiroğlu’n un anneannesi Zehra ve dedesi Setterhan’ın hikayesi çerçevesinde geçerken Pers kültüründen alıntılarla dolu bir hikaye, Kitabın bıraktığı lezzet; Itri’yi Sezen Aksu’dan dinlemeye benziyor. Gönül ister ki bunları kaynağından okumak ve derin derin konuşmak. Bugune kadar önceliklerimiz arasında Batı edebiyatı (İngiliz
Nar Ağacı
Nar AğacıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202127,6bin okunma
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.