Sahip olmak" şeylere, nesnelere ilişkindir ve bunları görüp, tutmak ve de tanımlamak kolaydır. "Olmak" ise, yaşantılara ve bazı içsel süreçlere dayandığı için, dile gelmesi, tanımlanması- zor ve hatta imkânsızdır. Kişilik dediğimiz, dışa vuran yanları- mızı, yani taşıdığımız maskeleri tanımlamak mümkündür. Çün- kü bu, dışlaşmış bir
Okay (1931-2017), İslam Ansiklopedisi’nin on altıncı cildinde yazdığı ‘’hatırat’’ başlıklı madde başında ilk olarak hatıratın, edebi bir kavram ve terim olduğundan ve ilk örneklerine tarihsel değeri yüksek metinlerin içerisinde bulabileceğimizden söz eder. Söz konusu metinler tarih, seyahatname, rûzname, menâkıp, tezkire, muhtıra ve mektuplardır.
Bilindiği gibi “Yüzyılın Felaketi” AKP iktidarı, devlet gücünü bütünüyle elinde tutmasına rağmen 31 Mart Yerel Seçimlerinde ağır bir yenilgi tattı. Bir ABD-İngiltere-İsrail yapımı proje partisi olan AKP, emperyalist efendileri tarafından iktidar koltuğuna oturtulduğu 3 Kasım 2002’den beri ilk kez bu kadar ölümcül, tedavisi çok zor bir yara almış
Okuma planımda olmayan bu eseri fikirlerine çok değer verdiğim birinin tavsiyesi üzerine okudum. İyi ki okumuşum yoluma,
Oblomov ’u tanıyarak ve onda kendimden bir parça bularak devam ediyorum. İnsanın tanıdığını sandığı kişileri yoluna ortak alması bazen çok güzel genellikle de hüsrandır. Ama kitap karakterleri öyle değil onları en iyi
''Yazdıkların şiir değilse kalsın”
…
“Aklınla yapayalnız baş başa
Nice alevli geceler geçtin”
…
“Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla”
Cahit Zarifoğlu
Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok
esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
Yaşamımızın son anına dek eylem halinde olacağız, ortak yarar için çalışmaktan, tek tek kişilere yardım etmekten ve düşmanlarımıza bile el uzatmaktan vazgeçmeyeceğiz.
Yaşamımızın son anına dek eylem halinde olacağız, ortak yarar için çalışmaktan, tek tek kişilere yardım etmekten ve düşmanlarımıza bile el uzatmaktan vazgeçmeyeceğiz.
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
Kalemiyle amel etmiş nice temiz kalpli güzel insanlar, ardında kıymetli eserler bırakmışlar. İnsanlığın faydasına sunulan böyle kitapların ortak yanı hakikatin izini sürüyor olmalarıdır. Hakikatin izinden ancak kalbi olanlar yürüyebilir. Kalbi diri olan kimseler hakikat üzerine kelam edebilir.
***
Bazı kitaplar on, yirmi kitabın yapacağı etkiyi tek başına başarabilir. “Kelebek etkisi”ne vesile olabilecek kitap sayısı elbette azınlıktadır ve böyle kitapların kıymeti ve önemi geç farkedilir, belki de hiç farkedilmez. Jules Payot’un İrade Terbiyesi adlı eseri, bu tesiri büyük kitaplar arasına alınabilir.
***
İnsan iradesinin terbiyesinin ne kadar büyük bir ihtiyaç olduğunun farkında olan yazar bu kitabı bu sebeple kaleme almış olmalı. Yazara göre, irade terbiyesinin temelinde iki önemli şey vardır:
1. Tefekkür
2. Eylem
Kitapta tefekkürün öneminden sıklıkla bahsedilir. Tefekkür, derin düşünme anlamına gelir. İnsan, tabiattaki ve kainattaki düzen hakkında, hayatın ve ölümün anlamına dair ya da varoluşun sırlarını anlamaya yönelik düşüncelere daldığında tefekkür etmiş olur. Tabii bunu Allah ile bağlantı kurarak yaparsa, işte o zaman tam manasıyla tefekkür etmiş olur. Eğer bir de bu düşünceleri eyleme dönüştürebilen kişi irade terbiyesinde büyük yol katetmiştir. Bu, aslında ilmin amele dönüştüğü yolculuğa da benziyor.
***
İrade terbiyesini farklı yönleriyle ele alan, mantıklı tespitler ve yerinde önerilerle okuyucuya aktaran bu kitabı herkes okumalı. Bilhassa lise çağındaki gençlerin okuması gerek. Hayatlarında müspet yönde bir değişim olacaktır şüphesiz.
Kitapla ve selametle kalın.
Kapağı kapatır kapatmaz “Tek bir ömrüm var, başkaları tarafından onaylanmak için mi yaşamalıyım gerçekten?” sorusuyla başbaşa kalıyorsun. Zaten “Merkezde sadece sen olmalısın” mesajını hikayeyle veriyor kitap…
Sürekli öğrenmenin, gündemi kaçırmamanın, eylem halinde olmanın bizi verimli, dolu, donanımlı bir insan yaptığını öğrettiler. Durup bir