207 syf.
9/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
Kimim ben ? Nereden geldim ? Amacım ne ? Yanılsamalar Kenti hem kaliteli bir bilimkurgu hem insan toplumlarına sosyolojik bir bakış hemde insanın iç dünyasına yaptığı bir yolculuk romanıdır. Kitapta kahramanımız hafızasını kaybetmiş ve çevresinden farklı fiziksel özellikleri olan bir kişidir. Her ne kadar bu durumda iken kendisine
Yanılsamalar Kenti
Yanılsamalar KentiUrsula K. Le Guin · İmge Kitabevi · 2016197 okunma
Çünkü birbirlerine benzeyen şeyler arasında farklardan söz etmenin bir anlamı vardır. Dahası, biz aramızdaki benzerlikleri ve ortak noktaları, ancak farklılıklarımızı kabullenir, doğru şekilde okuyabilir ve doğru yere koyabilirsek ortaya çıkarabiliriz. Eğer ikimiz de aynı olsaydık, yani aramızda hiçbir fark olmasaydı; senin sen, benim de ben olmamın bir anlamı olmayacaktı. Ve sahip olduğumuz özellikler, bizim için bir anlam ifade etmeyecekti. Başkaları için de... Hem tanışıyor olmamızın da bir anlamı olmayacaktı. Tanışmak diye bir şey olmayacaktı çünkü. Birlikte olmamızın da bir anlamı olmayacaktı. Tek başınayken ne kadar yalnızsak, bir arada da o kadar yalnız olacaktık. Bizi ayıran farklılıklar, gerektiğinde sırtlarımızı birbirimize dayayabileceğimiz sınırlardır Çaylak!
Reklam
Atina da Kadın olmak
Medeniyetin beşiği olarak görülen Atina’da kadınların tüm hayatları toplumdan yalıtılmış şekilde evlerinin sınırları içinde babalarının, kocalarının ya da erkek çocuklarının kontrolü altında geçerdi. On iki, on üç yaşına gelen kızların evlenmesi beklenirken, kızların kocalarını seçmesine izin verilmezdi. Evlilik, babanın izni ile yapılırdı ve boşanma tek yanlı olarak erkeğe verilmiş bir haktı. Miras, sadece erkek çocuğa bırakılır ancak erkek ço-cuk olmadığı durumda kız evlada kalırdı. Bu durumda da malların yönetimi ya kocada ya da vaside olurdu. Erkekler ve kadınlar ayrı ortamlarda ayrı hayatlar yaşar, erkekler ortak alanlarda yaşama özgürlüğüne sahipken ”saygıdeğer” kadınlar evlerinde otu-rur, ev işleri, çocuklar ve günlük işlerle ilgilenirlerdi. Evdeyken de sokaktan uzak odalarda yaşarlar, evlerinde bile genellikle yakın akraba erkekler dışında başka erkeklerle görüşmezlerdi. Dışarıda yapılması gereken işler daha çok köleler ve hizmetliler tarafından yapılırdı. Bir kadının alt sınıftan olduğu, teninin yanıklığından anlaşılırdı; üst sınıftaki kadınların tenleri beyaz olurdu. Belirli dini günler ve kutlamalar için dışarı çıktıklarında ise kendilerine hep eşlik edilirdi ve yabancı erkeklere gözükmezlerdi. Öte yandan fakir ailelerdeki kadınlar, çarşıda ve pazarda çalışıp aileye katkı sağladıklarından zengin kadınlardan daha kolay dışarı çıkabilirlerdi. Kadının en önemli görevi çocuk doğurmaktı. Kızlar için en uygun özellikler sessizlik ve itaatkarlıktı. Kadınların siyasal hakları da bulunmazdı, ne kadar soylu olurlarsa olsunlar siyasete karışamazlardı.
360 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Muğlak ifadeler, uzun karmaşık cümleler, içinden çıkılmaz tanımlar. sanırım bunlar Kafka'nın karakterinin aynası olarak satırlarına yansıyanlar. şato ve diğer kitaplarındaki en büyük ortak özellikler. okunmaya değer kılan şey sürükleyiciliği ve tanımlayamadığım atmosferi. sanırım atmosferi oluşturan herşeye rağmen o garip anlaşılmazlık. kelimelerin ilginç kombinasyonları. mutlaka okuyun ve o havayı hissedin...
Şato
ŞatoFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201710bin okunma
244 syf.
·
Puan vermedi
Kesnlikle dikkate alınması gereken bir kitap yazar çok başarılı istatistikler ile tezini savunmuştur... kişisel gelişim kitaplarında sıra gelen başarının sırrı şudur veya şunu yapmalasınız dan çok bu insanların geçmişlerinde ne gibi ortak özellikler barındırdığını anlatan çok tatlı bir kitaptı
Outliers
OutliersMalcolm Gladwell · MediaCat Yayınları · 20228,1bin okunma
milliyeti aşıp dünya vatandaşı olmak gerek
Türkiye Cumhuriyeti’nin iyi bir cumhuriyet, çağ­daş bir demokrasi, gerçek bir hukuk devleti olması için Kürtlere ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Nasıl ki Türkiye’in en büyük dinî grubu olan Sünnîlerin de çağdaş anlamda dindar olmaları için Alevîlere ihtiyaçları olduğunu düşünüyorsam. Kürtlerin, Alevîlerin, Sünnîlerin, Rumların birbirinden farklı özellikler taşıması, bu ülkenin çoğulcu yapısının en önemli dayanağı ve garantörü olabilir. Türkiye’de laiklik kurumunun bir türlü tam olarak yerleşememesinin sebebi, belki de Sünnî grubun fiili­yatta devleti ve hükümeti ele geçirecek kadar güçlü olmasıdır. Gönlüm, siyasî bir toplum yaratmak konusunda farklı grupların ortak bir iradeyi ortaya koymalarından yana. Bunun kolay olmadığını biliyorum. Batı ül­keleri de bugün bulundukları noktaya gelinceye kadar bir hayli çatışma­dan, din ve mezhep kavgalarından vb. geçtiler. Ama onların geçmişte yaşamış oldukları şeyleri birebir yaşamak zorunda değiliz. Başka insan­ların, halkların başından geçen şeylerden ders almak diye bir şey de var. Ben kendi payıma iyi ki Kürtler var diyorum.
Reklam
1.000 öğeden 781 ile 790 arasındakiler gösteriliyor.