Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İşte bu özellikler nedeniyle İslam'ın insanın yaratılışı konusundaki görüşlerinden şu netice çıkarabilmemiz mümkündür: 1- Bütün insanlar eşit değildir ama kardeştirler. Eşitlik ve kardeşlik arasında bir fark vardır. Eşitlik medeni ve yasal bir terimdir. Ama kardeşlik, bütün insanların ortak tabiatını kabul eden bir terimdir. Deri ve renkleri ne
Evrimsel bilim homoloji ( ortak bir atadan türeyen ve iki türde de buluna özellikler ) ve analoji ( iki türde birbirinden bağımsız olarak evrimleşmiş benzer özellikler ) arasında bir ayrım yapar. İnsan eli ve yarasanın kanadı homologdur çünkü her ikisi de omurgalı önkolundan türemiştir, bunun kanıtı da ortak kol kemikleri ve beş el kemiğidir. Diğer yandan böcek kanatları yarasa kanatlarının analoğudur. Yakınsak evrimin ürünü olan bu kanatlar aynı işleve hizmet etseler de farklı kökenlere sahiptir.
Sayfa 85 - Metis yayınlarıKitabı okudu
Reklam
İnsan ile diger primatlar arasi son kesişim koktasinin, yani ortak atanın bundan alti milyon yil kadar oncesinde kaldigi ortaya cikarilmistir. İnsan yapisi ve formu da bu alti milyon yillik surec icerisindeki gen ve gelisimsel duzeldeki evrimin sonucu olarak ortaya konulmustur. Evrimsel surecin sonucu olarak insanin, diger primtlardan farkli olarak edindigi morfolojik ve gelisimsel ozellikler su sekilde siralanabilir: 1-Üye uzunluklarinin oransal farklilasmasi 1- Kafatasinin sekli ve buyuklugu 3- Govde ve boyun sekli 4- Küçük köpek dişleri 5- İndirgenmis cigneme yapisi 6- Uzun hamilelik sureci ve yaşam suresi 7- Kafatasi ve omurgalarin dik konumu 8- İndirgenmis vucut killari 9- Çenenin durusu 10- Kalca kemerinin boyutu ve sekli 11- S şekilli omurga 12- Beynin topolojisi 13-Göreli beyin buyuklugu
Yeshiva Üniversitesinde yürütülen bir çalışmada uzun ömürlü insanların iki ortak noktasının olduğu tespit edilmiştir. Bu özellikler olumlu bir tutum ve yüksek derecede duygusal farkındalıktır.
Sayfa 36 - İndigo Kitap
RAGNAROK İncelemesi
📺:RAGNAROK 🎯:1 sezon, devam ediyor ⏲️:39-48 dakikalık bölümler 🎰:5/10 --------------------------------------------- Ocak 2020'de yayına giren Hollanda-Danimarka-Norveç ortak yapımı dizimizin adı, İskandinav mitolojisinden geliyor. Anlamı, "kıyamet" demek ve dizinin olay kurgusuyla tam alakalı... Fantastik ve distopik özellikler taşıyan bir konu, dram yönüyle de ele alınıyor ve bu ters köşe yapılırken, dizinin ilk sezonunda bir hayli karakter çeşitliliği görüyoruz. Dizinin yönetmen ve yapımcı koltuğunda, pek çok İskandinav televizyon projesine imza atmış Adam Price oturuyor. Konu yönünden dikkat çeken bir dizi olsa da ekranlara aynı dikkat çekiciliğin yansıdığını düşünmüyorum. Olay kurgusu ve yapısal özellikler açılarından bana yetersiz geldi. Ayrıca bazı yerlerde, Alman yapımı Dark dizisinden yapılan başarısız öykünmeler de mevcut... Tek iyi yanı, mitolojiydi. Dizimiz, Norveç'in bir kasabasında geçiyor. Ragnarok' un dğnyanın sonu demek olduğunu anlatan mitolojik bir bölümle dizimiz açılıyor ve kendimizi lisede bir öğretmenin anlattığı mitoloji detsinde buluyoruz. Sembolleri öğreniyoruz ve ilk sezon boyunca bu sembollerin aslında gerçek olduğunu anlıyoruz. Tüm bu olayların merkezinde Magne adındaki liseli bir genci görüyoruz. Edda adlı küçük bir kasabaya Magne ve ailesinin gelişiyle tuhaf doğasal olaylar yaşanmaya başlıyor. İklimsel felaketler dünyanın sonunu hazırlarken; kasabadaki bir grup liseli genç, kendi doğa üstü güçlerini keşfediyor. Bu güçlerle birbirlerine bağlanıyorlar ve kıyameti durdurmak üzere harekete geçiyorlar.
Peygamberlik, kesbî yani insanın çalışarak elde edebileceği bir makam veya işlediği bir amele karşılık verilen bir mükâfat değil, Allah"ın, kulları arasından kendi seçtiklerine bir lütuf olarak tevdi ettiği şerefli bir vazifedir.(52) Nübüvvet, Allah vergisi yani vehbî bir görevdir. Yeryüzünün en fazla sorumluluk isteyen işi olan peygamberlik
Reklam
Bunalım dış görünüşte ortaya çıkan tabloda "büyüklük tutkusunun" tam karşıtı olan uçta yer aldığı ve yol açtığı ruh hâli bakımından da benlik yitiminin trajedisini daha fazla yansıttığı hâlde, bunların birçok ortak özelliği olduğunu görürüz. Gerek bunalımda gerekse büyüklük tutkusunda izlenebilen bu ortak özellikler şunlardır: 1. Gerçek benliğin yitirilmesine yol açan "sahte" bir benlik; 2. Kişinin kendi duygularından emin olmasına dayanmayan, sahte benlik oluşturma çabalarından kaynaklanan öz sayginin zayıf ve kırılgan oluşu; 3. Mükemmeliyetçi/perfeksiyonist eğilimler; 4. Kişinin istemediği, aşağıladığı duygularını inkâr etmesi; 5. Başkaları ile istismar amacı taşıyan ilişkiler içinde olma; 6. Başkalarının sevgisini kaybetme konusunda büyük korkular içinde olma; dolayısıyla her türlü uyumu göstermeye hazır olma; 7. Benlikten ayrılmış ve kişinin dışına çıkmış saldırganlık; 8. İnsanlarla ilişkilerde aşırı alınganlık/hemen gücenme, üstüne alınma; 9. Utanç ve suçluluk duygularına kapılma eğilimi; 10. Tedirginlik
Sayfa 57
HMS Beagle: İnsanlık tarihini değiştiren gemi!
Var oluşları, kutsal bir yaratılıştan ziyade, bulundukları ortamda uyumlu bir şekilde varlıklarını sürdürebilmekle ilgiliydi. Üstelik bazı canlılar, üremelerine ve çevresel koşullara göre, türden türe farklı özellikler kazanabiliyordu. Ve işte bu olgu, onu nihai soruya götürdü: Aynı kuş cinsinin birbirine çok benzer olan türleri bile, farklı iki adada, nesilden nesile, bu kadar farklı özellikler kazanabiliyorsa... Günümüzde yaşayan bunca canlı da daha önceki türlerin birbirinden çevresel ve fiziksel etmenlerden ötürü farklılaşarak oluşmuş versiyonları olabilir miydi? Yani bütün canlılık, ortak ve tek bir kökene dayanıyor olabilir miydi? Bu ortak kökenden başlayan ama yolları ayrılan soy hatları, her nesilde beliren ufak ama bariz farklılıkların nesiller boyunca birikmesi sonucunda günümüzdeki türlere dönüşmüş olabilir miydi?
Sayfa 33 - Bilim ve Gelecek KitaplığıKitabı okudu
1.000 öğeden 791 ile 800 arasındakiler gösteriliyor.