Saat üçü vurdu, sonra dördü, her yarım saatte bir çifte vuruşlar duyuldu fakat Dorian'ın kılı kıpırdamıyordu. Yaşamın kırmızı ipliklerini dokuyarak bir şekil vermeye, arzunun kırmızı labirentlerinde yönünü bulmaya çalışıyordu. Ne yapacağını, ne düşüneceğini bilmiyor, bir çıkar yol bulanımıyordu. En sonunda masanın başına geçip âşık olduğu kıza ondan af dileyen ve kendini delilikle suçlayan, tutku dolo bir mektup yazdı. Sayfalar dolusu deli dolu, taşkın kelimeyle üzüntüsünü ve çektiği acıyı kâğıda döktü. İnsanın kendi kendini suçlamasının keyif veren bir yanı vardır. Kendi kendimizi suçladığımız zaman başka birinin bizi suçlama ya hakkı kalmadığını düşünürüz. İnsanın ruhunu suçluluk duygusundan arındıran şey itiraf etme eyleminin kendisidir; günah çıkartan rahip değil. Dorian mektubu bitirdiğinde kendini bağışlanmış hissediyordu.
Sayfa 112Kitabı okudu