Osmanlılar, kendilerini korsanlara karşı korumak için, her zaman savaş gemilerinin eşlik ettiği konvoylarla yolculuk ederdi. Samuel adlı bir Yahudi, 1641'de elli gemilik bir konvoyun İstanbul'dan nasıl kalktığını, Çanakkale'de nasıl on iki savaş gemisiyle karşılandığını ve Ege' de kapudan-ı derya eşliğinde yol alışını tas­vir etmiştir.
Sayfa 156 - PdfKitabı okudu
15. yüzyılda Doğu Akde­niz'deki en etkin korsanlar, Katalonyalılardı. Fetih yılı olan 1522'ye kadar İstan­bul'la İskenderiye arasındaki yol, Rodos'taki Aziz Yahya Şövalyeleri kontrol altı­na almışlardı.
Sayfa 155 - PdfKitabı okudu
Reklam
1554'te sadece Venedikliler, İskenderi­ye'de altı bin kantar baharat satın almıştı. 1560'la 1564 arasındaki yıllık on iki bin kantarlık alımları da, Vasco da Gama'nın Hindistan denizyolunu keşfinden önceki miktara ulaşmıştı. Bunun bir sonucu olarak Lizbon pazarı dönem dönem bunalıma girmiştir. Mısır'daki bir Portekiz casusu, 1564'te hükümetine, İskende­ riye'ye otuz bin kantar baharat geldiğini bildirmiştir.8 Mekke'nin limanı Cidde'ye her yıl baharat yüklü yirmi gemi gelir, Osmanlı hacıları Mekke'den baharat, boya ve Hint kumaşı taşıyarak yurda dönerlerdi. Hacı kervanlarının getirdiği baharattan Şam'da alınan gümrük rüsumu 1562'de 110.000 bin altın dükaya yükselmiştir. Avrupalı tüccar, baharatın bir bölümünü Şam'da satın alarak Beyrut'tan ihraç ederdi. Gelen baharat ve boyala­rın büyük bir bölümü de Bursa ve İstanbul'a, oradan da Balkanlar'a ve kuzeye yollanırdı. 1545 yılında Bursa için yapılan gümrük düzenlemeleri, Avrupalı tüc­carların orada baharat satın aldığını göstermektedir. 1582'ye gelindiğinde, Bur­sa'da baharattan alınan gümrük rüsumu, 1487'dekinin dört katına, 7.250 altın dükaya çıkmıştı. Belgeler, Venediklilerin 1590 gibi geç bir tarihe kadar İstanbul'a kumaş getirip baharat aldıklarını gösteriyor. 1 547'de bir Macar tüccarı, Bursa'ya ucuz Kersey yünlüsü getirmiş ve 1 1 O kantar baharat almıştı. Ancak 16. yüzyıl ortalarından sonra Macarlar baharatı batıdan almaya başladılar.
Sayfa 154 - PdfKitabı okudu
13. yüzyılda büyük Moğol lmparatorluğu'nun kurulmasıyla Anadolu doğu­ batı ticaretinde anayol olmuştu. Denizci ltalyan devletlerinin tüccarları, Uzak Do­ğu ve lran kervanlarını artık yalnız güneydeki Ayas ve kuzeyde Trabzon'da kar­ şılamıyor, içerideki Sivas ve Konya'ya kadar da gidiyorlardı. Moğollar zamanında Erzurum, Erzincan ve Sivas yoluyla Tebriz'i Konya'ya bağlayan ana bir yol (Şahrah) vardı. Sivas'la Konya arasında 13. yüzyıldan kalma yirmi üç kervansaray hâlâ durmaktadır. Bu imparatorluk yolunun Sivas'tan Kostantiniye'ye giden bir kolu, Trabzon'dan Kostantiniye'ye denizyoluyla yanşıyordu. Bu dönemde doğu­ batı ticaretinin temel maddeleri, doğuda genellikle üst sınıfın giydiği ince Flaman, Fransız ve Floransa kumaşlarıyla Çin ve İran ipeklileriydi.
Sayfa 148 - PdfKitabı okudu
Vahye Dayanan Bir Medeniyet
Vahye dayanan bir medeniyet... Vahye, yani ezelî ve mutlak hakikate... Osmanlı'nın insanlığa en büyük armağanı, insanlığın ezelî rüyasını, yani insanı gerçekleştirmiş olmasıdır. İzm'lerin sezdiği, aradığı fakat bir türlü bulamadığı gerçek insanı. Bu insan feragattir, sevgidir, anlayıştır, hamledir. Batı tefekkürü için insan tarihi, maymunun Tanrılaşmak için harcadığı cehidler tarihidir. Osmanlı insanı hiçbir zaman böyle bir vehim peşinde koşmadı. Kulların en şereflisi, yani eşref-i mahlûkat olmak ve nefsaniyetinden sıyrılarak, kâinat nizamı içinde yerini almak yetti ona.
Sayfa 108 - İstanbul: Ketebe, 2018.Kitabı okuyor
Bir insan maddi zenginliğiyle insan değildir. İnsan, insanlığıyla üstündür; fedâkârlığıyla, birlik olmasıyla üstün. Bunu Osmanlı gerçekleştirmiş.
Sayfa 105 - İstanbul: Ketebe, 2018.Kitabı okuyor
Reklam
1919 yılı Mayısı'nın 19. günü Samsun'a çıktım. Genel durum ve görünüm: Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu grup, Dünya Savaşı'nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, ağır şartları olan bir ateşkes anlaşması imzalanmış. Dünya Savaşı'nın uzun yılları boyunca ulus yorgun ve fakir bir durumda. Ulusu ve ülkeyi Dünya Savaşı'na sokanlar, kendi hayatlarının derdine düşerek, ülkeden kaçmışlar. Saltanat ve hilafet makamında bulunan Vahdettin soysuzlaşmış, kendini ve yalnızca tahtını güvenceye alabileceği alçakça önlemler araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükümet zavallı, beceriksiz, onursuz ve korkak; yalnızca padişahın buyruğuna bağlı ve onunla beraber kendilerini koruyabilecek herhangi bir duruma razı. Ordunun elinden silahları, cephanesi alınmış ve alınmakta...
Sayfa 1 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okuyacak
Kadını harem dedikodularının malzemesi olarak ele alan eserleri okuyup, dizileri izleyip, esasen bir fazilet ve ahlak mektebi olan Osmanlı Haremini, gerçek hüviyetiyle öğrenemeyen nesillerin, tarihimiz hakkında yanlış hükümlere sahip olması ne kadar üzüntü vericidir.
Sayfa 14 - Fantezi ve GerçeklerKitabı okuyor
Kahire'deki Abbasilerden son halifenin, hilafeti Osmanlı Sultanı I. Selim'e devretmesi öyküsü ilk kez 1788de İsveç sefaretinde görevli Türk Ermeni'si ünlü bir yazarın Fransızca yazdığı meşhur kitabında zikredilmektedir. Ignatius Mouradgea adındaki bu yazaron İsveç'teki ado Baron d'Ohsson'du. Öykünün o sıralar ortaya
Kırım Tatarlarının Osmanlı sultanına karşı bağlılıklarının siyasi olmasa da dinsel olarak devam edeceği kabul edilmiş oluyordu. Ancak bu durum, Rusya çarlarının Osmanlı ülkesindeki Ortodokslarin ruhani lideri olduğu iddialarının Küçük Kaynara Antlaşması'nın maddelerinden birinde Osmanlılarca kabulüne neden olmuştur. Bu madde, daha sonraları, Osmanlı Devleti'ndeki Ortodoks tebaanın çarlık himayesinde bulunduğu iddiasıyla kötüye kullanılmıştır. Çarların Osmanlı Ortodokslarının koruyucusu olma iddiaları sık sık ve kapsamlı bir biçimde Rus müdahalelerine vesile olmuşsa da Osmanlı sultanlarının çarlar tarafindan ele geçirilmiş ülkelerdeki Müslümanların koruyucusu olarak, duruma müdahale etme girişimleri hiçbir zaman olmamış, böyle bir şey Rusya tarafından kabul edilmemiştir. Fakat, sultanın Osmanlı dışındaki ilkelerde kalan Müslümanların ruhani lideri ve koruyucusu olması daha sonraki tarihlerde, başka türlü bir hilafet politikasına; Batıda bilinen adı ile Panislamizmin ortaya çıkışına neden olmuştur.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.