Herhalde bizim kadar çabuk ve sık, ıstakozun kabuk değiştirmesi gibi dil değiştiren bir millet olmamıştır. Neredeyse bir nesil içinde Osmanlıca' dan Öztürkçe'ye, oradan "Anglomanca" diye tabir edeceğim yeni garip dile geçtik. Bu sonuncusu inanılmaz bir hızla gerçekleşti.
"Kullanılan sözcük sayılarının azaldığının idrakindeydim," dedi Kadızade, mazeret beyan eder gibi, "Belki de, dile ilişkin kaygılarımız Türkçe-Osmanlıca tartışmalarıyla sınırlı kaldığından afaziye uyanamadık. Kelimelerin sesli/yazılı şekilleriyle uğraşıyorduk. Beyinlerimize ulaşıp ulaşmadıkları üzerinde düşünmek aklımıza gelmedi. Düşünce içeriklerinin korunup korunamadığının üzerinde de düşünemedik." "İdeolojik kavganın idrakindeyiz," dedi Danışman, "Anlaması zor olan, meselâ, neden 'önemli' ve 'mühim' kelimelerinin her ikisini de kullanmamış, Latin harflerinin yanı sıra Arap harflerini de öğretmemiş olduğunuz. Onu yapsaydınız, tek sorununuz çeviri olurdu." "Düşünemedik," dedi Kadızade yine "Haklısınız, ilim mi, bilim mi münakaşalarına gömüldük, her ikisinden de olduk. Kavramın kendisi, karşılığı olmayan bir sesten, bir şekilden ibaret kaldı"
Reklam
376 syf.
8/10 puan verdi
Osmanlıca öğrenmek isteyen arkadaşlar ! Kitap bol örnek içeriyor ve tabiki osmanlıca ve dil konusunda en iyilerden birinin eserini incelemek ve okumak tek başınan zaten yeterli bir neden
Osmanlıca Dersleri
Osmanlıca DersleriMuharrem Ergin · Boğaziçi Yayınları · 201091 okunma
Osmanlıca-Öztürkçe tartışmalarının iyice yoğunlaştığı bir dönemde bir edebiyat dergisinin muhabiri Tarık Buğra'ya sorar: -''Hakikat'' yerine ''Gerçek''i kullansak ne kaybederiz? Yazar şöyle cevap verir: -Hakikati kaybederiz..
DİL- TÜRKÇEMİZ ve OSMANLICA Örneğin okulda Atatürk'ün karga kovaladığını bilirdik ama 5000'e yakın kitap okuduğunu bilmezdik. Laikliğini az çok bilirdik ama Kurtuluş savaşı sırasında işgalci Yunanlılarca yıkılan ve ahır yapılan yüzlerce Camiyi tamir ettirdiğini bilmezdik. İçki içtiğini duyardık da Kur'an'ın ilk gerçek tefsir ve
Bugün markette aldıklarımı poşetlemek üzere kenara koyduğum kitabımı hemen arkamda sıra bekleyen yaşlı bir amca eline alıp karıştırmaya başladı.Kitaptaki Osmanlıca metinler ilgisini çekmiş olacak ki " Okuyabilirsem alırım vermem arkideş" dedi rastgele açtığı sayfadan birkaç cümlecik okur okumaz kitabı sahiplenmişti ve bana alacağını almış bir alacaklı edasıyla bakıyordu.Adımı öğrendikten sonra aldığı kalemimle adımı kapağın iç kısmına yazdı.Kalemde gözü yoktu geri verdi :) Şaşkınlık içinde birkaç kemküm etmişsem de kitabıma cebren el konulmuştu.Canın sağolsun amca dedim şaşkınlıktan adını bile sormak aklıma gelmedi.Bu esnada aramızdaki muhabbetin sıcaklığı bizi bekleyen kasiyerin ve arka sıradakilerin yüzlerine neşe olarak yansıyordu.O marketin kapısında borcunu ödemiş olmanın verdiği huzurla ayrıldım.Sonra düşündüm amca benden bir kitap almış, al beni oku der gibi diri bir kitap koymuştu önüme...Bu kitabı okumaya neresinden başlasam? Bilemedim... Arkasından bağıraydım gitme diyeydiim açaydım gollarımı sende 1000kitaba gel diyeydiiimm :D tühhh :D
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.