Tarihte Sultan Ahmet Vakası diye bilinen
yeniçeri-sipahi çatışmasını böylece yeniçeriler kazanmış ve bundan sonra Kösem Sultan’ın da destek verdiği/vereceği “Ağalar Saltanatı” dönemi başlamıştı.
Safiye Sultan, ilk başlarda kendisine karşı oluşturulan cepheye karşılık kocasının aşkına güvenmekteydi.Ancak bu karşı cepheyi zayıflatmak ve bertaraf etmek için yeterli gelmemekteydi.Bu sebeple harem dışarısından zaten fırsat bekleyenlerce kendisine destek gelmişti.Bunlar içerisinde Hoca Saadeddin Efendi, Şemsi Paşa, Babüssaade Ağası Gazanfer Ağa, Kadızade Şemseddin Efendi, Şeyh Şüca ve Kara Üveys Paşa başı çekmekteydi.Saray dışarısında oluşan bu grubun amacı, Sokullu Mehmet Paşa’yı bertaraf etmekti.
Nasıl Sokullu, Safiye Sultan’ın nüfuz kazanmasının kendisine tehlike arz edebileceğini düşünerek karısı İsmihan (Esma Han) ve kayınvalidesi Nurbanu Valide Sultan’ın da içerisinde bulunduğu koalisyona destek veriyor ve yanlarında saf tutuyorsa, dışarıda Sokullu’ya karşı olan bu muhalefet grubu da Safiye Sultan cephesinde yer alıyordu.
Yeniçeri ocağının bozulmasının ve sorun oluşturmaya başlamasının temeli
Osmanlı saltanat kadınları bu şekilde kendilerini halka tanıtmaya çalışırken ve hatta “valide motifi” ile validelik kurumunun ne denli önemli olduğu vurgusu yapılırken, III. Murat’da yeniçeri ocağı geleneğini bozmakla uğraşıyordu.
Oğlu III. Mehmet’in sünnet düğününde hünerlerini ve yeteneklerini gösteren bir takımı oldukça beğenen Sultan Murat, onlara mükâfat olarak ne istediklerini sordu. Verilen cevap Osmanlı geleneğinde oldukça sıkıntı yaratacak ve Osmanlı Devleti’ni zor duruma düşürecekti. Bu gurup verdikleri cevapta: Sultanım biz yeniçeri ocağına yazılmak isteriz demişlerdi. Sultan Murat ilerisini düşünmeden bu isteği hemen kabul etti. Bilmiyordu ki bu istek-kabul ilişkisi disiplinli bir ocağın bozulmasına, Osmanlı ordu gücünün zayıflamasına neden olacaktı. Eğlenceler arasında gerçekleşen bu olay kimsenin dikkatini çekmedi. Ta ki yeniçeri ocağının Osmanlı Devleti için sorun oluşturmaya başlamasına kadar. (Öztuna, Üç Haseki Sultan, s.46)
Sayfa 77 - Yeditepe Yayınevi, 1. Baskı (Ekim 2010)Kitabı okudu
Mustafa Kemal Sofya’da Ataşemiliter olarak görev yaparken Bulgar “servisleri”nce belli etmeden izlendiğini şüphesiz biliyordu. Sadece bu nedenle bile olsa Sofya sosyetesinde “Miti” adıyla şöhret yapmış cazibeli Dimitrina Kovaçeva’yla romantik bir aşk yaşadığı yolundaki hikâyelere pek itibar etmemek gerekir. Genç kadına kur yapmış olabilir ama evlenme
teklif etmiş olması ihtimal dışıdır. Bunun için aklını kaybetmesi gerekirdi.
Miti’nin babası General Kovaçev, Bulgaristan’ın Harbiye Nâzırı’ydı. Ve Türk yarbay haklı olarak, Bulgarların kaybettikleri İkinci Balkan Savaşı’ndan sonra Osmanlı’dan intikam yemini ettiğini düşünüyordu. Kovaçev’in askerlerinin Balkan Savaşı’nda ilerleyen Yunan ordusundan köşe bucak kaçmış olması da onun böyle bir yakınlaşmaya sıcak bakmamasının bahanesi değil, nedeni olabilirdi ancak.