II. Selim
Biz bülbül-i muhrik-dem-i gülzâr-ı firâkız Âteş kesilür geçse sabâ gülşenimizden.
... Cem sultan "Sen bister-i gülde yatasın şevk ile handan, Ben kül döşenem külhan-ı mihnette sebeb ne" II. Beyazıd "Çün rüz-i ezel kısmet olunmuş bize devlet, Takdire rıza vermeyesin böyle sebeb ne, Haccacü‘l-Haremeynüm deyüben da‘va kılarsun, Ya saltanat-i dünyeviye bunca taleb ne"
Reklam
..ilginç noktalardan biri de, 1.Murad’ın özel bir kütüphanesi olduğunu bildiğimiz ilk padişah olmasıdır.
Şehzadeliğinde bir ara Hacca gitmeye niyetlendiğine dair bir rivayet, tarihçi Bostanzade Yahya Efendi'nin kitabında zikredilmektedir. Osmanlı padişahlarından hiçbiri hacca gitmemiştir. Ancak Çelebi Mehmed, II. Bayezid, 'Genç' Osman ve Şehzade Korkut'un gitmeye niyetlendiklerini fakat çeşitli sebeperle gidemediklerini biliyoruz. Osmanlı hanedanı erkek üyelerinden, yani şehzadelerden tek hacca giden Cem Sultan olmuştur.
Anadolu'dan Rumeli'ye, oradan da tekrar Anadolu'ya yıldırım süratinde sevk ettiği için almıştı "Yıldırım" unvanını. Evliya Çelebi, bu unvanın hikâyesini şöyle anlatır: Yıldırım Bayezid bir senede Sinop'tan Eflak'a geçip, bir yılda yıldırım gibi yedi kere yetiştiği için Emir Sultan Bursa'da "Bayezid'im, sen Yıldırım oldun" demiş ve adı Yıldırım Bayezid Han olmuştur.
Bursa'nın çekim merkezi olan Ulucami'nin bir Nigbolu adağı olduğunu bilir miydiniz? Rivayete göre Yıldırım Bayezid, Nigbolu seferini zaferle taçlandırırsa ganimet malından 20 tane ayrı cami yaptıracağı yolunda bir adakta bulunur. Derken zafer müyesser olur ve başlar adamlarıyla beraber camilerin yerlerini belirlemeye. Bir süre sonra bu camileri ayrı ayrı yaptırmanın çetinliğini gören Yıldırım Bayezid, bir çözüm bulmalarını ister etrafından. Onlar da adağında 20 kubbeden söz ettiğini, eğer 20 kubbeli bir cami yaptırırsa bu adağın yerine gelmiş sayılacağını söyleyerek ikna ederler onu ve Ulucami böylece ortaya çıkar.
Reklam
Osmanlı padişahlarının bir kısmının aynı zamanda, asker olarak yetiştirildiklerini biliyoruz. Özellikle ilk on padişah ve sonrakiler içinde de "Genç" Osman, IV. Murad, II. Mustafa gibileri ordularının başında sefere bizzat çıkmışlar ve savaş meydanlarında veya kuşatmalarda çeşitli başarılar kazanmışlardır. Ancak IV. Murad hariç sonraki padişahlar içinde 'mareşal', yani bir büyük savaşı planlayan ve yöneten kurmay başkanı bulmak kolay değilken, ilk on padişahta mareşalliğin neredeyse genetik bir vasıf olarak karşımıza çıktığı görülür.
Niğbolu'da esir aldığı Alman, Fransız, İngiliz şövalyelerine dönüşlerinde top top Bursa kumaşları hediye ettiği ve daha 14. yüzyılın başlarında Paris'te Osmanlı kumaşlarının moda olduğunu Rouillard'ın Fransızca doktora tezinden öğreniyoruz.
İlginç noktalardan biri de, I. Murad'ın özel bir kütüphanesi olduğunu bildiğimiz ilk padişah olmasıdır.
304 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.