Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
GÜVERCİNLER VE SEBİL
Çözülen bir demetten indiler birer birer Bırak, yorgun başları bu taşlarda uyusun Tutuşmuş ruhlarına bir damla gözyaşı sun Bir sebile döküldü bembeyaz güvercinler Nihayetsiz çöllerin üstünden hep beraber Geçerken bulmadılar ne bir ot ne bir yosun, Ürkmeden su içsinler yavaşça, susun, susun! Bir sebile döküldü bembeyaz güvercinler... En son şarkılarını dağıtarak rüzgâra, Beyaz boyunlarını uzattılar taslara... Bir damla suya hasret gideceklermiş meğer. Şimdi bomboş sebilden selviler bir şey sorar, Hatırlatır uzayan dem çekişleri rüzgâr Mermer basamaklarda uçuşur beyaz tüyler.
Ziya Osman Saba
Ziya Osman Saba
Ayrılık Sevdaya Dahil
- 1. Açılmış sarmaşık gülleri Kokularıyla baygın En görkemli saatinde yıldız alacasının Gizli bir yılan gibi yuvalanmış İçimde keder Uzak bir telefonda ağlayan
Reklam
Bir Roman Kahramanı
Çadırımın üstüne yağmur yağıyor, Saros körfezinden rüzgâr esiyordu, Ve ben, bir roman kahramanı, Ot yatağın içinde, İkinci dünya harbinde, Başucumda zeytinyağı yakarak Mevzuumu yaşamaya çalışıyordum; Bir şehirde başlayıp Kimbilir nerde, Kimbilir ne gün bitecek mevzuumu.
Sayfa 64 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Varlık ile Yokluk şiiri
Varlıkla yokluk arasında bir yerdeyim, İki derenin ortasında, körpe, çorak bir toprak yatağım, üzerinde bitmeyen kuru ot da bedenim. Gölgelerin üzerinde yükselirim, Gün ışığı gördüğümde tükenirim. Varlıkla yokluk arasında bir yerdeyim. Sonsuzluğa uzanıyor burada her şey Zaman denilen bir kavram yok Bazen yavaşlıyor, susuyor rüzgar, bazense hiç
askerlik, gelibolu, adilhan, keşan, edirne, nahit hanım, orhan veli
az önce canım
Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık
ın
Vazgeçemediğim
Vazgeçemediğim
kitabında yolculuk adlı şiirini; Ne var ki yolculukta, Her sefer ağlatır beni, Ben ki yalnızım bu dünyada? Bir sabah kızıllığında Yola çıkarım Uzunköprü'den; Yaylının atları şıngır mıngır; Arabacım on dört yaşında, Dizi dizime değer bir tazenin, Çarşaflı, ama hafifmeşrep; Gönlüm şen olmalı dğeil
Bir Akıncı Masalı
Bir varmış bir yokmuş bazen azmış bazen çokmuş. Gülen az ağlayan çokmuş. Develerin tellal olduğu, pirelerin berber olduğu falan da yokmuş.. yeryüzü acıdan, kötülükten fokur fokur kaynamakta iken insanlar nefes bile alamaz hale düşmüş iken.. Nerede bu yardım gelmeyecek mi diye haykırırken... Gökyüzünde bir topluluk belirmiş. Bölük bölük bir akıncı
Reklam
Ağustos
Derin çizgiler oluşturdu yıllar Görüp görmediğin yanlızlık hissi Güneşte terlemek, yağmurda ıslanmak gibi Ağustos sıcağında Kalpler arasına aşılmaz yollar girdi Biri geldi bedenime,ruhuma dokundu Bir çırpıda geçerken zaman
Yakacak kuru ot oldukça ve esen rüzgâr onu körükledikçe ateş nasıl sönmezse, tutku ona eşlik ettikçe ve şehvet onu besledikçe zihin de huzura eremez.
Sayfa 138 - Türkiye İşBankası Kültür Yayınları, Birinci Baskı, 2021Kitabı okudu
Chambord Kontu (V. Henri) olayını hatırlıyor musunuz? Bu da bir kral, lejitimist [iktidarın meşruluğunu soya dayandıran monarşi taraftarı]... İspanya'da Don Carlos'un yaptığı gibi, o da aynı dönemde Fransa'da iktidar arayışına girmişti. Hatta birbirlerini aynı aileden, aynı kökten sayabilirler, ama ne kadar farklı! Biri inançlarına
Sayfa 296 - 297, 298, 299,300, 301,302,303Yapı Kredi Yayınları
BİR ROMAN KAHRAMANI Çadırımın üstüne yağmur yağıyor, Saros körfezinden rüzgar esiyordu, Ve ben, bir roman kahramanı, Ot yatağın içinde, İkinci dünya harbinde, Başucumda zeytinyağı yakarak Mevzuumu yaşamaya çalışıyordum; Bir şehirde başlayıp Kimbilir nerde, Kimbilir ne gün bitecek mevzuumu. (Ülkü, 1.1.1945)
Reklam
Ayrılık Sevdaya Dahil
Açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın En görkemli saatinde yıldız alacasının Gizli bir yılan gibi yuvalanmış İçimde keder Uzak bir telefonda ağlayan Yağmurlu genç kadın…
Sebil ve güvercinler
Çözülen bir demetten indiler birer birer, Bırak, yorgun başları bu taşlarda uyusun. Tutuşmuş ruhlarına bir damla gözyaşı sun, Bir sebile döküldü bembeyaz güvercinler... Nihayetsiz çöllerin üstünden hep beraber Geçerken bulmadılar ne bir ot ne bir yosun, Ürkmeden su içsinler yavaşça, susun, susun! Bir sebile döküldü bembeyaz güvercinler... En son şarkılarını dağıtarak rüzgâra, Beyaz boyunlarını uzattılar taslara... Bir damla suya hasret gideceklermiş meğer. Şimdi bomboş sebilden selviler bir şey sorar, Hatırlatır uzayan dem çekişleri rüzgâr Mermer basamaklarda uçuşur beyaz tüyler.
Ziya Osman Saba
Ziya Osman Saba
540 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.