Ay Işığı
Beethoven dolaşırken kulağına bir piyano sesi gelir. Çok beğenir ve sesi takip etmeye başlar. Sesin geldiği apartmana gelir. Kapıyı çalar. Kapıyı açan kadın onu piyano çalan kör kızın yanına götürür. Beethoven kendini tanıtır, sohbet ederler. Kız der ki: "Ben nesneleri, çevreyi gözlerimle göremiyorum ve en çok ay ışığının suya vuruşunu merak ediyorum." Bundan çok etkilenen Beethoven, Ay Işığı Sonatı' nı besteler. (Bir Öteki Gündem gecesinden)
Müvekkilin Karısı
“Önceleri pek çok kadın sevmiş, bırakmış, bırakılmış, yine de bir biçimde yaşamaya devam etmiş biri olarak sevdanın pek çok türlüsünü tattığımı söyleyebilirim. Nereden bakılırsa bakılsın, olağanüstü bir duygudur bu. Bir türlüsünü öteki türlüsünden ayırmakta zorlanabilirim. Bence insan, her nasıl olursa olsun sevdalanmanın bir yolunu bulmak durumundadır. Yaşamı daha büyük bir anlama gücüyle kavrayabilmek için gereklidir bu.” Yazan: @varolmenguverdi
Reklam
Cinsiyet Farklılığıyla İlgili Kuramlar
(...) De Beauvoir, bu zemine dayalı olarak, "Bir kimse, bir kadın olarak doğmaz, kadın haline gelir" diye ilan eder. Ancak kadınlar için varoluşsal yolculuk daha zordur -ırksal azınlıklar, alt sınıflar, ana akım dinden olmayanlar için de aynısı geçerlidir- çünkü egemen konumda bulunan yani kadının yaşamında erkek, kadınları kalıplaştırma ve ne olacaklarını seçme özgürlüğünden kadınları yoksun bırakma yoluyla kadının özünü tanımlamaya kalkışır. Kadınların kendi özgürlük projelerinin peşinden gitmelerinin tek yolu, kadınları, ancak bir efendiyi tanımak için var olan daimi bir Öteki haline getirmeye kalkışan erkeklerin bu baskısının üstesinden öncelikle gelmeleridir. Ne var ki bu da kadınların kendi kendilerini tanımlama eylemleri açısından kendilerinin kim olduklarını keşfetmelerini gerektirir.
Sayfa 453 - De Ki
kadın, erkek, çocuk ayak sesleri birbirini takip ediyor, bazen anasının korkudan ağzını kapamaya çalıştığı bir çocuk derinden ağlıyor, uzaktan kopekler havlıyor, tek tük inek böğürtüleri işitiliyordu. Aliye bütün bunların ne olduğunu anlamadan, fakat sokaktan gelen korku ve telaşın tesiri altında, ses çıkarmadan, kımıldamadan ortalığı dinliyor ve yanında sakin uyuyan ihtiyat kadını uyandırmaya cesaret edemiyordu. ''Yunanlılar geliyor!'' Kasabanın bir başından öteki başına kadar bu dehşet haberi karayel gibi esti geçti!
Sayfa 89 - CAN SANAT YAYINLARI (12 BASKI )Kitabı okudu
Ve işte aşk da burada başlıyor galiba. Bir kadın, bir erkek, bir “öteki” çıkıp, bize varlığından haberdar olmadığımız, kuşku bile duymadığımız bir “ben”imizi aynasında gösterdiğinde, o “ben”e, kendimizdeki yeniye, hayret verici, şaşırtıcı olana aşık oluyoruz. Yeterince narsist isek işler burada kalabilir. Ama eğer narsisizmimiz hastalık raddesine varmamışsa, o “ben” üzerinden aynaya, aynayı tutana aşık oluyoruz.
Çoğu kadın -ve bazı tuhaf adamlar da- yansımayla ya da öyle söylemeyi tercih edersen, taklitle severler: Öteki kişinin sevgi­sini sever, onun sevgisini arzularlar; çünkü durumun böyle ol­duğu hep gösterilmiştir.
Sel Yayıncılık Birinci BasımKitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.