Henüz bir Akdeniz bayrağı yapılmadığı ve devleti kurulmadığı, Akdenizli olmayanların önce aşağılanmasına sonra da öldürülmesine henüz başlanmadığı için Akdeniz kimliğini masum bir edebi oyun olarak görebiliyoruz.
Zor olan, komşuda işlenen cinayete en azından dört yüz yılı bulan hukuki sorunlar yüzünden ilgisiz kalamayan insanların, komşu binada devlet işkence yapıp dayak atınca, kitaplar yasaklanınca ilgisiz kalmalarını açıklamak.
Bridenbaugh, Newport, Rhode Isiand ve Boston'da gördüklerini
şöyle anlatıyordu; "Görünüşte demokratik olan şehir meclisleri
aslında önemli makamların çoğunu elinde tutan bir grup
aynı aristokrat tüccar tarafından her yıl daha fazla denetim altına
alınıyordu ... " Dönemin bir kaynağı Newport tüccarlarını şöyle
tanımlıyordu; " ... kenarları parlak sarı şeritlerle yaldızlı paltolar
ve kabanlar içinde parlayan adamlar. Süslü püslü giyime pek
düşkün olan bu adamların evlerindeki eşyalar da göz alıcı maden
plakalarla kaplıydı."
En gösterişlisi de New York aristokrasisiydi. Bridenbaugh
anlatmaya devam ediyor: "... pencerelerinde göz kamaştırıcı
şark kumaşlarından perdeler, cilalı masalar, altın çerçeveli aynalar, büyük duvar saatleri vardı ... zengin mobilyalar, mücevherler ve gümüş tabaklar. .. ve evlerde siyah hizmetçiler olurdu."