Genelde sahip olmadığımız bir şeye ihtiyaç duyduğumuzu hissedince dua ediyoruz.
Bir adım geri atalım ve düşünelim; hergün kalktığımızda ciğerlerimizi gece boyunca çalışması için solunum cihazına bağlamak zorunda kalmamış bulunuyoruz. Her gece uyumaya gittiğimizde kalplerimiz hala atmaya devam ediyor. Her gün yataktan kalkıp gözlerimizi açtığımızda hala görebiliyor, duyabiliyor oluyoruz. Ve onların otopilot özellikleri de yok. Pilleri hiç bitmiyor! Bize bir nefes daha, bir kalp atışı daha ve uzuvlarımızı hareket ettirebildiğimiz bir gün daha lütfeden Allah'tır. Fakat biz ona yalnızca bir şeye ihtiyaç duyduğumuz, bir şeyin eksikliğini hissettiğimiz zaman yöneliyoruz. Allah ise biz talep etmezken dahi sürekli ikramlarda bulunmaya devam ediyor. Nefes alabilmemiz için dua etmemiz gerekmiyor.
Allah'ın bize ihsan ettiği ve bizim kesinlikle ihtiyacımız olan, onlarsız yaşayamayacağımız o kadar çok şey var ki. Ve Allah hiç durmadan veriyor.
"Nasıl olurda bana onu vermez? Nasıl olur da şu duamı cevapsız bırakır?" diyerek Allah'ın bize vermediği şeyleri düşünmektense, sürekli benim için ve sizin için ihsanda bulunduğunu farkına varabilsek...
Biri duasından ötürü perişan, üzgün yahut kötü bir ruh halindeyse, belli ki Allah'ın onun için sürekli yapmak yapmakta olduğu ihsanların farkında değil.