368 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Yeraltı edebiyatına hep bir ilgi duyuyor ama yanaşmıyordum. E her şeyin bir zamanı var.
Tıkanma
Tıkanma
ile sert bir başlangıç yaptıktan sonra tercihimin Beyaz Zenciler olmasına -yeraltı- rap müzisyeni Burkay Yalnız a.k.a Ağaçkakan sebep oldu. Sevdiğim insanların, severek önerdiği kitapları daha bir severek okuyorum. Görmeyecek ama sen yinede sağ ol Burkay abi. Beyaz Zenciler'e gelince çok etkilendiğimi söylemeliyim. Böylesine özgün kaleme henüz rastlamadım. Çiçeği burnunda bir okuyucuyum belki bundandır. :P Yada içimizden biri gibi olması, otosansür uygulanmamış, kirli ve müstehcen dile sahip olmasıdır beni çeken/bağlayan. E yeraltının güzelliği işte. Çevirmen de çok güzel bir iş çıkarmış ortaya hakkını yememek lazım. Prezervatife yaptığı çeşitli çeviriler güldürdü. Onlardan bir tanesi: Kaput. :D Benzetmeler sadece bundan ibaret değil tabi. Bu kitaptan sonra da okuma listemde çoğunlukta yer kaplamaya başlayacaklar belli oldu. Yok böyle bir bağlanma. Devam kitabının çıkmasını çok ama çok isterim ki buna müsait bir kitap. Bakalım zaman ne gösterecek. God natt venner.
Beyaz Zenciler
Beyaz ZencilerIngvar Ambjörnsen · Ayrıntı Yayınları · 20161,016 okunma
·
Puan vermedi
Nuri Bilge CEYLAN filmi öneriyorum bu defa. "Ahlat Ağacı" Taşrada bir öğretmenin yazar olma serüvenini temel alarak işlemiş filmi. Anafikir çatısında politik, teolojik, ekonomik, sosyolojik sorgulamalara yer vermiş filmde. Bu sorgulama işini o kadar yaymış ki bir an "Nuri Bilge içine attığı konuların hepsini kusacak galiba" dedim. Sorgulamalarla beraber bir takım inanışlara da yer vermiş hikaye altından ince ince... bir insan beğenmese bile ailesinin kaderini yaşar mı ya da ailenin kaderi bireyin kaderine sirayet eder mi ? Filmde benim özellikle beğendigim konuya geleyim; son zamanlarda yazar, sanatçı tayfasının kendine uyguladıkları sansürle -ya da dönemin atmosferinin zorunda kıldığı otosansür diyelim ki bence acı hep vardı ama cesur insanlar hep yok-olayı sadece kültür ticatetine bağladılar. Ne demek istiyorum açayım: eski romanları okuyup filmleri izlediginiz zaman dönem hakkinda bir çok konuda bilgi ve duygu sahibi olabiliyorsunuz. Bu insanlar ne sıkıntılar çekmiş neler gündemine oturmuş neyi sevmişler ne kadarına ulaşmışlar canlarını ne yakmiş gibi gibi. Son dönemlerde konformist kafaların köhne tarzından sitemlenirken Nuri Bilge'nin filmi iyi geldi. Neyse kalp atışını arada duymak yaşama dair umut veriyor. benim söyleyeceklerim bu kadar gerisi takdirinize kalmış. Hoşça bakın zatınıza
Altyazı Aylık Sinema Dergisi - Sayı 184
Altyazı Aylık Sinema Dergisi - Sayı 184Altyazı Dergisi · Altyazı Dergisi · 20186 okunma
Reklam
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Türk edebiyatının en iyi psikolojik incelemelerinden biridir çünkü benzeri romanların aksine bu romanda yazar kendi tahlilini yapmıştır. Selim Pusat aslında askeri öğrenciyken okuldan atılan Atsız'dan başkası değildir. Genç bir kıza aşık olma olayı da gerçektir. (Atsız'ın Mektupları/YücelHacaloğlu) Yoksa ''Geri Gelen Mektup'' diye bir şiir hangi
Ruh Adam
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 201927,2bin okunma
182 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
İnanç Yoksulu ama Şüphecilik Korkağı
Haluk Şahin hocanın fevkalâde çevirisiyle kusursuz okunan eser konusu itibariyle ağırdır. Basın Özgürlüğü, sansür, otosansür, piyasaların ve patronların medyayı kullanış amaçları ve tesirleri anlatılmaktadır. Merak uyandırıcı bir özet geçecek olursam; Medya ilk olarak Gutenberg’ten sonra enformasyonun halka arz olmasıyla başlamıştır. Gazete ilk olarak kamuya karşı belirli kesimlerin görüşlerini bildirmek ve muhalif olmak için kullanıldı. Daha sonra buharlı matbaanın gelişmesiyle beraber,“ kapitalist patronlar, makinelerin kullanımı ile medya patronlarına dönüşecek ve büyük bir pazar olduğunu keşfedeceklerdi. Ticari kaygı ve kar güdüsüyle yönetilen gazeteler basın özgürlüğüne gölge düşürdü. Daha sonra liberalizmin gelişmesi ile ve tüm dünyada meydana gelen Gelişmelerle deregasyon Devleti’nin Serbes piyasayasını diyet müdahalesi ile birlikte kitleye iletişim araçları yani gazete radyo televizyon liberal bir pazara dönüşmeye başladı. Yanılmazlığı eline alan iktidar ve pazar patronları Basın Özgürlüğüne olan tesirleri anlatılmaktadır.
Medya Ve Demokrasi
Medya Ve DemokrasiJohn Keane · Ayrıntı Yayınları · 200072 okunma
247 syf.
9/10 puan verdi
ÜTOPYACI BİR DİSTOPYA ÇÜNKÜ EVET, YARINLAR ŞARKI SÖYLEYEBİLİR !!! TEK KULLANIMLIK MENDİLLERİN ÇAĞINDAN SELAMLAR! İyi niyetli spoilerlar içerir. Yine de kitabı okuduktan sonra gelmenizde fayda var. 1950'lerde yazılmasına rağmen, distopya türünün sütunlarından biri olan Fahrenheit 451, zamanımızla garip bir şekilde yankılanır. Toplumun kitle
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202290,1bin okunma
222 syf.
·
Puan vermedi
·
25 günde okudu
"İnsanın olası mutluluğunun ölçüsü bireyselliğiyle önceden belirlenmiştir. Özellikle zihinsel gücünün sınırları, yüksek bir hazzı alma yeteneğini sonsuza dek belirlemiştir." Öncelikle yukarıdaki cümleyi birkaç sefer okumanızı tavsiye ederim. Schopenhauer, karakter yapımızın mutluluğumuza doğrudan etki edeceğini düşünüyor. Bu yüzden bize
Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar
Yaşam Bilgeliği Üzerine AforizmalarArthur Schopenhauer · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20197bin okunma
Reklam
Geri13
38 öğeden 31 ile 38 arasındakiler gösteriliyor.