Biz klasik şiirimizin geleneksel gelişmesi içinde bile, en az Baudelaire kadar eşcinsel serbestlikler içinde miydik? Hâl böyleyken, ne diye Tanzimat sonrası edebiyatımız cinsel konularda anlaşılmaz bir auto-censure içine girmiş, Karacaoğlan ve Nedim bu ülkede yaşamamış gibi, acaba ne diye bütün cinsel konularda elimiz ayağımız ve en kötüsü dilimiz bağlanmıştı? Batı'nın 19, yüzyılda ancak uyanıp kurtulmaya çalıştığı sahte erdemliliğe biz mi sahip çıkıyorduk yoksa?
*Auto-censure(otosansür): Otosansür, açık bir baskı olmadan, başkalarının hassasiyetlerine saygı göstererek, herhangi bir makamın ve yetkili kurumun engellemesi olmadığı halde, kişinin kendi çalışmalarını sansürleme veya sınıflandırması eylemidir.
Türkiye kendi içinde halen bir demokrasi mücadelesi veriyor. İnsanlar halen görüşlerini ne kadar özgürce ifade edeceklerini bizzat kendileri otosansür uygulayarak belirliyorlar. Özellikle içerden çıkan 'aykırı sesler'e tahammülsüzlük had safhada.
Uzun zamandır aklımın bir köşesinde olmasına rağmen bir türlü okumakla müşerref olamadığım Hasan Ali Toptaş romanlarıyla sonunda tanışma fırsatı bulabildim. Büyükşehirden köye daha sakin bir hayat sürmek için taşınan Ziya'nın yaşadıkları kitabın konusunu oluşturmaktadır. Son birkaç yıldır İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerimizin iç göçler
Yeraltı edebiyatına hep bir ilgi duyuyor ama yanaşmıyordum. E her şeyin bir zamanı var.
Tıkanma ile sert bir başlangıç yaptıktan sonra tercihimin Beyaz Zenciler olmasına -yeraltı- rap müzisyeni Burkay Yalnız a.k.a Ağaçkakan sebep oldu.
Sevdiğim insanların, severek önerdiği kitapları daha bir severek okuyorum.
Görmeyecek ama sen yinede sağ ol Burkay abi.
Beyaz Zenciler'e gelince çok etkilendiğimi söylemeliyim.
Böylesine özgün kaleme henüz rastlamadım. Çiçeği burnunda bir okuyucuyum belki bundandır. :P
Yada içimizden biri gibi olması, otosansür uygulanmamış, kirli ve müstehcen dile sahip olmasıdır beni çeken/bağlayan.
E yeraltının güzelliği işte. Çevirmen de çok güzel bir iş çıkarmış ortaya hakkını yememek lazım.
Prezervatife yaptığı çeşitli çeviriler güldürdü. Onlardan bir tanesi: Kaput. :D
Benzetmeler sadece bundan ibaret değil tabi.
Bu kitaptan sonra da okuma listemde çoğunlukta yer kaplamaya başlayacaklar belli oldu. Yok böyle bir bağlanma.
Devam kitabının çıkmasını çok ama çok isterim ki buna müsait bir kitap.
Bakalım zaman ne gösterecek.
God natt venner.
Beyaz ZencilerIngvar Ambjörnsen · Ayrıntı Yayınları · 20161,016 okunma