Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bastım kalbimin deklanşörüne Bir fotoğraf çektim Adı, mutluluk tablosu. Çok kalabalığız, evvela Büyüttüğümüz hayaller kucağımızda İkimiz oturuyoruz ortada.
Sayfa 28
acı vermiyor artık
Anılar acı vermiyor artık, bizi biz eden Değerler yıkıntısında onursuz oturuyoruz.
Reklam
Neyi bekliyoruz, bilmem ki Kapı mı çalınıyor ne -gidip açıyorum- Kimse yok Peki Nasıl karşılanır yok olan bir şey Karşılıyorum Birlikte salona geçiyoruz. Oturuyoruz karşı karşıya Yok olan şeyle ikimiz. ... İyi eğleniyoruz yok olan şeyle ikimiz.
Sayfa 282Kitabı okudu
"Ahmet Şerif İzgören'in yaşadığı ve İngiliz profesörlerden haftalarca öğrenemediğim şeyi bir taksiciden 5 daikada öğrendim diye tarif ettiği bir hayat dersi... "Toplantıya gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim var, bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önüne geldik. Ankara'da
Geceye en çok şiir yakışır ♡
~ ❝ Ben anlayış ve görüşümü Özdemir Asaf'a buluyorum Gelmesen önemli değil, Gelsen önemli olurdu Garipliğim... Bir garip Orhan Veli Tarifsiz kederler içindeyim. Asi, mavi, hasretli Ve özlemliyim Nazım Hikmet kadar Geberiyorum kederden Cemal Süreya gibi yaşıyorum Senaryocu bayanla bir bankta oturuyoruz Keşke yalnız bunun için sevseydim seni İstiklal ve ölümü Mehmet Akif dizeleri gibi yaşıyorum Âtiyi karanlık görerek Azmi bırakmayanlardanım Necip Fazıl'ım kimi zaman! İçinde unutulduğum zindanımdan Dünya adı verilen yere Mektuplar yazıp yolluyorum Ve hâlâ gelmemiş o cevapları bekliyoruz. Bir ben, bir de serseri kaldırımlar ❞ ~
Sayfa 12 - Arwen KitapKitabı okudu
Seni...
… üç gecedir arka arkaya rüyamda gördüm. Bir ve aynı ağacın altında oturuyoruz. Dünyada yalnız ikimiz kalmışız ve buna rağmen canımız sıkılmıyor. Ve birbirimizi seviyoruz.
Sayfa 289
Reklam
Anılar acı vermiyor artık, bizi biz eden Değerler yıkıntısında onursuz oturuyoruz.
Sayfa 13 - Kırmızı Kedi Yayınevi EpubKitabı okudu
Çıplak İsa, Nâsıra'da marangoz çırağı idi; Zeytindağı'nın üstünden geçtiği zaman, altında, kendi malı bir eşeği vardı. Biz Kudüs'te kirada oturuyoruz. Halep'ten bu tarafa geçmeyen şey, yalnız Türk kâğıdı değil, ne Türkçe ne Türk geçiyor.
Seni gördüm düşümde bu sabah gene. Yan yana oturuyoruz.. Sen itiyorsun beni, ama kızmadan; gülerek. Üzülüyorum, ittiğin için değil, seni itmeye zorlayan davranışıma üzülüyorum. Sızlanmayan, yakınmayan herhangi bir kadına davranır gibi davranıyorum sana; sessizliğinin ardındaki sesi -hem de bana seslenen sesini- duyamadığıma üzülüyorum. Duyamadım mı dersin? Duymuş da olsam, karşılık veremedim ya! İlk düşümden daha bitik, daha kötü ayrıldım yanından. Bir yerde okumuş olacağım, bir benzetiş geldi şimdi aklıma: "Ateşten örülmüş uzun yalımlardır sevgilim, dolaşır yeryüzünü, sarar beni. Ama sardıklarını değil, görmesini bilenleri sürükler ardından.
Bizler nasırlaşmış akıllarımızın üstünde, cimrilerin paralarının üstüne oturmaları gibi oturuyoruz. .
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.