Bir solukta okudum bitti diyebileceğim bir kitap oldu öncelikle.Elinize aldığınızda kalınlığını görünce biter mi diye bir algı oluşuyor zihninizde fakat sayfalar sayfaları bir dizi gibi takip ediyor ve duru diliyle akışkan Akhenaton’un öyküsü okuyuveriyorsunuz.Öykümüz Sami ırkından istemeyen kraliçe Tiye’ın ikinci oğlununda rahipler tarafından öldürülmek istemesiyle başlıyor.Tiye zekası ile oğlunu bu hain plana kurban vermeyip yaşamasını sağlıyor.Yekutiel ismini Aton a tapmasıyla Akhenaton olarak değiştiriyor ve sonrasında sürgünde başlayıp sürgünde son bulacak hayatı başlıyor.Öykü bana taht entrikaları,Akhenaton’un içsel intikam ateşi,tek tanrıya inanma sancıları,bol bol ölümler,taht kavgalarının haneden üyeleri arasından komutanların arasına sıçraması,savaşlar,ihanetler,acımasız ölümler … gibi bir çok konunun ve duygunun içine girip çıktırıyor ve Mısır kültüründe ve coğrafyasında size seyahat ettiriyor. Sonuç Akhaneton’un ve tek tanrılı inancın mağlubiyeti ile sonlanıyor.Kişisel yorumum böyle güzel bir öykünün sonucunun hafif muğlakta bırakılmaması yönünde olmakla birlikle okunulmasını tavsiye edebileceğim emek verilmiş bir öykü.keyifli okumalar :)
“Bilimsel çalışmalar yapan kadınların yüzleştiği başka güçlükler de vardı; mesela eteklerinin çapı…
Çok duygusal olduklarını dile getirmiş miydim?
Kadınların bilimsel toplantılara katılması hiçbir açıdan hoş karşılanmıyordu, buna uygun değildiler, yakışık da almıyordu.
Üstelik kadınların bilim ÜRETEBİLECEĞİNE dair birtakım yanlış mesajlar veriyorlardı.
Öykü türünün babası Maupassant’ın da belirttiği gibi, bir kadının herhangi bir şeye erişmeye çabalaması nafileydi.
Soyledigine göre, kadınların kendini gösterebileceği, birbirinden çekici iki şey vardı: Aşk ve annelik. Radyum ve polonyum parçalamak değil.”
Agatha’nın Anahtarı, Ahmet Ümit’in okuduğum ilk eseri. Açıkçası alırken öykü kitabı olduğunu bilmiyordum. Genellikle romanlar tercihimdir fakat okumaya ara verip daha sonra tekrar başladığım zamanlarda öykü kitapları her zaman daha çekici geliyor. Agatha’nın Anahtarı da beni içerisinde bulunduğum okuma tembelliğinden çıkaran bir kitap oldu. Kitabımız, 15 kısa polisiye öyküden oluşuyor. Polisiye seviyorsanız sizi asla sıkmayacağını söyleyebilirim. Hepsi birbirinden akıcı olan bu öykülerin başkarakteri tabi ki Başkomiser Nevzat. Her öykünün bitişini kendi tahminlerinizi yürüterek heyecanla bekliyorsunuz. “Savcıyı Öldürmek!” ve “Siyah Taşlı Yüzük” en beğendiğim ve şaşırdığım öykülerden oldu. Uzun lafın kısası polisiye öykü türünden hoşlanıyorsanız tavsiye edebileceğim bir kitap. Okuduğunuz için teşekkür ederim :)
H.Fallada ile Herkes Tek Başına Ölür ile tanıştım. Tüm kitaplarini okumalıyım dedirtti bana. Ayyaş' i okudum ardindan. Kendi hayatından enstantaneler içerdiğini öğrendim. Bu son öykü kitabi onun yayinlanmamis belgeler arasina karışmış, eski dosyalarin açılmasıyla açığa çıkan öyküleri. Ayrıca hastalığı ve hakkındaki uzman görüşleriyle ilgili son bir bölüm de içeriyor. Severek okudum.
"Hayalleri gerçekleştirememe hissi. Merak hissi.
Korku hissi.
Hepsi insanın hayatına öyle bir çakılır ki zaman keskin iki dişlinin arasında kıyılır durur. Kurtuluş, sadece kapıyı
aralamakla mümkündür."
Korkak
İmre Sarkadi, üslup olarak hikâyelerinde dramatik bir hava yaratmıştır. Hikayeleri ve oyunları bu yönüyle dikkat çeker. Macar yazar, yapıtlarında köylüleri ele alarak, aydınlara da tutumlarından dolayı eleştirilerde bulunmuştur.
"Korkak" adlı uzun hikayesi son yapıtları arasında en önemlilerindendir. Kitapta toplamda dört hikaye vardır. Bunlardan en dikkatinizi, ilginizi çekecek olan 'Korkak' adlı hikayesidir. Yazar aynı zamanda Atilla Jozsef ve Kossuth ödüllerinide birkaç kez kazanmıştır.
Novellamızın konusu; Avusturya’nın güneyinde, kış turizm lokasyonlarından biri olan Semmering‘te, kadın avcısı bir baron ile henüz büluğ çağında bir erkek çocuğu olan Edgar (12 yaşında) ve Edgar‘ın annesi arasında geçen olaylardan oluşmakta..
Kadın avcısı baron annesine yakınlaşmak için Edgar’ı kullanır; amacına da ulaşır, lakin Edgar kullanıldığını ve baronun niyetinin iyi olmadığını anlayınca, annesini barondan kurtarmak için yaşından beklenmedik büyük bir mücadele örneği gösterir.. Nitekim bu mücadelesinde başarılı da olur..
Zweig epi topu 108 sayfa olan novellasında ibretlik bir öykü anlatmış yine..
Okuyunuz efendim..!
Yakıcı SırStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202042,1bin okunma