TARİHLER VE OLAYLAR (1960-1975) 13 Ocak 1960: Atsız, Falih Rıfkı Atay'a yayın yolu ile hakaretten İstanbul Toplu Basın Mahkemesi'nde yargılanıyor. 27 Mayıs 1960: İhtilal. 38 subay ve general iktidara el koyuyor. İhtilal bildirisini, 27 Mayıs sabahı 04:36'da, 1944 sanıklarından Alparslan Türkeş okuyor. Cemal Gürsel Devlet Başkanı,
Kilisenin mitoloji üreticileri, bulabildikleri yazılı metinleri toplayarak ve bunları istedikleri biçimde düzenleyerek kendi sistemlerini kurmuşlardır. Günümüzde Eski ve Yeni Ahit adıyla var olan bu tür yazıların, toplayanların iddia ettiği gibi bulundukları sıradaki içeriklerinin aynı olduğu kuşkuludur; bunlara ilaveler yapılmış, değiştirilmiş, özetlenmiş ya da süslenmiş olabilir mi? Eğer durum buysa, sistemi kuranlar oylama yoluyla bir araya getirdikleri kitapların hangilerinin Tanrı Kelamı hangilerinin de Tanrı Kelamı olmadığına karar verdiler. Bazılarını reddettiler; Apokrif denilen bazılarının da kuşkulu olduğuna oylama yoluyla karar verdiler; oyların çoğunu alan kitaplar da Tanrı Kelamı olarak kabul edildi . Başka şekilde oylamış olsalardı, kendilerine Hıristiyan adını veren inanç sahipleri başka şeye inanacaklardı; çünkü birinin inancı başka birinin oyuyla belirlenmişti. Tüm bunları yapanlar kimlerdi, bunu hiç bilmiyoruz. Kendilerini genel olarak Kilise diye tanımladılar ve tüm bildiğimiz de bu.
Reklam
Üç kişiyi bir araya getiriyoruz, mahkeme diyoruz. Bu her şeyden evvel aritmetik kurallara aykırı. Üç kişiyi toplayınca mahkeme çıkmaz. Toplu mahkemeyi kabul edersek arkasından oy gelir. Oylama yoluyla adalet(!). Hakimlerden biri karara muhalif kalırsa bu onun kararın doğruluğuna inanmadığını gösterir. Bir hakimin dahi şüphe ettiği kararın doğruluğunu topluma nasıl kabul ettireceğiz?
Demokratik Oylama Sahnesi
- Kabul edenler 12 - Çekimserler 2 - Red edenler 1 - Red edilmiştir... # BMGK TİYATRO
352 syf.
5/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Biri beni aydınlatsın cinsiyetçi bir yaklaşım mı gösteriyorum
!Spoiler! Şimdi şöyle ki kitabın anlatmak istediği güzeldi evet sevdim ama sürekli feminizm, cinsiyet eşitliği ve karakterin düşünceleri etrafında döndü.Yani tabiki de bunlarla bir sorunum bulunmuyor fakat kitabı alırken beklentim bu yönde değildi bu yüzden bana beklediğim şeyi tam olarak veremedi.Açıkçası Len(erkek ana karakter) ile daha çok sahneleri olacağını olayın oradan döneceğini düşünmüştüm. Vee kızın düşüncelerini Len’in yayınladığını düşünmüştüm ama cidden onun yayınladığını öğrendiğimde o kadar uzun zaman geçmişti ki bir şaşırdım.Ayrıca Elize’nin yaptığı bir tık saçma gelmişti yani olayı grev yapmak gibi büyük bir şeye dönüştürdüler(Burada olay artık sadece Elizenin baş editör olmasından çıkmış ve daha farklı bir boyuta gelmişti farkındayım).Evet Bugle’de ki bazı kişiler belki sırf erkek olduğu için ve Lee’nin daha sempatik durmasından dolayı daha iyi bir baş editör olacağını düşündüler fakat herkes böyle düşünmüyordu.Evet Elize daha nitelikli olabilir farkındayım ama insanlar kendilerine bu kadar sert davranan birinin altında çalışmak istemezler yani.Ee ben istemezdim diyeyim. Ve o seçildiği halde zorlayıp onu istifa ettirmesi bana asıl saçma gelen şey. Sonuçta adil bir oylama yapıldı değil mi??
Buraya Sevilmek İçin Gelmedim
Buraya Sevilmek İçin GelmedimMichelle Quach · İndigo Kitap · 202449 okunma
TÜRKİYE SINIRLARI AÇIK BÜFE ....ya çok güvenliyiz, yada.....takmıyoruz
Birden fazla başarısız girişimden sonra, ABD Meclisi, istihbarat teşkilatlarının ulusal güvenliğe tehdit oluşturduğuna inanılan yurtdışındaki yabancı vatandaşları izlemesine izin veren Yabancı Gözetim İstihbarat Yasası'nın 702. maddesinin yenilenmesini onayladı. Oylama, Trump'ın hafta başında Kongre'yi yasayı "öldürmeye" çağırması ve yanlış bir şekilde Bölüm 702'nin kampanyasını gözetlemek için kullanıldığını öne sürmesinin ardından geldi.
Reklam
Demokraside kutsal olan, mekanizmalar değil, değerlerdir. Mutlaka ve en küçük bir ödün vermeden saygı gösterilmesi gereken şey, insanların, inançları ve renkleri ne olursa olsun, sayısal önemleri ne olursa olsun, kadın, erkek ve çocuk, bütün insanların onurudur; oylama biçimi bu zorunluluğa uygun hale getirilmelidir.
Gazi'nin, başkomutanlık yetkileri, mebusların mırıldanmaları arasında, üçer aylık iki dönem için yenilenmişti. Mayıs ayında Meclis, onun hasta ve yatakta olmasından yararlanarak, üçüncü bir uzatmayı reddetti. Böylece, ordu başsız kalmış oluyordu. Hükümet çekilmek istedi. Ama Gazi, yatağından kalkarak Meclis'e geldi ve kendisine yöneltilen eleştirileri cevaplandırdi. Meclis'e, bu gibi kuruluşların savaş zamanında nasıl davranmaları gerektiği üzerinde bir söylev verdikten sonra, iki günden beri başkomutansız kalmış olan ordusunu birakmak isteğinde olmadığını açıkladı. Tartışmalar kızışmışt1. Öyle bir an geldi ki, Mustafa Kemal'le en sorumsuz düşmanlarından biri olan Ziya Hurşit'in ellerini tabancalarına attıkları görüldü. Ancak oylama sonunda, Gazi, yine başkomutanlıkta kaldı...
Sayfa 358 - Altın KitaplarKitabı okudu
966 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.