“Anlatması zor. Birini çok sevmişsem, adını asla başkalarına söylemem. Onlara ait bir parçayı başkalarına teslim ediyormuşum gibi gelir bana. Gitgide gizli kapaklı şeyleri sever oldum. Modern yaşamı harikulade ya da gizemli kılabilen yegane şey de budur bence. En basit şey bile gizlendiğinde güzelleşir. Şu an şehir dışına çıkacak olsam, evdekilere nereye gideceğimi söylemem. Söylersem zevki kaçar. Belki saçma bir alışkanlık ama bir şekilde insanın yaşamına hayli romantizmi katıyor. Bu yaptığım sana çok saçma geliyor olmalı, öyle değil mi?”
Sayfa 6
Bilge bir kez kozmosta eridiği, yaşamını kozmik düzenle uyum içine soktuğunda anlar ki biz basit ölümlüler esasında onun parçasından, adeta bir ebediyet atomundan, yok olmayacak bütünün bir unsurundan başka bir şey değiliz. Öyle ki böylece en nihayetinde, sahici bilge için ölüm bir sorun olmaktan çıkar, çünkü ölüm artık hakikaten gerçek değildir. Daha iyi bir ifadeyle, ölüm bir halden başka bir hale geçiştir sadece, olduğu haliyle düşünüldüğünde bu geçiş artık içimize korku salmayacaktır.
Sayfa 25 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Benim fikrimce aşk diye ayrı, mücerret! bir mefhum yoktu. İnsanlar arasında çeşit çeşit kendini gösteren bütün sevgiler, sempatiler bir nevi aşktı. Yalnız yerine göre isim ve şekil değiştiriyorlardı. Kadınla erkek arasındaki sevgiye hakiki ismini vermemek bir nevi kendimizi aldatmaktan başka bir şey değildi. O zaman Maria şahadet parmağını sallayarak gülüyor: -Hayır dostum, hayır! diyordu. Aşkın hiç de sizin söylediğiniz basit sempati veya bazen derin olabilen sevgi değildir. O büsbütün başka, bizim tahlil edemediğımız öyle bir histir ki, nereden geldiğini bilmediğimiz gibi, günün birinde nereye kaçıp gittiğini de bilmeyiz. Halbuki arkadaşlık devamlıdır ve anlaşmaya bağlıdır. Nasıl başladığını gösterebilir ve bozulursa bunun sebeplerini tahlil edebiliriz. Aşka girmeyen şeyse tahlildir. Sonra düşünün, dünyada hepimizin hoşlandığımız birçok kimseler, mesela benim hakikaten sevdiğim birçok dostlarım vardır. (Muhterem Beyefendinin bunların en başında geldiğini söyleyebilirim.) Şimdi ben bütün bu insanlara âşık mıyım? Ben fikrimde ısrar ederek: Evet, demiştim. En çok sevdiğinize hakikaten ve diğerlerine birer parça âşıksınız !
Sayfa 107Kitabı okudu
Şunu biliyorum ki ben yalan söylediğimde hiçbir yasayı çiğnemiş olmuyorum. Egoizmi yasaklayan yasa yok. Hor görmeyi yasaklayan yasa yok. Nefreti yasaklayan yasa yok. Basit bir şey de olsa, kötü yürekliliği yasaklayan yasa yok. Öyle ki bizim yasal adamımız...yalan söyleyen, bencil, aşağılayıcı nefret duygularıyla dolup taşan tam bir kötü niyet abidesi olabilir. Bu adam ya­salara uyan bir namussuz değil de nedir?
Kablosuz teknolojisi tam anlamıyla kullanıma geçtiğinde bütün dünya koca bir beyne dönüşecek ki aslında şu anda da öyle; her şey gerçek ve ritmik bir bütünün parçası. Birbirimizle anlık olarak, mesafe sorunu yaşamadan iletişim kurabileceğiz. Bununla da kalmayacak, televizyon ve telefon aracılığıyla, binlerce kilometreye rağmen birbirimizi, sanki yüz yüze oturuyormuşuz gibi göreceğiz; üstelik bunları yapma- mızı sağlayacak aletler mevcut telefonumuzdan çok daha basit olacak. Ceket cebinde bile taşınabilecek
Dikkat edin, benim güzel yabancım! Dikkat edin, bir faytondan aşağı atlamak öyle basit bir şey değil, bazen o dışarı atılan adım belirleyici olabiliyor...
Sayfa 407 - ALFA FELSEFEKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.