06.02.2023 04.17
O geceyi anlatmaya çalışmak ne kadar doğru bilmiyorum, ya da ne kadar kendimi ifade ederim onu da bilmiyorum. Bazı acılara sözler anlam yüklemiyor, tesirsiz kalıyor. 2022'de Haziran ayında öğleleyin yatak alttan üstte doğru sıçradı tabi bu durum bana normal gelmedi. Herkesin dilinde bi maraş depremi vardı zaten, hep ne zaman olacak
O kadar güzel bir gülümseme saklamıştım ki sana..
Merhaba sevgili. Gece zor geçti ama uyandıktan sonra güzel anıları düşünüp toparladım. Burada daha önceden de yazmıştım. Bana kiliseyle ilgili bir anını anlatmıştın ve çok gülmüştüm. Bunu düşündüm, anlatırkenki halini düşündüm, dinlerkenki halimi düşündüm; nasıl güldüğümü, ellerimle yüzümü gizlediğimi düşündüm. Geçen hafta arkadaşım geldi. Çok
Reklam
Hiç kimsenin hiç birşeyini kıskanmadım.Ne parasını ne kültürünü ne mevkisini ne de eğitimini ki kendimden kültürlüsüyle de henüz tanışmadım ! Ama şu kahrolası yazarlar asabımı bozuyor... Zülfü Livaneli anlatıyor. “Cannes film festivalindeyiz, bir kahvenin terasında oturuyoruz. Önümüz ana cadde, ötesi kumsal ve deniz. Caddeden iki yana yıkıla yıkıla, sarı sakallı, yırtık ceketli, gözleri baygın baygın bakan bir Fransız berduşu geliyor, bize yaklaşıyor ve para istiyor. Sabah sabah öyle bir alkol kokusu geliyor ki adamdan anlatamam. Masada kalabalığız, gazeteci arkadaşlarımız var. Yaşar abi adama cömert bir bahşiş veriyor, adam 'Mersi' diyor. Bu sırada bir arkadaş sarhoşa Fransızca 'Bu mösyöyü tanıyor musun?' diye soruyor, sonra ekliyor 'Yaşar Kemal.' Ben içimden 'amma da soru ha' diyorum, sokakta yatıp kalkan adam nerden tanısın Yaşar Kemal’i? Sarhoş ileri geri sallanarak gözlerini kısıyor, Yaşar abiye bakıyor bakıyor, sonra ağzından şu kelimeler dökülüyor: 'Memed le bandit.' Yani 'Eşkıya Memed.' Ağzımız açık kalıyor."
Bu gecelerde bir şey var. Adı konulamayan,tarifi yapılamayan acayip şeyler var. İçimi dökmek istiyorum ama içim bile artık baydı. Bu öyle tarif edilemez bir his ki,gidip duvara anlatsam bir kızarır,bir yüzü düşer. Taşa anlatsam duramaz çatlar yav. Bu hayat böyle işte. İçte birikiyor birikiyor ve en sonunda sende kalıyor yine. Bu iç çekişler insanı bir yerde ama bir yerde bitiriyor. Samimiyetsizliklerden kaçayım diyorum,uzak durayım diyorum kötülüklerden ama bu sefer de kendimi yenemiyorum. Düşüncelerim, çıkmazlar yoruyor beni. İnsan kendine mağlup olmamalı. Bunu buraya kadar okuyan herkese teşekkür mü etmeliyim bilmiyorum ama emin olun hayatımı güzelleştirmek için o kadar çok çabalıyorum ki anlatamam bunu. Ama inanıyorum. Bir gün bu düşüncelerimden kurtulacağım. Güneşli günler görmek değil derdim,sadece hayatım kaymasın,içimde çığ birikmesin, duygularım sel olup boşalmasın yeter. Gerisi bir şekilde hallolacak evelallah. Neyse çok uzattık,bir sigara içeyim ben,eyvallah okuduğunuz için. Eyvallah....
Hiç kimsenin hiç birşeyini kıskanmadım.Ne parasını ne kültürünü ne mevkisini ne de eğitimini ki kendimden kültürlüsüyle de henüz tanışmadım ! Ama şu kahrolası yazarlar asabımı bozuyor... Zülfü Livaneli anlatıyor. “Cannes film festivalindeyiz, bir kahvenin terasında oturuyoruz. Önümüz ana cadde, ötesi kumsal ve deniz. Caddeden iki yana yıkıla yıkıla, sarı sakallı, yırtık ceketli, gözleri baygın baygın bakan bir Fransız berduşu geliyor, bize yaklaşıyor ve para istiyor. Sabah sabah öyle bir alkol kokusu geliyor ki adamdan anlatamam. Masada kalabalığız, gazeteci arkadaşlarımız var. Yaşar abi adama cömert bir bahşiş veriyor, adam 'Mersi' diyor. Bu sırada bir arkadaş sarhoşa Fransızca 'Bu mösyöyü tanıyor musun?' diye soruyor, sonra ekliyor 'Yaşar Kemal.' Ben içimden 'amma da soru ha' diyorum, sokakta yatıp kalkan adam nerden tanısın Yaşar Kemal’i? Sarhoş ileri geri sallanarak gözlerini kısıyor, Yaşar abiye bakıyor bakıyor, sonra ağzından şu kelimeler dökülüyor: 'Memed le bandit.' Yani 'Eşkıya Memed.' Ağzımız açık kalıyor."
Sık sık başı ağrıyordu. Çok ders çalışmasına rağmen "anne çok çalışıyorum fakat unutuyorum" derdi. Bakkala birşeyler almaya gönderdiğimde ne alacağını unutuyordu. Not tutmaya başladı, not tutmasa unutuyorum diyordu. Keşke o zaman farkına varsaydım diye kendimi suçluyorum. Biz çok ders çalıştığı için belki zihni yoruluyor diye
Reklam
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.