Devlet’i Kim, Nerede, Ne Zaman, Nasıl Yazdı? -2
Bir hayli kalmıştı yandaki odada; güneş de batmak üzereydi. Gelir gelmez oturdu, fazla bir şey konuşulmadı artık. On birlerin adamı içeri girdi. Sokrates’in önüne gelerek: “Sokrates,” dedi, “sen başkaları gibi değilsin; onlara hâkimlerin adına zehri içmelerini söylediğim zaman kızıyorlar bana, küfrediyorlar. Sen buraya gelmiş insanların en
Devlet’i Kim, Nerede, Ne Zaman, Nasıl Yazdı?- 1
Devlet’i Kim, Nerede, Ne Zaman, Nasıl Yazdı? Sokrates, hiç şüphesiz, Platon’dan çok daha yaratıcı, daha erkek bir kafaydı. Kalıpları kıran, buzları eriten, herkesin alışık olduğu düşünüşten başka türlüsünü getiren herhalde Sokrates’ti. Bu filozof üstüne bildiklerimiz o zaman için az sayılmaz. Ama onları hiç bilmesek bile, Platon gibi değerli
Reklam
Platon'un Mağara Benzetmesi
Şimdi, Dedim, insan denen yaratığı eğitimle aydınlanmış ve aydınlanmamış olarak düşün. Bunu şöyle bir benzetmeyle anlatayım: Yeraltında mağaramsı bir yer, içinde insanlar. Önde boydan boya ışığa açılan bir giriş... İnsanlar çocukluklarından beri ayaklarından, boyunlarından zincire vurulmuş, bu mağarada yaşıyorlar. Ne kımıldanabiliyor ne de
Platon (Eflatun) Devlet Adlı kitabın da gecen Mağara Benzetmesi sayfa 231 -237Kitabı okudu
Kelebeğin ömrü
Gülseren Hanım, Dr. Nüvit Hanım bir hasta gönderdi, "mümkünse hemen alıverin," diye rica etti. Şimdi onu gönderiyorum. Tamam Tuna, bekliyorum. Kapı vuruluyor ve içeri üç hanım giriyor. İkisinin ağlamaktan gözleri kızarmış. Biri ise şaşkın şaşkın etrafına bakınıyor. En yaşlı olan, elime bir kâğıt uzatıyor. Nüvit Hanım'ın bana
"Bana hakaret etmek zorunda değilsin. Bu hayırseverlik değil. Ama sana bir şey söyleyeyim: Çoğu insanlar, başkalarının acı çekmesine kaygılandıklarını söylerler. Ben öyle değilim. Bir tek şey var ki. hiç anlayamam. Bu insanların çoğu, yolda bir arabanın çarpıp kaçtığı, kanlar içinde yatan birini görünce, yan çizip geçmezler. Ama Steven Mallory'ye bakmak için başlarını bile çevirmezler. Oysa eğer çekilen acılan ölçmek mümkün olsaydı, Steven Mallory'nin istediği işleri yapamamak yüzünden çektiği acının, bir tarla dolusu insanı biçen tankın yarattığı acıdan daha fazla çıkacağını göremiyorlar mı? Eğer insan bu dünyada acıya inanacaksa, başlanacak yer Mallory değil mi? Ama yine de, ben bu işi o yüzden yapmıyorum."
Üçüncü Bölüm X
"Sözlerimi hasta bir kafanın hastalıklı bir hayranlığı olarak görmeyin. Siz benim için kusursuzluğun ta kendisisiniz! Sizi gördüm, sizi her gün görüyorum. Mükemmel olduğunuz sonucuna birtakım değerlendirmelerle, mantıksal önermelerle ulaşmış değilim; yalnızca böyle olduğunuza inanıyorum. Ama size karşı bir de günahım var: Sizi seviyorum. Oysa mükemmellik sevilmez, yalnızca seyredilir, öyle değil mi? Buna karşın ben size aşığım. Aşk insanları denkleştirir, eşitler; ama kaygılanmayın, böyle bir denklik en içrek hayallerimde bile yer almadı. Kaygılanmayın, dedim ama benden yana nasıl ve ne diye kaygılanacaksınız ki siz? Mümkün olsa da ayak izlerinizi öpsem. Hayır, asla kendimi size denk görmüyorum..."
Sayfa 567 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.