Karanlık Gözler
Kocaman gözleriyle bakıyordu bana. Sanki dünyadaki tüm gözler onundu ve hepsiyle beni izliyordu. Kaç tane gözü vardı allah aşkına ? Ne yapmam gerekiyordu? Ya her zaman yaptığım gibi başımı öne eğecektim, ya da.... Baktım ona, gözlerine. O nasıl baktıysa ben de öyle baktım- dik dik esasen. "Etrafında tavşanlarla dolaşan birisi olarak bayağı
Yalnızlaşmak üzerine.
Her şeyden tamamen uzaklaşıp uzun bir müddet yalnız kalma arzusu günlerdir beynimin içinde dönüp duruyor. Değer verdiğim, kendime senelerce çok yakın bulduğum insanlarla olan durumumun ne ara bu kadar vahimleştiğine, vahşileştiğine bir türlü anlam veremiyorum. Sevilmek, değer görmek, insanlara ihtiyaç duymak, hep bir ağızdan mutluluğu paylaşmak ne
Reklam
_Fizyonomi: Yüz Okuma Sanatı
_Schopenhauer: Fizyonomi bilimi, yüzden kişiliği okuma sanatıdır. Bir insanın çehresinin şekli şemali, ikiyüzlülüğün hakim olamadığı yegâne sahadır. Her insanının çehresi bir haritadır. Bir insanın çehresi, dilinden daha ilginç şeyler ele verir çünkü onun yüzü, söyleyip söyleyebileceği her şeyin özetidir. Dil bir insanın sadece düşüncelerini ele
Freud
_Söz ile Sihir eskiden aynı şeydi; sözlerin sihirli güçleri vardır. _Sevgi ve sinir doğru orantılıdır. _Aşk yoktur; libido vardır. Aşık insan deIidir. _Dünün mutsuz çocukları, bugünün psikopatlarıdır. _Hiçbir önerme, kendi kendisinin kanıtı olamaz. _Sanat, çocukluk tecrübelerinin büyüklüğe
Abdülhak Şinasi Hisar
Abdülhak Şinasi Hisar
'ın
Roman Sanatı
Roman Sanatı
Eserinin Tercümesine Önsözü: ROMANA DAİR BAZI HAKİKATLER İnsan, bütün hayatında alâka duyduğu bir mevzu üzerine bazı suallerle karşılaşınca, fikrini istediği gibi anlatabilmek için bir kitap yazmak veya hiç olmazsa bir konferans vermek lâzım geldiğini düşünmeğe başlıyor. Ancak, konferans dinletmek şöyle dursun, verdiği
Zaman ne çabuk akıp geçiyordu. Acaba akan zaman mıydı , yoksa duygular mı? Ne kadar anlam katıyorsak, o kadar mı hızlıydı zaman. Yaşamın gayesi neydi acaba Hızlı yaşamak mı ? , uzun yaşamak mı? Dolu yaşamak mı? , mutlu ve anlamlı yaşamak mı? Peki ya bu soruların cevabı neydi? Hiçlik. Hiç olma uğruna yaşamaktı bu sorular. Ne olduğumuzu ve ne yapmaya geldiğimizi bilememekti. Kaybolup, dünya zevklerine girdiğiniz anlardadır hiçlik. Düşününce ne garip geliyor değil mi? O sonsuz ve huzur dolu hayat için , bu kısacık iflah olmaz hayatı seçmemiz. Seçim miydi acaba bizdeki akıl, Yoksa verilen hisler miydi? Ya da dünyaya anlam katmak için geldiğimizden miydi? Ne kadar ve nasıl anlam katıyorsak , işte öyle yaşıyorduk bu hayatı.
Reklam
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.