...Vücut çabucak yorulur, ruh ise daima özgürdür; önceki nesillerin hatalarını tekrarlayarak oluşturduğumuz bu cehennem döngüsünden çıkmamıza elbet bir gün yardımcı olur. Düşünceler hep aynı kalsa da onlardan daha kuvvetli bir şey var: aşk. Çünkü gerçekten aşık olduğumuzda başkalarının da kendimizin de en iyi yönlerini görürüz. Sözcüklere, belgelere sözleşmelere, ifadelere, suçlamalara ve savunmalara ihtiyacımız kalmaz. Tek ihtiyacımız olan Zebur'da söylendiği gibidir: Adaletin yerinde küfür vardı, doğruluğun yerinde daha da fazla küfür vardı. Ama tanrı hepsini yargılayacak, adil olanı da küfredeni de, Tanrı her ikisini de yargılayacak; çünkü her amaç gerçekleşmek için vakit ister. Dileyelim ki öyle olsun. Tanrı yolunuzu açık etsin, sevgilim.
Mavinin Sevdasına
Aynaların hatrı var sevgilim, Yüzüme her baktığımda seni gösteriyor. Öyle çok özlüyorum ki seni, Bütün şarkılar sen, şiirler aşk kokuyor. Zaman yok mekan kaybolmuş, Tüm olanlar olmayanlar sen olmuş. Bir gece vakti ansızın uyanıyorum. Yine seni soluyor yine seni duyuyorum... Güneşin hatrı var sevgilim, Yine üzerimize doğuyor. Senle koşuyorum senle
Reklam
Bu dünyada gerçek dertlilerin muazzam bir sabır taşıdıklarını, dertsizlerin ise aşırı gereksiz meseleleri dert hâline getirerek isyankâr bir şımarıklığa sahip olduklarını gördüm.. Öyle ki dertsizlerin feryat figanları, dertlilerin müteessir çehrelerini gölgeliyordu..
İman, insanı insan eder. Belki insanı sultan eder. Öyle ise, insanın vazife-i asliyesi, iman ve duadır. Küfür, insanı gayet âciz bir canavar hayvan eder.
157 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Atsız'ın okuduğum üçüncü kitabı. Diğerleri, Bozkurtlar Diriliyor ve Türk Tarihinde Meseleler'dir. Bu kitap ise, bütün şiirlerinin bulunduğu (romanlarında geçen şiirler dahil) şiir kitabıdır. Her ne kadar üstadın bazı şiirlerini bilsem de bu kitabı okuduktan sonra fikrim tamamen değişti. Gördüm ki, üstadın şair kimliği üzerinde kâfi derecede durulmamış yahut gölgede kalmıştır. Öyle ki Atsız, çok güzel şiirler yazmış bir şairdir. Hem de öyle sadece kahramanlık şiirleri değil, doğa, kadın, aşk, hasret, ayrılık, yalnızlık ve ölüm konulu şiirleri de çoktur. Şairin tavrı ve üslübu çok yalın. Kelimelerin çoğunu anlamamak imkansız. Neredeyse her şiirinin bir öyküsü var. Özellikle Topal Asker şiirinin hikayesi üzdü doğrusu.     Çok beğendiğim şiirlerinden bazıları : Ay Yüzlü Konçuy, Geri Gelen Mektup, Yalnızlık, Sesleniş, O Gece, Türklerin Türküsü, Bahtiyarlık, Kömen, Türk Kızı, Sarı Zeybek, Kahramanların Ölümü..     Son yıllarda okuduğum en iyi şiir kitaplarından biri diyebilirim. Dilerim, kitabı okurken Atsız'la ilgili ön kabulleri bir kenara bırakırsınız. Ötüken Neşriyat'tan çıkan kitap, 157 sayfa.
Yolların Sonu
Yolların SonuHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 20216.8k okunma
258 syf.
7/10 puan verdi
Aşk da Tükenir
Artık Kayıp Zamanın İzinde serisiyle biraz daha barıştım. Elbette 1, 2, 3 ve 4. Kitaplar benim için zorlayıcı okumalar olmuştu ancak 5 (
Mahpus
Mahpus
) ve 6 (
Albertine Kayıp
Albertine Kayıp
) öncekilere göre kat kat daha derin ve etkileyici duygu aktarımlarının bulunduğu romanlar bence. Mahpus'ta anlatım daha çok Proust'un Albertine'e olan yüceltilmiş aşkıydı.
Albertine Kayıp
Albertine KayıpMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20202,181 okunma
Reklam
Hayat şartları değişir ama bir sınıf insan ne ise öyle kalır.
incinmek, incitmek
Hangisinin daha zor olduğuna incitmek cevabını vermenin gerçekçi olmadığını düşünürdüm. Bu yüzden incinmenin her zaman çok daha zor olduğunu, incitmenin ise içerisinde her zaman haklılık barındırdığını -en azından inciten hep öyle düşünür, muhakkak bir kulp bulur haklılık payım var der- dolayısıyla doğru veya yanlış, bir şekilde insanın içini rahatlatabildiğini düşünürdüm. Fakat kendimle tekrar tanıştığımı düşündüğüm şu günlerde, esasen buna vereceğim cevabın incitmek olduğunu çok daha iyi anlıyorum. İncinmek her ne kadar kendi içimizde çözemediğimiz yalnızca ızdırabını yaşayabildiğimiz şeyse de içerisinde suçluluk yok. İncitmede ise bir suçluluk var, özellikle incinmenin ne demek olduğunu biliyorsanız, incitmek insanın üzerine bir katilin duygularını yüklüyor. İncinmeyi karşımızdakinden bir adımın gelmesi ile üzerimizden atabilirken, -tabii eğer bunu telafi etmeyi düşünebilecek insanlarla ilişki kuruyorsak- incitmeyi bir suç olarak içimizde vicdan azabıyla yaşamaya devam ediyoruz. Elbette incitmenin getirdiği suçluluk da muhatabımızın gönlünü almakla geçiyor fakat gönül alma işlerinin neticesi de çoğunlukla incinmekle sonuçlanıyor. İki ucunun da temiz olmadığı bir değnek ne yazık ki... yine de incinmeyi tercih ederim vicdan azabı aromalı ızdıraptansa, kalp kırıklığı aromalı ızdırap evladır.
320 syf.
8/10 puan verdi
!! Spoiler!! "Kokarsa gelmezler" "Onlara baş kardıran herkesi vurdular, attılar kuyuya ölülerini. Öyle ki şimdiki insanlar bir süre sonra seslerini bile çıkarmamaya ve kaderlerini beklemeye başladılar. Onlar da benim gibi caresiz, onlarda benim gibi ümitsiz... " Bunlar kesinlikle kitabı özetleyen sözler olmuş. Kitabı beğendim. İnsanlığın nasıl öldüğünü, cahilliğin nelere yol acabileceğini, devletin el atmadığı yerlerde yozlaşmış insanların zayıf insanlara nasıl muameleler uygulayabileceklerini anlatan çok güzel bir romandı benim için. Ancak şu eleştiriyi de yapmam gerekir ki herşeyin bittiği ve mutlu son diyebileceğimiz kısım çok yarım kalmış. Keşke yazar birkaç özel bölümle o boşluğu doldursaydı. Ayrıca kitapta bazı gerçek dışı unsurlara da yer verilmiş. Örneğin, hapise giren kişilerin kimse tarafından savunulmayacağı ve savunana da cezai yaptırımın olacağı tamamen saçmalıktır. İnsan hakları tarafından bakacak olursak herkes davalı veya davacı olarak adil bir şekilde yargılanılır ve savunmaları yapılır. Özel sektördeki avukatlar ise kendi savunacakları insanları seçebilir. En kötü durumda kamu avukatı bu kişilere devlet eliyle atanır ve savunmaları yapılır.
Ayfer
AyferEmin Diler · Fesleğen Yayınları · 201867 okunma
Dün ben izinliyken kısa boylu, kapalı yaklaşık yirmili yaşlarda şirin bir kız güvenlik olarak işe başlamış. Her zaman ki öğretmen olmadan öğretmen olma geleneği uzun zaman sonra yine üzerime yapıştı. Amir sabah görev yerlerimizi söylerken ilk defa bugün tanıştığım bu kızla beni aynı yere verdi. Lafının sonunda "Aykut o iş sende" dedi. Ahan ayvayı yedik. İlla beni triplere sokacaklar. Tamam ben iş öğretmesine öğretirim de istemeden illet bir şekilde hem detaylı anlatıyorum hemde çevrenin krokisini çıkarıyorum. Sen benim ağzımla beynime ne güveniyorsun. Ben bile taşıyamıyorum. Neyse başa gelen çekilir. Kızın bugün ikinci günüymüş. İlk sordum "daha önce burada çalıştın mı?". Kız öyle bir cevap verdi ki beni bilen biri duysa "onu demiyecektin. Sen kaşındın" diyebilirdi. Kız bana "dün biraz çalıştım ama kodları unuttum. Zaten o kadar şeyi ben aklımda tutamıyorum" dedi. Ahan sen kaşındın. Kıza bir güzel kodları anlattım, işin işleyişini, çalıştığımız yerde ki kestirmeleri vs. hem kızın beyni tabiri caizse mıncıklandı hemde benim beynim alaz alaz yanıyor. Müşteriler gelmeye başladı hazır motoru ısıtmışım ya bir de onlar vursun. Beynim oldu navigasyon. Türkleri geçtim İranlılar son darbeyi vurmaya geliyorlar. Birkaç kelime Farsça konuşayım kanka oluyoruz bir de Azeriyse öf... Tutuşsun beynimde meydanlar. Türkçe - Farsça ver odunu verebildiğine. Kıza dedim "Bugün benim beynim yanacak kesin". Özetle bana cahil gelmeyin tutamıyorum kendimi. 😉
Reklam
"Eğer bir şey yapmak istiyorsanız, en uygun zaman şimdidir." diyor; Barbara Kingsolver ve insana ilk hatta son bakışta da mantıklı gelen bir söz bence.... :))) Hayat, çoğumuz için sonsuz bir kaynak gibi görünüyor fakat öyle olmadığı bence kesindir ve tartışmasız.... Sonsuz bir kaynak gibi görünüyor olmasından mütevellit;
Kaybettiğin yerde bekleme, güçsüzler öyle yapar. Sana kapanan kapıyı bir daha çalma, Kapanan kapıyı acizler çalar. Unutma ki bu aşağılık dünyadasın; Kötülüğü baştacı edip iyiliği çılgınlık sayan dünyada. Şunu iyi bil ki; şeytan da kutsal kitaplardan örnekler verebilir. Ve cehennem boş, şeytanların hepsi burada… Her düşünceni dile getirme, Sana
Yok­sul bir ülkede aç çocuklar beni izlerken yediğim yemekten zevk alabilir miyim? Ben de mi açlıktan ölmeliyim? Bunun iyi, açık, kuramsal, öncesel bir yanıtı yok. Hangi yanıt verilirse verilsin sonuçta en azından bir parça hayıflanma olacaktır. Kendini ger­çekleştirme bencil olmak zorundadır. Öyle ise seçim, çatışma ve hayıflanma olasılığı da söz konusudur.
Haklı mıyım haksız mıyım ?
Hıdırellez dinimiz de yoksa ateşin üstün den beyhude atlamış olduk. Çünkü ateşin üstün den atlamak harammış.. Nasıl doğum günü , noel kutlamak günah ise hıdırellez de geçerliymiş.. Öyle ise çok düşünmekte günah olsun…
Her ölüm erken bir ölümdür. /kalbim bu acıya dayan/ Öyle ise /erken ölen mintanıyla gömülsün...
Arkadaş Zekai Özger
Arkadaş Zekai Özger
(5 Mayıs 1973)
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.