Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Seyit Kutub’un hezeyanları!
Seyit Kutub’un Hazreti Osman efendimiz hakkındaki akıl almaz iftiraları ile zekât konusundaki İslam’a zıt, sosyalizm benzeri sözlerini iki yazımda kaleme almıştım. Pek çok okuyucum Seyit Kutub’u böyle bilmediklerini ifade ederek başka hatalarının olup olmadığı konusunda sorular sordular. Bu itibarla kendisi hakkında bir yazı daha almaya karar
Reklam
144 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Asla aciz değildi kadınlar! Her biri dünyaya bedeldi.
K A D I N "Analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri, becerileri olan." Türk Dil Kurumu sözlüğündeki anlamlarından biri. Bir diğer anlamı: "Ev işlerinde çalışan bayan." Hatta daha iyi anlaşılsın diye bununla ilgili atasözleri, deyimler, kalıp sözler de koymuşlar: "Kadının yüzünün karası erkeğin elinin
Issız Kadınlar Sokağı
Issız Kadınlar SokağıCanan Tan · Doğan Kitap Yayınları · 20191,357 okunma
Öyle kitaplar vardır ki, onlardan yararlananların alçak ruhlar ve düşük yaşam enerjisi mi, yoksa yüksek ruhlar ve muazzam bir enerjim olduğuna göre ruh ve sağlık için birbirine zit değerleri sahip olabilirler: birinci durumda tehlikeli ufflayıcı dağıtıcı kitaplardır; diğer durumda ise en cesurları kendi cesurluklarına davet eden ulak seslenişleridir. Herkese hitap eden kitaplar daima pis kokan kitaplardır küçük insan kokusu sinmiştir üzerlerine.
“Seni akıl yürütürken dinlediğimde,” dedi [Watson], “konu bana da o kadar komik derecede basit geliyor ki, bunu kendim de rahatça yapabilirmişim gibi hissediyorum, oysa bana izlediğin yolu tamamen izah edene kadar muhakemenin her bir aşamasında afallayıp kalı- yorum. Halbuki ben de gözlerimin seninkiler kadar iyi gördüğünden eminim.” [Holmes] bir sigara yakıp kendini koltuğa atarken, “Elbette,” dedi. “Sen de görüyorsun ama gözlem yapmı- yorsun. Aradaki fark ortada. Örneğin, antreden bu salona çıkan merdiveni sen de defalarca kez görmüşsündür.” “Pek sık.” “Ne kadar sık peki?” “Herhalde yüzlerce kez gördüm.” “Peki o zaman kaç basamak var?” “Kaç basamak mı? Bilmem.” “Aynen öyle! Gözlemlemedin çünkü. Ama gördün.
Saat 03.35 koca bir ağrı ve davul gibi şiş bir damak. Evde benden başka sadece bir şey olsa çok da yardıma koşmayacak biri var. Bir de kedim o da zaten :) bugün dişcideydim benim için acı ama okuyanlar için aman disci mi abartma denilecek durum için. Stresli bir dönemden mi geçiyorsun dedi. Stres bir dönem ve içinden mi geçiliyor ben onu genel
Reklam
Birçokları anlamayacak olsa da anlatmak zorunda olduğumuz, gecemizi gündüzümüze katarak insanlara hatırlatmakla yükümlü olduğumuz şeyler var. Her ne kadar menfi duyguların coştuğu bir hengâmda, akıl ve analiz gözden düşse de bir okuyan, bir lahza olsun üzerine düşünen birileri olur diye anlatmamız gereken şeyler var. Zira menfi galeyan, tarih
- "Nihai, mutlak bir yanıt var mı? Her çözüm yeni sorular doğurmuyor mu?" - "Zamanda öyle çok gezindiniz ki, boş ölümsüzlük hayalleri kurmaya başladınız."
KUTUP YILDIZI O korku vardı hep çıkılan yolda O korkusuzluk vardı Suyun su olduğu günden beri akardı Biri can verip aydınlatır Diğeri boğar ve yakardı Yaşamın her dönüm noktasında
Öyle mi gerçekten?
"Ben seni niçin seviyordum ki? Bilincine varmadan da olsa benden daha üstün yanların için, gerçekten benden daha yukarılarda, daha seçkin, daha zarif ve ışıltılı olduğun için. Ben yoksunluktan, karanlıktan ışığa gelir gibi geldim sana. Ayrıca niye olmasın ki? Bizi ruhumuzun ıssızlaşmasından kurtaran, mesleğimizin tekdüzeliğini dengeleyen böyle kadınlar değil midir? Meslek hayatında, orada üstün olabiliriz; karar veren, emreden, altımızdakileri yönlendiren biz olabiliriz; fakat sevdiğimiz kadının karşısında, orada bu kötü hırs kalmıyor, inan bana. O zaman yine çocuklar gibi sade ve iyi oluyoruz; armağanlarımızı almak, başımız kucağınızda en güzel düşleri dinlemek istiyoruz.”
Reklam
Öyle güzel ki uçmak…Öyle güzel ki tüyden hafif,uçurtmadan serseri,buhardan oynak,toz zerresinden kıvrak,kar tanesinden savruk olabilmek gök kubbede.Niyetim daha ,daha da yükseklere çıkmak.Niyetim gıpgri gökyüzünde fersah fersah yükselip sapsarı güneşin gölgesine değerek ,bembeyaz bulutların üzerine çıkıp bağdaş kurmak ve bir de oradan bakmak dünyaya.Çünkü bilmek istiyorum,aşağıda olup biten her şey görülüyor mu burdan bakıldığında?Merak ediyorum,arka bahçelerde sırlanmış sırlar,işlenmiş kabahatler ,yarım kalmış oyunlar kaydediliyor mu satır satır,kelime kelime?Bilmek istiyorum,bir mahremiyeti var mı insanoğlu-insankızının,insan olmanın?
Sayfa 283Kitabı okudu
- "ellerin titriyor" + "geçer birazdan" - "dudakların da titriyor" + "soğuktandır" - "gözlerin yaşardı, iyi misin sen" + "nefes alamıyorum," - "ellerin titriyor, ellerin o kadar çok titriyor ki bir yere tutanamaya halin yok. ama şu kahrolası sigara parmaklarının arasından hiç eksik olmuyor be kızım. hastasın sen, ilacın olmadan nefes alamıyorsun ama hâlâ o zıkkımı içmeye devam ediyorsun. ne istiyorsun sen, ne" + "bana bir tane küllük alsana, cam olmasın ama, biliyorsun bizim evden kavga gürültü eksik olmuyor sonra kafamda kırılıyor. sen iyisi mi bana küllük ol, benim avuçlarımda yanmaktan kurtulsun" + "abi, ben böyle değildim ki. ben, değilim yani, biliyorsun tanıyorsun, abi noluyor bana" - "kızım, bak sen görmediğin sevgiyi öyle sokaklarda arama boşuna bulamazsın, biliyorum aramıyorsun ama çocuksun sen daha, gençliğinin baharındasın, elbette sende sevmek sevilmek isteyeceksin bu çok normal. ama sana her tebessüm edene sen elinde çiçekle koşmayacaksın, her gözlerinin içine bakana kapılmayacaksın, her elini tutmak isteyenin yanına gidip başını omzuna yaslamayacaksın. bilmez miyim ben senin her şeye karşı dağ gibi durduğunu ama en ufak bir sevgiye oturup ağladığını. şimdi söyle bakalım, kimin kalbine erişmek istedin de duvarlarına çarpıp kırıldın"
318 syf.
·
Puan vermedi
Yaşar Kemal bir hafıza. Olaylar kronolojisinin hafızası değil; acının, var olan toplumsal ve kültürel alışverişinin hafızası. Varoluş çığlıkları atan insanların bilinçaltı. Olaylara bakarız. Tarihsel olaylara; Mübadele, Sarıkamış, Çanakkale savaşı, Ezidi soykırımı, Ermeni olayları, ... Bunları ne savaşı başlatanı anlatarak ne de
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana
Fırat Suyu Kan Akıyor BaksanaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20206,5bin okunma
168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Hala etkisinde olduğum, okurken bitsin ve bitmesin arasında kaldığım enfes bir eser. Beklentimin oldukça üstünde olan, yazım dili oldukça akıcı, okuru eserin içine alan ve ana karakterle yer yer bütünleşebildiğiniz okuması oldukça keyifli bir eser. Ölümü nasıl betimlediğinize bağlı olarak eserin size dokunduğu noktada farklılaşacaktır. Asıl ölümün fiziksel mi? ruhsal mı? olduğunu sorguladım ben..Birçok okur direk fiziksel ölümle nitelendirirken benim kitabın sayfaları içerisinde kaybolduğum da bile aklımın ucuna bile gelmedi fiziksel ölüm. Sorgulamalar yaşadığım, gelgitlerimin bolca olduğu, alt cümleleri yorumladığım ve gerçekten zaman zaman eseri bitirmek ve bitirmemek arasında kaldım. Bitirmemekte ki kastım bitmesini istemememden kaynaklanmakta bu arada. Sizde öyle olur mu? bilmem ama bazı eserler bende varoluşsal sorgulamalara neden oluyor, ölüm ama ruhsal bir ölüm..Kitabın ilk başında da dediği gibi “ …peki insanın kendi nerde?”. Keyifli okumalar..
Ölü Kelebeklerin Dansı
Ölü Kelebeklerin DansıHüsnü Arkan · Sia Yayınları · 2020455 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.