Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bugün öyle güzel bir manzara gördüm ki, layıkıyla anlatılabilse, dünyanın en güzel tasviri olurdu. Ama neden edebiyattan, manzaralardan ve tasvirlerden bahsediyorum ki? Doğadan keyif almak için sanata başvurmak zorunda mıyız?
Keleş Adının anlamı.
- Yaşa be Sıfır (Sıfır Beşeri Şef'in, Hasan Ali Yücel'e koyduğu numaradır.)! Sen ne Keleş adamsın böyle! Hasan Ali’nin yüzü değişti ve yüreği hızla çarpmaya başladı. Bu korku keleş diye tahkik olunmaktan değil, şefin güvenini kaybetmiş olmak ihtimalinden doğuyordu Beşeri Şef, onun yüzündeki değişikliğin farkındaydı. Gülümsedi: Ne o Sıfırım! Keleşliği beğenmedin mi? Keleş bizim halkın dilinde güzel demek değil mi? Bizim altı kazıktan, şey altı oktan birisi halkçılık olduğuna göre halkın ağzını kullanmaya mecbur değil miyiz? Siz hepiniz bütün bakanlarım gayet yakışıklı adamlarsınız. Bu kadar yakışıklı olmak için şüphesiz anne ve babaların da güzel olması lâzımdır. Şu halde hepiniz keleşoğlu keleşsiniz; öyle değil mi?
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
Bu uygulamayı 10 yıldır kullanan biri olarak bazı düşüncelerimi söylemek istiyorum eskisi kadar kullanmıyorum evet ama bugün göz attım konu kısmına anketlerde eski kaliteli anket soruları yoktu olsa bile hiç kimse beğenmemiş ve altına yorum dahi yapılmamış arkadaşlıklar azalmış dostluklar bitmiş biri ile arkadaş olmak için illa özelden mi gidip yazmak lazım arkadaş olabilir miyiz diye eski tanıdık arkadaşlardan kimse kalmamış ne değişti bilmiyorum insanlar bir şey yazıp paylaşıyorlar alıntı ileti kimse umursamıyor öyle kalsın diye paylaşılıyorsa gidip telefondan notlara kaydetsinler niye buraya yazı yazsınlar insanın kullanası bile gelmiyor artık açıkcası yorumlarda dostluklar olurdu gülüp eğlenirdi insanlar tanışmamış olsalar bile konuşuyorlardı tanımak şart mı illa beğenmek yorum yapmak için uygulamanın amacı neydi sadece yazı yazıp paylaşmak mı?
Ama barış ağaç değil, ot değil ki yeşersin..
Doğrudur yıldırımın düştüğü, yağdığı yağmurun, Bulutların rüzgarla sökün ettiği. Ama savaş öyle değil, savaş rüzgarla gelmez; Onu bulup getiren insanlardır. Duman tüten topraktan bahar boyunca, Dökülüp yükselir birden gökyüzü. Ama barış ağaç değil, ot değil ki yeşersin: Sen istersen olur barış, istersen
BİR TÜR MANİFESTO: MOTİVASYON VE DİSİPLİN.
Selam canlarım bugün motivasyonun ne kadar yanlış kullanıldığından ve disiplinin ne kadar önemli olduğundan bahsedeceğim. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim gitgide daha da samimi oluyoruz farkında mıyız :) Yine bir soruyla başlayalım hatta sorularla. Hadi sırayla gidelim. Motivasyon nedir? diye soralım kendimize. Sorduğunuzu varsayarak devam
68 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Bilinen ama kendisini hiç bilmeyen bir adam tarafından bilinmesi arzusunu hep içinde taşıyan bilinmeyen bir kadın..Bilinmeyen kadınımız, çocukluğunda daha yüzünü bile bilmediği bir adamı kafasında öyle bir yere taşımış ki artık ordan atması imkansız bir hale gelmiş. Belki de burada bir kız çocuğunun yıllar boyu süregelen, kadın olduğunda da peşini bırakmamış sevgi eksikliğini görüyoruz. Babasından karşılayamadığı sevgiyi daha önce hiç tanımadığı, hatta görmediği bir adama karşı olan hayranlığıyla açığa vuruyor. Adam zamanla görmeden ve onu hissedemeden yaşayamayacağını düşündüğü biri haline geliyor. Buna aşk der miyiz bilmiyorum. Apaçık bir saplantı diyebiliriz ama. Ve hastalık, yaşayanına koca bir tehlike.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224,5bin okunma
Reklam
Muhtaç olduğumuz bu inanç zikir ve tesbih çekmek değildir.Başka insanlar hesabına ruhların dünyasına dalmak da değildir...Bu öyle bir imandır ki,bütün insanları aklıyla,ruhuyla,bedeniyle şümulü içine alacaktır.Zaten yeryüzünde, İslam'dan başka,bu muhtevaya sahip başka bir sistem mevcut değildir.
Sayfa 189
Şimdi beşeriyet,hiçbir şeyle tatmin edilmeyen bir açlığın pençesinde kıvranmaktadır.Gerçi iktisadi nizamları,siyasi doktrinleri vardır.Sosyal ıslahat hareketlerine sahip bulunmaktadır.Kısaca, tarihin belki de hiçbir devrinde görülmeyen bir refah seviyesine kavuşmuştur.Bununla beraber o,elinde bulunan bu imkanlarla açlığını giderememektedir.Çünkü beşeriyet ruhi açlık içindedir. İman ihtiyacından doğan bir açlıktır bu...Zihinlere musallat olmuş sonu gelmez endişeler halinde bu açlık,kendisini hissettirmektedir.Modern tekniğin hazırladığı yüksek hayat standardı, her türlü maddi servet ve imkanlara rağmen,insanoğlu ruhi bunalımlardan kurtulamamaktadır.İç sıkıntıları,yüksek tansiyonlar,intihar ve cinnet hadiseleri,hep,iman ihtiyacının belirtileridir.Maddi servetlerin ve bayağı zevklerin içine gömüldükçe insandaki akli dengenin daha ziyade bozulduğu görülmektedir. Vicdanların derinliklerinde saklı bulunan açlık hissi,böylece,biraz daha günyüzüne çıkmaktadır. Yakın bir gelecekte,bu açlığın gerçek sebebi anlaşılacak;insanların inanmaya, hem de kainatın sahibi olan ALLAH'a inanmaya muhtaç olduğu meydana çıkacaktır.Bu öyle bir ihtiyaçtır ki,başka bir vasıta ile tatminine imkan yoktur. Ve onun yerini hiçbir unsur dolduramaz.
Sayfa 188
Emperyalistler,her İslam memleketinde,dinden nefret eden ve dini prensiplerden uzak yaşamayı gaye edinen birnevi aydınlar zümresi yetiştirmeye özellikle önem vermiştir.Öyle ki,bu zümre,elindeki propaganda vasıtalarıyla,dini hakikatları veya dini yaşayışı,yobazlık,gericilik ve tutuculuk gibi ürpertici tanımlamalarla geniş halk kitlelerine takdim etmiştir.Aydınlar arasında ,İslam nizamına dönülmesi gerektiği tezini müdafaa eden her aydına karşı özel bir cephe kurulmuştur. Çünkü bilhassa aydın bir zümrenin bu şekildeki tavsiyeleri, Haçlı emperyalizminin iki asırdan beri devam ettirmekte olduğu büyük gayretlerin boşa gittiğini göstermekteydi.Ne yazık ki emperyalistler bu hususta gerçekten başarı gösterdi.Müslümanları dinlerinden uzaklaştırmaya muvaffak oldular.Gerçi bu memleketlerde hala"İslam"dan bahsedilmektedir.Ve üstelik bu milletler, sırası gelince,"müslüman"olduklarını iddia ederler.Fakat bu iddianın gerçekte hiçbir fonksiyonu yoktur.Emperyalistler,halkın yeniden İslam nizamına dönüşü gayesiyle İslam dünyasında cereyan eden bütün teşebbüsleri engellemeye muvaffak oldular.
Sayfa 186
352 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Herkese merhaba Beni bilenler bilir popüler kitaplara hep o dönemlerde biraz uzağımdır. Ama bu kitabı görür görmez hemen okumak istemiştim. Nasip devamı da çıktıktan sonra alıp okumakmış. Kitabı öyle bir günde falan değil 3-4 saat içinde bitirdim. Kurgusu ,olay örgüsü , anlatımı harikaydı. Kitabın sonuna kadar heyecan, merak, gerilim hiç bitmedi. Yazar resmen diken üstünde oturttu bizi. Mükemmel görüntüsü, harika kişiliğinden ötürü Andrew ile ilgili tahminlerim vardı ama öyle ters köşeler yaptı ki şok oldum resmen. Asla beklemediğim bir sondu. Hapisten şartlı tahliye olmuş Millie arabasında yaşamaktadır. Kendine uygun bir iş aramaktadır. Nina ve Andrew Winchester'ların evine iş görüşmesine gidiyor. Orada yatılı hizmetçi olarak işe başlıyor. Nina'nın hakkında söylenilenler, tutarsız davranışları , Andrew'un yakışıklılığı , mükemmel davranışları ve bir de dillerini hiç bilmeyen ama ilk gün Millie'ye bir mesaj veren bahçıvan Enzo var. Millie kime güvenecek,inanacak ? Peki ya Millie'ye inanabilir miyiz ? Winchester 'ların sırları mı daha karanlık yoksa Millie' nin mi ? Her karakteri kendi ağzından dinlediğimizde ona hak verir olduk. Hiç bir şey göründüğü gibi değilmiş. Ben bayılarak okudum herkese de şiddetle tavsiye ederim
Hizmetçi
HizmetçiFreida McFadden · Olimpos Yayınları · 20232,266 okunma
Reklam
40 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
6'dan 66'ya - Bir Ömre Sesleniş Dergisi/ ÖFKE
Neyi fark ettim biliyor musunuz? Günlük hayatın telaşında okumaya vakit ayırmaya çalışırken en çok ihmal ettiğim "dergiler" olmuş. Romanlara, şiir kitaplarına bir nebze tutunabilmişim de süreli yayınlardan eksik kalmışım. İnsan bir şeyin tadına varmayınca eksikliğini de duyumsamıyor, bunu kafamı kaldırıp birkaç sayı dergi okuyunca
6’dan 66’ya - Sayı 03 (Mart 2024)
6’dan 66’ya - Sayı 03 (Mart 2024)6'dan 66'ya Dergisi · 014 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.