“Annelerin annesi...”
Minik ellerini öpüp kokladı okulun kapısında, telaşlı çocukların sırt çantalarından sırtına yediği darbeyi hissetmedi bile. “Allah zihin açıklığı versin,” dedi gülerek. Sel gibi akan çocuk kalabalığına karışmadan evladı. Şimdi avucunun içindeki minik eli biraz daha sıktı. “Hadi koştur Erhan'ım koştur, geç kaldık...” Beş yaşındaki Erhan'la
ßu çocuqu ziyan edeceksin. Müzeyyen ! Öyle Aqabey , ne yaparsın. Gelsin benim magazada çalışsın .Olur aqabey çalışsın.... Hem çalışsın hem okusun .. Hafızlıqını da arada tamamlayı versin . Yapar yapar Zeki Çocuk ....
Reklam
Dünyanın belki en iyi kalpli insanları. Ama ne yaparsın ki hepsi dertli. Kendi dertleri değil! Başkalarının derdi.Etraftarındaki hiçbir şeyi unutmuyorlar.İşinden haksız yere çıkarılan vatman, tamir edilmediği için yıkılan ev, çocuğuna iyi bakmadığı için ölümüne sebep olan komşu kadın, ayna taşı çalınan eski çeşme.. Hepsini biliyorlar. Hepsini hatırlıyorlar ve birbirlerine hatırlatıyorlar. Biri öbürünü tamamlıyor, tamam larken bir başkasını hatırlıyor. Tam gayri memnun denen şeyin kendisi. Öyle ki, kendi hayatları yok artık. "Nasılsınız?" der demez, zincir başlıyor. ___
Sayfa 159 - Yaz YağmuruKitabı okudu
Beşbuçuk yaşımda olacaktım, babam bir rama­zan gecesi beni evimizin az ilerisindeki camiye tera­vih namazı kılmaya götürdü. — Önündeki büyükler ne yaparsa sen de öyle yaparsın! dedi. Teravih namazı bu, kıl kıl bitmez... En arkada­ki safın gerisindeydim. Yattık, doğrulduk, kalktık... Yattık, doğrulduk, kalktık... Kaçıncı rekâttaysa ben bir secdeye varışımda, başımı halıya dayayıp bir daha kalkamamışım, uyuyakalmışım... Namaz bitince, beni camide aramışlar da bul­muşlar.
Sayfa 36 - NESİN YAYINEVİ 17. BASKI
- En komiği ne, biliyor musun? Köylüler “Buyrun üzüm alın, üzüm alın!” dedikçe, şoförler, “Kaça, kaça?” diye soruyorlarmış. Köylüler de “Saçı bu, saçı, saçı!” diyorlarmış... - Saçı ne baba? - Saçı kızım... anana sor! - Saçı, kızım... ikram... parasız vermek! Üzümü parasız veriyormış demek ki köylüler. - Aaaa! Üzüm parasız verilir mi baba? - îşte mesele orda ya kızım! Bu halk, öyle gönlü yüksek, öyle asil bir halk ki, bak neler yapıyor! Bak bak bak, tâ üç saat ötedeki köyden yürüyüp şoseye iniyor. Ellerinde kalburlar, sepetler... Tanımadığı, bilmediği insanlara üzüm dağıtıyor: Parasız! Bu halk böyle asil Lütfiye hanım, böyle asil ama ne yaparsın ki sahibi yok...
Sayfa 341 - Remzi KitapeviKitabı okudu
Kötü olan yanı ne biliyor musun? Sen onun için her şeyi yaparsın, üstelik birçoğu daha önce asla yapmam dediğin şeylerdir. Ama öyle bir an gelir ki ''Benim için ne yaptın?'' olur adın. Yani emeğinin, çabanın hiçbir kıymeti yoktur onun yanında. Yaptığın onca fedakarlığa rağmen ne bir hatırın kalmıştır ne de biraz kıymetin... İşte o zaman kırılırsın. ''Hayatta mutlu olunacak milyon tane neden varken mutsuz eden tek bir nedene takılıp kalıyor işte insan..
Reklam
500 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.