Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Geçmiş, benimle öylesine iç içe geçmişti ki bazen onu kendi hayatım sandığım oluyordu.
“Öylesine yalın, aynı zamanda da öylesine karmaşıktır ki insan kalbi.”
Sayfa 15 - CanKitabı okudu
Reklam
Anda yaşamanın ve samimi içten davranmanın öylesine mucizevi bir etkisi vardır ki; bulunduğun ortamın bir anda en gözde kişisi oluverirsin. Çünkü sen kendi ruhunun sultanı olmuşsundur! Seni kendi ruhunun tahtından kim kaldırabilir ki senden başka?
YALNIZLIK konusuna açıklık getirebilmek, kavramın karmaşıklığı nedeniyle bazı güçlükleri de birlikte getirir. Her şeyden önce, yalnızlık öylesine acı veren ve ürkütücü bir duygudur ki, insanlar bu duyguyla yüzleşmemek için her türlü çabayı gösterirler.
"Aslında öylesine konuşuyordum, aramıza sessizliğin sıkıcı gölgesi düşmesin diye."
Düşüncenin gelişen düzenleme gücü öylesine büyüktür ki,bu gücün dışında kalmak isteyenler amansız boşluğa, saçma sapan bir kendini reklam aracı yapma durumuna, en sonunda da yenilerek sahtekârliga sürüklenir... Süre giden entelektüel durum, boşluğun verdiği zevkle doluluğun yalanlığı arasında başka bir yola izin vermez.
Reklam
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki Dünyadan bezginliğim dünyalar kadar eski Öylesine çözülmüş, öyle dağılmışım ki Bu ne bitmez ayrılık bu ne özlem diyorum
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan
Aslında Cleopatra fiziksel açıdan olağanüstü değildi, siyasi gücü yoktu ama her ikisi de cesur ve zeki erkekler olan Caesar ile Antonius bunu fark etmemişti. Gözlerinin önünde sürekli olarak kendisini değiştiren bir kadın görmüşlerdi yalnızca. Giysileri ve makyajı her gün değişiyor ve her seferinde ona görkemli bir tanrıça havası veriyordu. Tüm yazarların değindiği gibi sesi müzikal ve sarhoş ediciydi. Belki söyledikleri sıradandı ama konuşması öylesine tatlıydı ki, dinleyenler ne söylediğini değil nasıl söylediğini anımsıyorlardı.
Bu yapraklar öylesine gevrektir ki üzerinden kertenkele geçse gürültüsü dünyayı tutar...
En sevdiğin şarkıyı Kitabı, atkıyı, şalı. Şehri, yemeği, bardağı Tokanı, gömleğini, ayakkabını. En sevdiğim Sevdiğin ne varsa Aralarında öylesine de olsa Adım geçse yeterdi.. Ümit ÜSKÜDAR
Reklam
"Ve öylesine kalabalık ki yalnızlığımız. Ne yana dönsek kendimize çarpıyoruz..." Cahit Sıtkı Tarancı
Gülümsemeyen yüz, çabuk kırışır. Eyyüp Sabri Osmanoğlu
Ne var ki, insan, kendi eliyle başını açtığı dertler yüzünden, hayatın bu en esaslı ve en tatlı gerçeğiyle arasındaki bağları geçtikçe daha da zaafa uğratıyor. “Bugünün çocuklarının pekçok sosyal kötülükleri doğru dolu dizgin gittiğinden endişeliyim. Çünkü oyun ve eğlence zamanlarında öylesine yalnızlar ve gülmek için sahip oldukları o kadar çok şansı kayıp ediyorlar ki. Onlar birbirlerine bakıp gülecekleri yerde gözlerini bilgisayar ekranlarına dikiyorlar. Bu ise onların doğalarına bütünüyle aykırı.” diyor Brezilyalı Silvia Cardoso.
Böylece her şeyin yanlış olduğunu düşünmek istediğim sırada, öyle düşünen "ben"imin, mecburen herhangi bir şey olması gerektiğini fark ettim. Ve şu hakikat dikkatimi çekti: Düşünüyorum, o hâlde varım, öylesine sağlam ve güvenilirdi ki Septiklerin en abartılı faraziyelerinin tümü bile onu sarsmaya yeterli gelmiyordu; bu hakikati gönül rahatlığıyla, aradığım felsefenin ilk ilkesi olarak alabileceğime hükmettim.
Öylesine
İnsan bazen yanılmış olmayı o kadar çok istiyor ki... Keşke yargılarım yanlış olsaydı, keşke insanlık hakkında bu kadar karamsar olmasaydım, keşke insanlar zannetiğimden daha iyi olduklarını kanıtlasalardı diyorum ama her geçen gün düşündüğümden daha kötü olduklarına şahit oluyorum. Sebep olduğunuz yıkım doğru yargının verdiği haklı sevinci bile yok ediyor bilin istedim.
İçinde dolaştığımız ve öylesine sağlam görünen bedenin, buğu gibi geçici olduğunu, cisim olmaktan uzak bulunduğunu, o zamana dek söylendiğinden çok daha derin duymaya başladım. Bu etten örtüyü, bir çadırın bezlerini savuran rüzgâr gibi sarsacak ve koparacak güçte birtakım etkenler bulunduğunu anladım.
Doğu Batı yayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.