Gülüp eğlenmeliydim, su gibi akmalıydım şu yaşımda. Oysa ağır ağır düşünüyorum geleceği. Kaç gecem daha böyle huzursuz geçecek? Böyle giderse beni felaketler değil, düşünmek mahvedecek.
Biliyorum güzelliğin yeraltı nehirlerine benzer
Biliyorum bir sır gibi güzelsin
Hani anlatılmaz duygular vardır
Hani şarkılar vardır
Sevip söyleyemediğimiz
Şiirler vardır unuttuğumuz
Aşina çehreler vardır hani
Zaman zaman hatırlayamadığımız
İşte sen o kadar güzelsin
Ve ben o kadar karanlıklar içindeyim ki
Şunlar ellerindir diyorum, tutamıyorum
Şunlar gözlerindir diyorum bakamıyorum.
Düşün kahrımdan ölmeliyim artık
Ölemiyorum.
Bana müsamaha gösteriliyordu çünkü onu eğlendiriyordum ama eğlencenin ne zaman sona ereceğini bilemezdim. Bir engereğe avucunuzdan yemek yemeyi öğretebilirsiniz ama ısırma arzusunu içinden söküp alamazsınız.
"Hâlâ mı? Ölümlülere yardım etmenin Zeus'u neden bu kadar kızdırdığını hiç anlayamadım."
"Söylesene," dedi, "sence sefil haldeki biri mi, yoksa mutlu biri mi daha iyi adaklar adar?"
"Mutlu biri elbette."
"Yanlış," dedi. "Mutlu biri kendi hayatıyla meşguldür. Kimseye minnet borcu olmadığını düşünür. Ama onu soğuktan titret, karısını öldür, çocuğunu sakat bırak, o zaman duaların duyarsın. Sana kar beyazı bir süt danası alabilmek için ailesini bir ay aç bırakır. Parası yeterse yüz tane alır."
"İyi ama," dedim, "eninde sonunda onu ödüllendirmen gerekmez mi? Yoksa adak sunmayı bırakır?"
"Ah, ne kadar uzun süre devam edeceğini bilsen şaşırırsın. Ama evet, sonunda en iyisi ona bir şey vermektir. O zaman yeniden mutlu olur. Sen de baştan başlayabilirsin."
Lacivert Klasikler serisi elimde olduğu için okuma kararı aldım, yazarın okuyacağım ilk eseri. Başını biraz okuduktan sonra kenara atmıştım ama yarım kalması beni rahatsız etti ve bir kaç hafta sonra bitirme kararı aldım.Ama gerçekten bu neydi şimdi?
Kitap 4 öyküden oluşuyor. Öyküler bir anda başlıyor ve konunun ortasında bitiyor. Ve özünde hiç bir şey anlatmıyorlar. Kitaba ismini veren "Güneş ile Ay" öyküsü de dahil bütün öyküler rastgele tuşlara basarak yazılmış ve hiç düzenlenmemiş gibi. Ortalama 50 sayfalık bir kitapta 4 öyküyü zaten giriş-gelişme-sonuç şeklinde anlatmak çok zor olurdu ama bu öykülerin birbirinden anlamsız olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Araştırıp yazarın bir başka eserini daha okumak istiyorum ama umarım yine aynı durumla karşılaşmam. Nefret kusmam bitti.
Güneş ile AyKatherine Mansfield · Can Yayınları · 2021463 okunma