"Düşünüyorum, öyleyse varım."
Ama bunlar, düşünceler... Bu düşüncelerin gerisinde ise onları doğurup besleyen, bizi hayatın olgularını incelemeye ve bunların her biri için "Niçin?" sorusuna yanıt vermeye zorlayan, sözle anlatılamayacak bir şey var.
Sayfa 357
Hangimiz düş hangimiz gerçek ? Düşünüyorum , o halde ben varım. Düşünen bir adamı düşünüyorum ve onun, kendisinin düşündüğünü bildiğini düşlüyorum. Bu adam düşünüyor olmasından varolduğu sonucunu çıkarıyor. Ve ben, onun çıkarımının doğru olduğunu biliyorum. Çünkü o benim düşüm. Varolduğunu böylece haklı olarak ileri süren bu adamın beni düşlediğini düşünüyorum. Öyleyse, gerçek olan biri beni düşlüyor. O gerçek, ben ise bir düş oluyorum.
Sayfa 237 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Düşünüyorum öyleyse varım, varım çünkü düşünüyorum, peki niçin düşünüyorum? Düşünmek istemiyorum artık; var olmak istemediğimi düşündüğüm için varım, düşünüyorum çünkü.
Can yayınlarıKitabı okuyor
"Ne var ki ben, kendimle ilgili bazi meseleleri hâlâ çözebilmis degilim. Rendekâr, düşünüyor olmasundan var oldugu sonucunu çıkarıyor. Ben de düsünüyorum, dolayısıyla varım ama kimim? Galata'da Yelkenci Hani bitişiğinde ikamet eden Uzun ihsan Efendi mi yoksa bugünden tam üç yüz sekiz yil sonra, sözgelimi Izmir'de oturan mahzun ve şaşkın adam mi? Hangimiz düş ve hangimiz gerçek? Düşünüyorum, o halde ben varım. Düşünen bir adamı düşünüyorum ve onun, kendisinin düsündügünü bildigini düşlüyorum. Bu adam düşünüyor olmasından var oldugu sonucunu çıkarıyor. Ve ben, onun çikariminin dogru oldugunu biliyorum.Çünkü o, benim düşüm. Var oldugunu böylece haklı olarak ileri süren bu adamın beni düsledigini düsünüyorum. Öyleyse gerçek olan biri beni düsünüyor. O gerçek, ben ise bir düs oluyorum."
Sayfa 236
Ne garip değil mi, “Düşünüyorum, öyleyse varım.” aydınlanmasını yaşayıp 400 yıl sonra “İnanıyorum, öyleyse doğruyum.” karanlığına şahit olmak gerçekten inanılmaz.
Sayfa 238Kitabı okudu
238 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Puslu Kıtalar Atlası
Nereden başlayacağımı bilemediğim bir kitap:
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlası
. Ne yazsam ne söylesem asla tamamen ne hissettiğimi anlatamayacağım bir kitap. Öncelikle şunu söyleyebilirim ki kitabın ilk 50 sayfası her okur için çok kritik. Kitap Osmanlı Dönemi'nde geçtiği için farklı kültürler, farklı sözcükler, farklı meslekler görmeniz muhtemel. Buna ek olarak hikaye içinde hikaye, farklı karakterlere geçiş gibi teknikler bulunduruyor kitap. Bu sebeple sabırsız bir okur bu ilk 50 sayfa yüzünden kitabı maalesef yarım bırakabilir. 'Maalesef' diyorum çünkü belli bir sayfadan sonra kitap o kadar güzel açılıyor ki elinizden bırakamadığınız, kimi zaman kendinizden şüphe edeceğiniz, hafızanızı sürekli dinç tutan bir şahesere dönüşüyor kitap. Başlarda alakasız dediğiniz hikayeler zamanı geldiğinde öyle güzel birbirine bağlanıyor ki sizi şaşırtıyor ve iyi ki okumuşum dediğiniz bir kitaba dönüşüveriyor. Kitabın içinde en beğendiğim noktalardan biri
René Descartes
René Descartes
'in ''Düşünüyorum, öyleyse varım'' sözünün Uzun İhsan Efendi tarafından irdeleniş şekli. O kadar güzel ele alınmış ve kitabın bütününe yedirilmiş ki fark edemiyorsunuz bile. Şüphe yok ki bunda yazarımızın
İhsan Oktay Anar
İhsan Oktay Anar
'ın felsefedeki uzmanlığı çok etkili. Kitabı anlat anlat bitmez ama ufak da olsa beğenmediğim bir yer var ki o da karakterlerin psikolojik tahlillerini daha çok okumak isterdim. Onun dışında sizi alıp başka yerlere götürecek, orada yaşatacak ve oranın kültürünü öğretecek bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048.9k okunma
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.