Oysa neydi mutluluk sen miydin yine kısa süren aydınlıklara kaldık. Günler peşi sıra karanlığa gömülürken, içimizde bir yerlerde yitirdiğimiz umudu arar olduk. Seninle başlayan o tatlı rüya, soğuk bir gerçekliğe dönüştü. Artık sokaklar boş, caddeler ıssız ve içimde bir boşluk var, doldurulmayı bekleyen. Kelimeler yetmez oldu, sessizlik konuşur gibi. İnsan yalnızlığında kaybolurken, anılar birer birer zihne üşüşür. O günlerin aydınlığına hasret, hatırladıkça acıtır. Seninle var olan huzur, şimdi uzak bir masal gibi gelir. Kendimizi bir arayışa kaptırmışken, bulduğumuz sadece kaybolmuşluğumuz olur. Sen miydin mutluluk? Yoksa biz mi onu kendimizden uzaklaştırdık?
Madem öyle, Asrın Tok ve Diamond Tema tartışması hakkında ikisini de reddeden ve bir çırpıda söyleyebildiğimiz kısa bir değerlendirme yazalım. Önce herkesin kabul edeceği şu zorunluğu belirtelim ve buna dayanarak ilerleyelim: Şeriatı tartışmak isteyenlerin, önce şeriatın kendisi her ne ve nasılsa onu öyle anlaması ve ancak bundan sonra
Reklam
yol bir yere gitmez içerde düz saçlara uğrar ayak üstü bir akşamüstü her plansız ürperişin sonu hüsran ve hüsran çok sanat müziği bir kelimedir
Aylardan aralık, dışarıda zemheri ayazı… Kalabalık, soğuk, sisli ve puslu sabahların dayanılmaz yalnızlığı… Geride bıraktıklarım, dostlarım, arkadaşlarım, sevenlerim ve sevdiklerim… Kafamın içinde yankılanan hep aynı soru: Ne işim var burada benim? Etrafımda birbirine selam veren simalar, gülen, konuşan, hal hatır soran... Arada dostluktan ziyade yıllanmış zamanın yakınlığı... Biz bir aileyiz duygusu ya da bir kabullenilmişliğin yanılgısı… Herkesin birbirini tanıdığı, en azından adını bildiği bir ortamda yeni gelen olmanın yalnızlığı... Dışarıdan, dışlanmış ya da henüz kabullenilmemiş olan… Birkaç kişinin belki beş- on kabullenme çabası ya da hoş geldin ritüeli. Adet yerini bulsun diye hani!   El sıkışmaların arasında gittikçe büyüyen yalnızlığımın boğazıma düğümlenmesi… Etraf soğuk, aylardan aralık, dışarıda zemheri ayazı… Mevsim kıştı. Kalbim kıştı. Dışarısı kıştı, içerisi kıştı, içim dışım her yanım kıştı. Öyle bir zamanda fark ettim onu. Merdivenlerden ağır ağır inen bir ışıltı... Ne bir hoş geldin dedi ne de merhaba. Sadece küçük bir tebessüm belirdi dudaklarında: sımsıcak, içten, sevgi dolu… İçimde yankılanan kocaman ses parça parça olup karışıyordu zemheri ayazına. Onu her gördüğümde yüzümde beliremeyen kocaman bir sevinç gelip yerleşiyordu kalbimin en derinlerine. Sesini duymak istiyordum oysa o hiç konuşmuyordu benimle ama ne zaman görse yüzünde kocaman bir gülümseme… Melek! Ben ona melek diyordum, o bana ne diyordu bilmiyorum.  
Aşk Çıkmazı
Aşk Çıkmazı
f
Füsun Genç
Füsun Genç
Sana yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağmurlu bir coğrafyada yaşadığımızı söyleyecekler. Gerçek olan senin mevsimindir oysa...
Islak saçla evden çıkıp güneşin şekillendirdiği saçlar, tek parça renkli elbiseler, şıpıdık sandaletler, renkli göz kalemleri, buluştuğun herkesin en rahat ettiği ama en uyumsuz olan güneş gözlükleri, mevsimsel renkli boncuk kolyelerin herkesin tercihi olması. Akşamüstünün kendini hafif hatırlatan sıcak esintisi. Salına salına, bol kahkaha ile
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.