Sorun çıkmasın diye susuluyor ama can çıkıyor sonra!
Deprem zamanında aile apartmanının çatılı park ve oturma yerinde 9-10 aile birlikte kalmıştık. O durumda ve o kadar zamana rağmen bizleri ev sahibi, kendilerini hâlâ misafir sanan bazı dayımgiller vardı. Bu farkı rahatsızlık olarak algılamayın. Fazla rahatlıktan geliyordu. 6-7 ay geçince bazıları evlerine geçti, evi yıkılanlar da çatı altında
ANNE VARDIR KUDÜS DOĞURUR
Biz müslümanız.Derdi kendini geçmiş,kendinden derdi için vazgeçmiş lakin örtüsünün ucunda hakikat izleri bulunduran dertli Müslümanlar olmalıyız. 'Uyuyanları uyandırmaya bir uyanık yeter' dedikleri bir olmaya talip Müslümanlar olmalı;yarınları özgürce yaşamak için.Bu noktada yarınları kurtaracak evlatlar yetiştirecek olan kadınlara mühim
Reklam
Bırak
Bırak o kordonu dedin, bıraktım ve çıktım dünyaya İlk zorluğu buyurdun, memeyi bırak dedin, uzun emdimdi eminim. Köyü bırakıyoruz dediydi baban biraktı hepimizi şehire Saçını bırak, dedi annen berberde her sabah zor olur Her gün taraması, başlarken ilkokula. Ne berberi unuttun ne o günü. O gün bugün saçın bir anlamı yok sende, arada
Gerçek hayattan esinlenmiş etkileyici bir öykü…
Annem, evi, babamı ve bizi terk ettiğinde ben altı yaşında, abim sekiz yaşındaydı. Annemin babamı terk etmesini o yaşta bile anlamıştım da, bizi terk etmesini anlamamıştım. Anne çocuklarını terk eder miydi? Babam, annemi döverdi. Babam beni, abimi döverdi. Ben o yaşlarda babalar döver diye biliyordum. Babalar döver… Anneler olmayınca, evlerin
Gün 13
Bugün zihnimle girdiğim tartışmayı kazanıp kendimi dışarı atabildim iki hafta sonra. Hava inanılmaz güzeldi, akşama doğru güneş tam altına ya da turuncuya doğru giderken ananemin evi aklıma geldi, çamur ve ahşap kokusu, bahçedeki ağaçlar ve horozlar biz daha 7 ya da 8 yaşındaydık iftar vakti gelene kadar bahçede oyun oynayıp yorgunluktan bitap düşerdik, istisnasız hergün yapılan patatesli gözleme, biraz erkenden iftar yapacağımız yerin terasına gidip güneşin yüzümüze vurduğu masada oturup gözümü kapatıp bunları düşündüm. Düşündüm da değil hatırladım… iftardan sonra hemen hızlı bir şekilde akşam namazını Rumi paşa camiinde okuduk arkadaşımla, cami karanlık ve bomboştu ama huzurla doluydu, dışarısında muhteşem boğaz manzarası var gitmeyen mutlaka gitsin ama akşama doğru. Teravih başlamadan araya bir kahve ve tatlıyı da sıkıştırdık, sonra büyük bir hevesle dışarıda kılacağım ilk teravih olduğu için koşa koşa yeni valide camiine girdik, heryer led ışıklarla süslenmiş çocuklar için balonlar, patlamış mısır, üzün bir sıra, içerisi dolmuş, dışarda sıkışık bir şekilde yanyana omuz omuza duruyoruz. İmam başladı çocukların sesinden ve soğuktan ne imamı duyduk ne de doğru düzgün odaklanabildik, 8 rekat bitti kalktık… sonra arkadaşımla veda edip dünyayı mute ettim çalan: open.spotify.com/track/4saOo3XbR...
“ÇOCUKLUK NE GÜZEL BİR BAŞI BOŞLUKTUR”
Der
Cengiz Aytmatov
Cengiz Aytmatov
hakikaten de öyle özellikle 👧🏻90’lar çocukları sokağın toprağını yutmuş çocuklardır. Bu çocukların gizli bir bağı vardır. Diğer şehirlerde ki çocuklarla. Ve Sadece çocukların arasında “Nasıl ya ?” Şöyle anlatayım efendim; Bazı oyunlar vardır, o zaman herkes oynamıştır. O oyunları her şehir de, farklı isimlerle. Misal biz İzmir’de ⚽️MUÇİ
Reklam
Tasavvuf dediğiniz yaşam
academia.edu/115502031/Tasav... “Tahammül mülkünü yıktın Hülagû Han mısın kâfir, Aman dünyayı yaktın ateş-i suzan mısın kâfir" Nedim Tasavvuf dediğiniz yaşam, kendi kurallarına kafa tutan bir hayata, asla izin vermez. Ya, zevke sefaya sırt
Ruhun Gemisi
Kaptanın Seyir Defteri -04- 16/02/2024 İnsan, bilinmek mi, bulunmak mı yoksa kaybolmak mı ister? Bilinmek, açıklanamayan bir yanının kalmaması. Nesnesi olmayan bir anlamlılık hali. Bilmek eyleminin konu alanı içerisinde anlaşılmak kısacası. Değersellik olgusundada bir ölçüde kıymetlenmek gibi bir şey. Kaybedilen bir şeyin yahut o an ihtiyaç
267 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.