bir oyunla örtülüydü o yalan
ağlanacak güldürüydü oynanan
“Biliyor musun, seni ağlatmak istemiyordum…”
Hafif hafif saçlarımı okşadı.
“Bu değil, çocuğum, sorun bu değil. Basit bir oyunla hayat değiştirilemez. Ama şimdi başka bir şey önereceğim sana. Seni ailenden, ananla babandan büsbütün çekip alamam. Bunu yapmayı çok istediğim halde. Hakkım yok çünkü. Ama şimdiye kadar seni bir oğul gibi seven ben, bundan böyle, gerçekten oğlummuşsun gibi davranacağım sana.”
Sayfa 141
Zarif bir oyunla hasmını bastırıp yıkmış.
.......................
Kurnazlığına türkü düzülmüş.
Devam!!
Dahası, Aristoteles'in Politika'da söylediği de (Iv,
II) bu konuya ilişkindir: "Mutlu yaşam, kişinin yetenekleri ni engellenmeden işleyebildiği yaşamdır. " Bu söz, Goethe'nin Wilhelm Meister'deki şu sözüyle uyum içindedir: "Bir yetenekle, bir yetenek için doğan bir kimse, bu yetenekte kendisinin en güzel varoluşunu bulur. " Ama, kendi kendisiyle baş başa kalabilmek, insanın olağan yazgısına da, olağan doğasına da yabancıdır: Çünkü insanın doğal yazgısı, zamanını kendisinin ve ailesinin varoluşu için zorunlu olanları sağlamakla geçirmesidir. İnsan, açlığın oğludur, özgür bir tin değildir. Buna uygun olarak, sıradan insan için boş zaman, çok geçmeden, bu zamanı her türlü yapmacık ve uydurma amaçla, oyunla, zaman öldürmeyle ve her türden oyuncak atla dolduramazsa bir yük haline gelir, hatta bir eziyete dönüşür.
Sayfa 35 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Önlenemez bir karayazgıya çok yönlü bir oyunla sürükleniyordu Türkiye.
Sayfa 191 - AyrıntıKitabı okudu
