Kötünün özgül gerçekliğini insan ruhunda bulan bir okuma tarzı, onun temel niteliğini eksiklik olarak gören tezin yıkılması demektir. Böyle değerlendirildiğinde,eksiklik ilkesinin karşısına daima mevcut bulunan bir eğilim çıkarılmaktadır; bu eğilim kötüyü Tanrı buyruğundan uzaklaşma olarak değil, özerk ruhsal gerçekliğe sahip bir kuvvet olarak ortaya koyar.
Sonraki üç yüz yıl boyunca Afrika-Asya devi diğer tüm dünyaları yuttu. 1521'de İspanyollar Aztek İmparatorluğunu fethettiğinde Mezoamerika'yı yok etti. Ferdinand Macellan'ın dünyanın etrafını dolaşma denemesiyle aynı dönemlerde Afrika-Asya Okyanusya'ya ilk açılımını yaptı ve bundan kısa süre sonra da fetih tamamlandı. And dünyası da 1532'de yine İspanyol fatihler İnka İmparatorluğunu yok ettiğinde çöktü. Avustralya'ya ilk Avrupalı ise 1606'da ulaştı ve bu el değmemiş dünya 1788'de İngiliz kolonisi kurulunca ortadan kalktı. On beş yıl sonra İngilizler Tazmanya' daki ilk yerleşimlerini kurdular ve böylelikle yeryüzündeki son özerk insan dünyasını da Afrika-Asya etki alanına dahil ettiler.
Reklam
Hruşçov: ''Stalin’in Sovyetler Birliği ulusal politikasının temel Leninist ilkelerini çiğnediği davranışları oldu. Tartışma, aralarında komünistlerin ve Komsomol üyelerinin de olduğu pek çok kişinin ayrım gözetilmeden yurtlarından çıkartılmalarıyla başladı, üstelik bu çıkartılmalar askeri nedenlerle yapılmadı... Sadece Marksist-Leninist bilince
Sayfa 113 - YordamKitabı okudu
"Liberal paradigmada bireyin soyut, sahte bir evrensellikle donanmış ve nötr; sınıftan, toplumsal cinsiyetten, ırktan ve cinsellikten sıyrılmış bir "insan" olarak kavramsallaştırıldığı doğrudur. Ancak,cemaatçi ideolojinin ve eli her yere uzanan kapsayıcı bir devletin egemen olduğu bir toplumda, en fazla ezilenler kadınlar, etnik azınlıklar ya da siyasal muhalifler gibi geleneksel olarak güçsüz olan gruplardır; çünkü toplum onlar üzerindeki denetimi, kimi zaman "devletin çıkarları" kimi zaman da "toplumsal ahlakı koruma" adına meşru görür. Böylesi durumlarda en kolay ayaklar altına alınabilen, kadınların özerk varoluş ve bireylik haklarıdır.
Özgürlük bir düş müdür? Sanki herkes özgürleşmek ya da özgür kalmaya çalışıyormuş gibi görünmek istemektedir. Eğer bu bir illüzyonsa günümüzde yaşamsal bir illüzyona dönüştüğü söylenebilir. Ahlak, töre ve zihniyet gibi şeylere bakıldığında bu illüzyonun tarihinin derinliklerinden çıkıp gelmiş olduğu ve kesinlikle engellenemeyeceği
Sayfa 49
Gerçekten insan ruh taşır mı, ben hala inanamadım.
Ruhun özelliklerinden birincisi, spontan bir hareket ve aktivite ilkesi; ikincisi, duyu algılarından bağımsız olarak imge üretme yetisi, üçüncüsü de imgelerin özerk ve bağımsız manipülasyonudur.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.