Yolculuk
I O zamanlar gökyüzü biçilmiş buğday kokardı Çiğnenmiş üzüm, mısır püskülü, bostan yaprağı Toprak kokardı insan emeğiyle yoğrulmuş. Rüzgâr serin sesli konuğuydu evlerin Bulutlardan ağaçlardan saçlardan süzülen Bir dirim duygusuyla doldururdu odaları Yağmur ikinci adıydı akşamların Günün yorgunluğu üzerine dökülen Bir düş inceliğinde
Sayfa 115 - 1985/86Kitabı okudu
328 syf.
9/10 puan verdi
"KADINLARA ZORLA UZANAN ELLERİ DEĞİL,ELLERİN UZANDIĞI BEDENLER YOK EDİLMELİ!!! Yazar 1972 yılında Iğdır'da dünyaya geldi. Son 10 yılda, özellikle 2012 yılında yayımladığı incir kuşu romanı ile adından sıkça söz ettiren yazar, çoğunluğu adın olan büyük bir okuyucu kitlesine sahip. Yazar romanında 150 bin masum insanın canını nasıl
İncir Kuşları
İncir KuşlarıSinan Akyüz · Alfa Yayınları · 202126.5k okunma
Reklam
bir dağın zirvesinden geçtim ve ruhum, tam ve sınırsız özgürlüğün gök kubbesinde süzülerek uçmakta; yoldaşlarım, ben çok ama çok uzaklardayım, ve bulutlar dağları gözlerimden saklıyorlar. vadileri sessizlik okyanusları basıyor, ve unutuluşun elleri yolları ve evleri bir bir yutuyor. çayırlar ve tarlalar,bir ilkbahar bulutuna benzer, mum ışığı kadar sarı, ve tan vakti kadar kırmızı bir beyaz hayaletin arkasında görünmez oluyorlar. dalgaların şarkıları ve ırmakların ilahileri ortalığı dağılıyor, ve kalabalıkların sesleri sessizliğe bürünüyor; ve artık ahiret'in müziğinden başka ses duymuyorum.
Sayfa 94
Gitmek gerekiyordu. Beklemek gerekiyordu. Yollara, taşıtlara, insanlara bakmak gerekiyordu. Bir bahçe vardı altta, içimizde, sonbahar yelleriyle kavruk, bakımsız, bitli; ağaçları budamak gerekiyordu. Hendeklerin yamacına çömelmek neye yarar! Bitmeyen birşey varsa susmak neye yarar,bitmiş gibi! Susmak gerekiyordu büyük uğultuda, kalkmak, kalkılmaz saatte, kuşların düştüğü saatte; Konuşmak, düşen kuşları toplamak gerekiyordu. Neden düşüyorlardı sanki geceye kavuşmadan!" Oktay Rıfat/Elleri Var Özgürlüğün
PLATON'UN MAĞARA BENZETMESi
Bir yeraltı mağarasında yaşayan insanlar düşün. Sırtları giri­şe dönük, elleri ve ayaklarından bağlanmışlar; onun için mağaranın duvarlarını görebiliyorlar sadece. Arkalarında yüksek bir duvar daha var ve bunun ardında da çeşitli şekilleri duvardan biraz daha yüksekte tutarak, insan benzeri varlıklar gidip geliyor. Bu şekillerin arkasında bir ateş
pan yayıncılık, çeviri: Sabir Yücesoy, 45.basım
Öpüşmek yasaktı, bilir misiniz, Düşünmek yasak, İşgücünü savunmak yasak!
Sayfa 11 - Yapı Kredi Yayınları, 1. Baskı, Eylül 2016Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.