Her zaman bir yıkımdan doğan sürgün, yalnızca acılı deneyimler pay etmez. Bazı kapıları kapatır ama bazılarını da açar. Bir kefarettir ama aynı zamanda bir özgürlük ve sorumluluktur. Bir kara yüzü vardır, bir de kızıl yüzü.
Her zaman bir yıkımdan doğan sürgün, yalnızca acılı deneyimler pay etmez. Bazı kapıları kapatır ama bazılarını da açar. Bir kefarettir ama aynı zamanda bir özgürlük ve sorumluluktur. Bir kara yüzü vardır, bir de kızıl yüzü.
Sayfa 36 - Metis yayınları
Reklam
_Şeytanla anlaşmak, yani Nevrotik kişinin kendi benliğinden vazgeçmesi, ruhunu satmasına karşılık gelmektedir. Psikiyatride bunu "kişinin kendine yabancılaşması" olarak adlandırıyoruz. Tıpkı bellek kaybı ve kişiliksizleşmede olduğu gibi kişi, kimlik duygusunu yitirmiş, kendine aidiyeti kalmamıştır. Sanki bir sis bulutu icindeymiş gibi
İnsan dediğimiz varlık, neredeyse bir hayvan gibi yaşadığı karanlık bir geçmişten uygarlaşarak gelen, bu yüzden de bu hayvani doğayı hâlâ bir ölçüde içinde taşıyan bir mahlûk mudur? Yoksa insan yeryüzünde var olduğundan bu yana hep bir kültür içinde, bir topluluk içinde belirli göreneklere göre mi yaşamıştır? Yani aslında Batı düşüncesinin
Temel İhtiyaçları Karşılamanın Farklı Yolları•••
İhtiyaçlar ile doyurucular arasındaki ayrım tüketicilerin özgürleşmesi konusundaki tartışma için önemlidir çünkü aynı temel insan ihtiyaçlarını farklı şekillerde karşılamanın yolları olduğunu görmemizi sağlar. Max-Neef ve meslektaşları dokuz temel insan ihtiyacı tespit etmişlerdir: • kendini idame (sağlık,gıda,barınak ve giysi), • korunma ( bakım, dayanışma, iş vb.), • şefkat ( sevgi, bakım,dayanışma vb.), • anlayış ( başkaları arasında: araştırma, öğrenme ve analiz), • katılım (sorumluluklar, haklar ve görevlerin paylaşılması), • boş zaman/aylaklık (merak,hayal gücü,rahatlama, oyunlar, eğlence), • yaratım (iç görü, hayal gücü,iş,merak), • kimlik (aidiyet duygusu, farklılaşma, öz güven), • özgürlük (özerklik, öz güven, kendi kaderini tayin, eşitlik). Bu temel ihtiyaçlar evrenseldir ve zengin fakir demeden, hem “aşırı gelişmiş” hem de “az gelişmiş” ülkeler için geçerlidir. Aşırı gelişmiş ya da endüstriyel toplumlarda bu ihtiyaçlar neredeyse sadece piyasa satılabilen ve endüstriyel olarak üretilmiş doyurucularla karşılanır. Bunlar genellikle aslında gerçek doyum sağlamayan söz doyuruculardır. ÖRNEĞİN toplumdaki konumu yükseltmek için satın alınan arabalar, sevgi ve hayranlık ihtiyacını karşılamak için alınan kozmetikler. Sözde korunma, kendini idame ve özgürlük ihtiyaçlarını karşılamak için meşrulaştıran silah imalatı ve alımı gibi bazı doyurucular ise tersine yıkıcıdır.
Sayfa 398 - Sinek SekizKitabı okudu
Her zaman bir yıkımdan doğan sürgün, yalnızca acılı deneyimler pay etmez. Bazı kapıları kapatır ama bazılarını da açar. Bir kefarettir ama aynı zamanda bir özgürlük ve sorumluluktur. Bir kara yüzü vardır, bir de kızıl yüzü.
Reklam
24 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.