özgür

392 syf.
·
Not rated
·
Read in 173 days
Litvanya Hikâyeleri
Litvanya HikâyeleriHermann Sudermann
8/10 · 2 reads
Reklam
özgür

özgür

, started reading a book
Ölülerle Röportaj
Ölülerle RöportajYiğit Caner Ertoşi
6.2/10 · 11 reads

Reader Follow Recommendations

See All
özgür

özgür

, thinking of reading a book
Pandispanya Gazetesi
Pandispanya GazetesiElvan Kaya Aksarı
8.5/10 · 28 reads
Nora başını iki yana salladı. Kopup düşmesini dileyerek. Kendi başının. Yere. Bir daha asla yabancılarla sohbet etmek zorunda kalmamak için.
Reklam
-herhalde bütün sanatlar- tam bir adanmışlık istiyordu. Eyleme ne kadar yoğunlaşırsanız, diğer şeylerden o kadar uzaklaşıyordunuz. Kendiniz olmaktan kurtulup yaptığınız şeye dönüşüyordunuz.
Duşa şöyle bir baktı. Açık sarı perdede belli belirsiz öğrenci evlerini hatırlatan bir kir vardı. Evin ona hatırlattığı şey buydu. Öğrenci evi. Otuz beş yaşındaydı ve bu hayatta öğrenci gibi yaşıyordu. Lavabonun yanında gördüğü antidepresanı -fluoksetin- aldı. Kutunun üstündeki etikette n. Seed yazıyordu. Bir kez daha kolundaki izlere baktı. İnsanın kendi vücudunda bir gizeme açılan ipuçları bulması garip bi histi.
Morslar utanmayı bilmedileri için, insanın gözüne istedikleri kadar, uzun uzun bakabilir.
Sayfa 126Kitabı okudu
Piyanoda yanlış nota diye bir şey olmadığına dair müzisyenlerin söyleyip durduğu eski klişe laf vardı. Ama nora'nın hayatı anlamdız bir kakofoniden ibaretti. Muhteşem yönlere doğru gidebilecek bir parça, artık hiç bir yere gitmiyordu.
Kara deliklere fazla yaklaşırsanız, yerçekimi kuvvetiyle sizi kendi karanlık, kasvetli gerçeklerinin içine çekerler.
Reklam
Nora, neil'ın elmas hakkındaki yanlışını düzeltemedi. kömürün de, elmasın da karbon olduğunu ama kömürün hiç bir basınç altında elmasa dönüşemeyecek kadar katışıklı bir karbon olduğunu söyleyemedi. Bilimsel olarak, kömürseniz kömür kalırdınız. Belki de hayattan alınması gereken esas ders buydu.
Pişmanlıklar kaybolup gitmezdi. Sivrisinek ısırığı gibi değildiler. Sonsuza kadar kaşınırlardı.
İşte o sabah canına tak etti, onu farklı kılan tuhaf hali buydu. O kadar çok görmezden gelmeye çalışmıştı ki, artık dayanamıyordu.
...kısa süreliğine hepsi, aynı şeyi hissetmişti. Onu durdurmaya gelmişler belki ancak, o gözleri, o titreyen dudaklarını gördüklerinde adamın, bundan vazgeçtiler. Polisler saygıyla bir adım geri çekildi. Adam tekrar şimdi karanlık olan ufka baktı, artık hazırdı. Kendini yavaşça öne doğru bıraktı ve hemen sonra gözden kayboldu. Birkaç saniye sonra ani bir gürültü duyuldu. Adam, arabanın çok yakınına düşmüştü, karısının, çocuğunun yanı başındaydı. Bir farkı kalmamıştı onlardan. Sadece biraz daha tanınmayacak haldeydi, yüzükoyun huzur içinde kendi kanı içerisinde uyuyordu. Tanınmaya değecek biri değildi zaten. Bir hiç olarak yaşadı, bir hiç olarak öldü. Özenle katladığı ceketiyse hâlâ çatıda, yalnız başına yeni sahibini beklemekteydi.
148 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.