Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Özgür Yılmaz

Özgür Yılmaz
@ozgurveyilmaz
Öğretmen
Lisans
Kocaeli
Kahramanmaraş, 14 Temmuz
47 okur puanı
Ekim 2018 tarihinde katıldı
Reklam
"Büyümüştüm artık. Bu sefer ben de gidecektim. Arkadaşlarım sürekli gidiyordu. Mahallede toplandığımızda önceki günkü maceralarını ballandıra ballandıra anlatıyorlardı. Onları hayranlıkla dinliyor ve çok kıskanıyordum. Bizimkilerden izin istesem yine vermeyeceklerdi. Ama kararlıydım. Gidecektim. Akşam elimde bir poşet balıkla geldiğimde birden yumuşayıp kızmayacaklardı. Hatta, “Oğlumuz büyümüş de eve balık getiriyor," diyeceklerdi.”   Özgür Yılmaz anların, sahnelerin öykülerini tanığı olmuşcasına anlatıyor Asil Adam’da. Mahallesini kurmuş, işleyişe karışmıyor, müdahil olmuyor. Seyretmekten yorgun düştüğünde araya giriyor. Hayvanlar ve nesneler de eşlik ediyor bu şölen havasına. Güldüğünüz şeyler, üzüldüğünüz şeyler. İki duygu arasında kararsız kaldığınızda birini tercih etmek zorunda değilsiniz. Herkesin en az bir tanışla masadan kalkacağı öyküler.
YAZMAK bazen seninle olanaksızlık arasındaki tek şeydir, hiçbir kadının aşkı, hiçbir servet boy ölçüşemez

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Özgür Yılmaz, ilk kitabı Hayat Dediğin'le fazlalıklarını daha en başından atmış, kısa ama vurucu cümleler yardımıyla kırgınlığın kenar sokaklarında geziniyor. Hayat Dediğin, bir ilk kitap değil de olgunluk dönemi eseri sanki. Her şeyden önce bir derdi olan öyküler.. Kemal VAROL
Leyla
Aynı yerde üniversite okuma hayali kuruyorduk. Mümkünse büyük bir kent olsundu. Burası küçük ve sıkıcıydı. Yıllar böylece geçip gidiyordu. Liseyi bitirmek üzereyken kahrolduk. O gün parka geldiğimizde çok üzgün görünüyordun. İlk kez bizi soğuk bir gülümsemeyle karşıladın. İki gözün iki çeşme o uğursuz haberi verdin. İçimizi ısıtan beton masa özüne dönmüştü. Artık her şey soğuk ve katıydı. (Özgür Yılmaz - Hayat Dediğin)
Reklam
Yalnız yazarak devam edebilmek. Yazmak, bu soğuk cehennemde, direnmek demek. Şimdi, bu dağ başında yazmaya çalışırken görüyorum, yazmak benim için hep direnmek demekmiş - saplantılara yaşamın güç koşullarına anlamsızlığa, saçmalığa her tür baskıya ölüme, ölümün gerçeğine çılgınlığa, çıldırmaya. (Ferit Edgü'nün Tüm Ders Notları kitabından.)