Medenî milletler seviyesinde söz sahibi olabilmek için düşünce dünyası, yaşayış biçimi, devlet düzeni, ahlak ve din hayatı gibi konularda fedakârlıklardan kaçınılmaması salık verilmekte, İslâmî anlayış ve bağların
terki öngörülmektedir.
Böylece dinî kişilikten uzaklaştırılan müslümanlar, millî şahsiyetten de uzak tutulmaya, “emre sadık köleler topluluğu” hâline getirilmeye çalışılmaktadır. Bu çalışmaların sonucudur ki "kanunların dünya ihtiyaçlarına göre çıkaran," "din ve dünya işlerini birbirinden ayıran" Müslüman devletlerin sayısı artmaktadır.