Farsçada da güzel bir tâbir vardır, "men çi gûyem temburam çi gûyed," "ben ne söylüyorum tamburum ne çalıyor".
Sayfa 128Kitabı okudu
"Sevgili Sumru, umarım beni anlarsın ve böyle çekip gitmemden dolayı kızmazsın. Ne yapayım ki başka çarem yoktu, en doğru olan buydu. Diğer türlü sana haber verip gitmem inan benim içinde çok zor olurdu. Sanırım bir daha karşılaşmayacağız, ama insan yine de umut etmek istiyor. Çünkü umut etmeden yaşamak ne kadar zor değil mi? Bir gün hiç beklemediğin bir an hiç beklemediğin bir yerde karşına çıkabilmeyi nasıl istediğimi anlatamam. Şimdi güneşli ve güzel günlere olan inancımızla sözleşelim. O günler geldiğinde seninle hep gitmek istediğimiz çocukluğumun geçtiği Siyasümbül gölünün kıyısında birlikte geleceğe yürüyeceğiz. Hakkında pek bir şey bilmediğimiz bir gelecekte değil, çoktan başlamış bir gelecekte, bizim adımızı taşıyan bir gelecekte tüm sevgimle..." Gelecek Uzun Sürer, Özcan Alper
Reklam
Leonardo da Vinci
Yollarımız artık ayrılıyor Sandro. Her geçen gün yüzün içime daha büyük bir acıyla yıkılıyor. Sanki seni kaplayan umutsuzluk tabutunu hazırlıyor ruhumun. Ayaklarımın altındaki sandalyeye ha vurdun ha vuracak gibisin. Susup çaresizlikle bu ânı bekliyorum... Güzel gözlerini avuçlarıma düşüren hüzün uzak durmayacak mı benden? Yüzündeki ılıklığı yıkayan sabah olmak isterken, batıya yürüyen gün müyüm ben? Bak öyle kayıyorum senden, işte tam öyle, uzağa... kayıyorum senden.
Sayfa 760
Wolfgang Von Goethe
Gönlünü kaptırdığı Friederike'ye karşı beslediği hisleri Genç Werther'in Acıları'nda dile getirecektir. Bu aşkın sonu da bir öncekinden farklı olmaz. Mezun olduğunun ertesi günü kaçışını bu tutkudan korktuğu için gerçekleştirdiğini söyleyen şair, her ne olduysa o tarihte -Friederike'yi cevapsız sorularla hatta kimi söylentilere göre hamile bırakarak- çekip gitmiştir. Daha sonra kendisi de "ilk defa suçlu hissettim kendimi; dünyanın en güzel kalbini en derinden yaralamıştım ve o karanlık pişmanlık dönemi, insana can veren aşkın da yokluğunda son derece acıydı, hatta dayanılmazdı"
Sayfa 312
Sen seversin, diye yapılan şeylerin güzelliğine aşığım. Bir fikrin güzelliğine tutulmaktan bahsediyorum. Her şeyi bir kenara bırakıp, seni düşünmüş. sevdiğin şeyi biliyormuş da mutlu etmek için onu yapmış. Dünyanın en güzel hissi, bir fikrin içinde var olmak. Düşüncelerde sevilmek…
Sayfa 115Kitabı okudu
196 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Ayrıntı emekçisi
Gökhan ÖZCAN'ın ilk okuduğum kitabı. Yazarın 1991'de basılmış bir eseri.Bir kitap ile uslu hakkında konuşabilir miyim zannetmiyorum. Fakat ayrıntılara o kadar güzel değinilimiş ki çok sevdim. Bir cebin dilinden, cebin çektiği yalnızlığı düşündünüz mü hiç? Veya Kafka'nın Dönüşüm kitabında Gregor Samsa'nın bir böceğe dönüşmesini anlatırken, Gökhan ÖZCAN size tam tersini anlatır. Ya bir böcek bir sabah uyandıgında insan olursa? Ya da bir sabah karyolaya sıkışan ayak baş parmağınız ile sınavınızı anlatsa, kitabı okurken sürekli ayak baş parmağınıza iyi ki varsın derseniz :))) Bölüm bölüm yazılan eserde konu başlıkları ile yazıya bütüncül bakmak gibi bir algınız varsa bu kitapta olmuyor :) ayrıntılar güzel ama bütünlük tam olmadı. Bu yüzden okumalarıma özellikle son yayınlanan kitabı ile devam edebilirim. Aradaki gelişimi birebir gözlemlemek için. İyi okumalar
Hiçbişey
Hiçbişey
Gökhan Özcan
Gökhan Özcan
Hiçbişey
HiçbişeyGökhan Özcan · Vadi Yayınları · 2018487 okunma
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.