Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Özkan

Varıp gübreliğe konan kargalar, has bahçada gül kadrini ne bilir !
Reklam
Gelin bakalım şimdi! Oy verdiğiniz hükümet ve kardeşlerinizin hizmet ettiği ordu hiç duraksamadan ve vicdan azabı duymadan "soykırım" işlerken siz kurban değilseniz, o zaman kesinlikle işkencecisiniz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Başka silahımız yoksa bile,bıçağın sabrı yeter.
Türk icadı kervansaraylarda da hamamlar vardı. Amerika'nın meşhur mizah yazarı Mark Twain, İstanbul'da hamama girdiğini anlatır. "Beni öyle bir ovup ovalayıp keselediler ki, hamamdan çıkınca elbiselerim bol gelerek üstümden sarktı" der.
Reklam
Hep korkudan
İlkçağ başlangıcında ölülerden çok korkulurdu, hortlarlar diye. Hortlamamaları için mezarlarına içecek, yiyecek konurdu. Zenginse köleleri öteki dünyada hizmet etsin- ler diye ölüyle öldürülürler, gömülürlerdi. Karıları da öldürülürdü, atları da öldürülürdü, arabaları, kap kacakları da. O zaman ateş tanrılaştırılmıştı ve tapınılırdı ateşe. Ölüler evlere gömülür ve ocak ateşinin de ölüleri diri tuttuğuna inanılırdı. Onun için evliyalara, Meryem Ana'ya mum yakılır. Ölüler gömülürken, "ölü çok iyi insandır, şöyle değerli, böyle değerlidir" diye pehpehlenirdi ki; kızıp hortlamasınlar ve dirilere baş belası olmasınlar. Onlar öldükten şu kadar gün sonra onların gönüllerini hoş etmek için tatlılar pişirilirdi, lokmalar, helvalar, aşure gibi hububat (tahıl) ve kuruyemişler hediye edilirdi. Amaç, aman hortlamasınlardı bidayette.
Ölenler nur içinde yatarlar ya; nur içinde olmak için ölmek gerekmez. Her yıl Akdeniz'e gidip nur içinde yüzmeli.
Denizin sesi buralarda bambaşkadır. Şuracıkta bir gülüş seli çınlar. Yalnızlık da susar. Deniz içini çeker. Ama gene "hahah hay!" diye gürler gelir.
418 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.