Karşımda birden Epiktetos belirdi:
-Kaybettim deme,geri verdim de!diye söze başladı. Sonra:
-Hayat bir ziyafetten başka bir şey değildir. Yemek ne kadar sürmüşse, ziyafet orada biter. Kolun bu sofrada nereye kadar uzanmışsa,nasibin o kadardır. Bütün sofraya gelenleri değil, yalnız önüne uzatılan tabaktan kendi hisseni iste! diye devam etti:
-Hem bu hissen için de müsamahalı ol. Senin yağını mı döktüler? Senin şarabını mı çaldılar? Kendi kendine de ki,bunlar huzurun pahasıdır.
Bana sorsalar, elbette ki ölmek istemezdim. Henüz yirmi bir yaşımı sürüyordum. Ama ne var ki, insanın bazen ölümü bile kurtuluş sayacağı anlar vardır. İşte şimdi ben de böyle bir an yaşıyordum.
Gidilmemesi gereken yollar vardır, üzerine gidilmemesi gereken askerler vardır, üzerine saldırılmaması gereken kentler vardır, mücadeleye gerek olmayan yerler vardır,yerine getirilmeyecek hükümdar emirleri vardır.